Umutlar 2007 için

Güncelleme Tarihi:

Umutlar 2007 için
Oluşturulma Tarihi: Ocak 01, 2007 00:00

Başkent, 2006 yılında oldukça hareketli günler geçirdi. Türkiye’nin geneli gibi 2006’ya kuş gribi paniğiyle başlayan Ankara, yıl boyunca yaşanan vahşet olaylarına, siyasi suikastlere ve operasyonlara tanıklık etti. İşte Türkiye gündemini belirleyen Ankara’da yaşananlar

Yenİ bir yıla merhaba diyen başkent, 2006’da hop oturup hop kalktı. Ardı ardına patlayan operasyonlar, facialar, cinayetler, Ankaralıları ve Türkiye’yi günlerce meşgul etti. 2006 boyunca gazetelerin sayfalarını, Ankara’da yaşanan olaylar doldurdu. Kuş gribi ilk kurbanlarını Başkent’te verdi. Seri katil bir bayram günü yolunun üzerine çıkan herkesi öldürdü. Üniversitelerimiz de ise hiçte 21 yüzyıla yakışan hareketler olmadı. Elbette Ankara’da "Neler oluyor bize" dedirten türden olaylara şahit olduk. Ve cumhuriyet tarihimizde ilk kez bir yüksek mahkeme basıldı ve dehşet yaşandı. Ankara Hürriyet, Türkiye’yi sallayan olayların yaşandığı 2006’ya sizler için kısa bir bakış attı.

Kuş gribi Ankara’da

2006’nın ilk günlerinde Türkiye, Doğubeyazıt’ta yaşanan ölüm olayıyla irkildi. Hasta bir tavuğun etini yiyen dört kardeşten biri hayatını kaybetmişti. Ölüm nedeninin "Kuş Gribi" olduğu kesinleşirken salgın, kısa sürede yayıldı ve sonunda Ankara’ya da ulaştı. Ankara’nın Bala ilçesinde iki kardeş kuş gribi teşhisiyle tedavi altına alındı. Muharrem ve İskender Çanak kardeşler, yoğun bir tedavinin ardından sağlıklarına kavuştular. Bir ay süreyle kuş gribi endişesi başkentlilere zor anlar yaşatttı.

Adliyede at ve eşek eti paniği

Türkİye’nin en önemli yargılamalarının yapıldığı, operasyonlarının yürütüldüğü Ankara Adliyesi, 2006 yılında bambaşka bir nedenle çalkalandı. Adliye yemekhanesinde verilen yemeklerde at ve eşek eti kullanıldığı haberi önce adliyeye sonra tüm ülkeye hızla yayıldı. Adliye çalışanlarının, hakimlerin, savcıların ve avukatların faydalandığı yemekhaneye et satan şirket yetkilileri, tutuklandı. Adliye personeli, günlerce eylem yaptı. Et şirketi ise ısrarla kendini savundu. Aylarca süren yargılama sonunda paniğin yersiz olduğu, etlerin sığır eti olduğu anlaşıldı.

Başkenti sarsan facia

Türkiye’nin dış politikasında yaşanan depremlerle boğuşan Dışişleri Bakanlığı çalışanları, 23 Ocak günü bambaşka bir acı yaşadı. Mesailerine başlamak için yola çıkan Dışişleri Bakanlığı personeli bir özel halk otobüsünün kurbanı oldu. İstanbul yolunda meydana gelen kazada servisteki 9 kişi hayatını kaybetti. Kazada serviste bulunan 3 yaşındaki Aslı Nur da hayatını kaybetti. Şoför 22.5 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Gazi’de hava ısınıyor

Gazİ Üniversitesi’nde 2006 boyunca gündeme gelecek olan şiddet olaylarının ilki, Remzi Altunpolat adındaki öğretim görevlisinin uzun saçı ve küpeleri nedeniyle saldırıya uğramasıydı. Vize döneminde fazla mesaiye kalan Altunpolat, okul çıkışında kimliği tespit edilemeyen saldırganlarca dövüldü. Olayın ardından şiddete karşı imza kampanyası düzenleyen ve sokaklara dökülen akademisyenler, Türkiye gündemine oturdu. Ancak Gazi’de bundan sonra da sular durulmadı.son olarak, Prof. Dr. Kadir Cangızbay’ın arabasının tekerleri parçalandı.

Yargının kara çarşambası

2006 yılına damgasını vuran Danıştay saldırısı da yine Ankara’da gerçekleşti. 17 Mayıs Çarşamba günü Türkiye, Danıştay binasına silahlı bir saldırı düzenlendiği haberleriyle yankılandı. Gün içinde basına yansıyan ayrıntılar, olayın korkunçluğunu ortaya çıkardı. Alparslan Arslan adında bir avukat, türban konusunda verilen bir kararı gerekçe göstererek Danıştay’ı bastı ve Danıştay 2. Dairesi hakimlerine kurşun yağdırdı. Saldırıda hakim Mustafa Yücel Özbilgin öldü.

’Bize neler oluyor’ dedirten bir cinayet

Düzenlİ yerleşimi ve sakinliğiyle bilinen Batıkent semti, 29 Mayıs sabahına korkunç bir katliamla uyandı. Erkek arkadaşıyla anlaşan 16 yaşındaki lise öğrencisi G.K., korkunç bir planla annesini, babasını ve ablasını öldürdü. G.K., sevgilisiyle görüşmesini yasakladıkları için ailesini öldürmeye karar verdiğini söyledi. Bu vahşete akıl sır erdiremeyen başkentliler, günlerce bu olayı konuştu ve anlamaya çalıştı. Cinayeti birlikte işledikleri belirtilen iki sevgilinin yargılaması, hala devam etmekte.

Operasyonlar şehri Başkent Ankara

BaŞkent 2006 yılında ardı ardına gerçekleştirilen çete operasyonlarıyla çalkalandı. Onlarca insanın gözaltına alınıp tutuklandığı operasyonlar, haftalarca sürdü. Bu operasyonlardan Küre ve Atabeyler Operasyonlarında gazeteciler adliye ve emniyetin kapısında günlerce kamp kurdu. 18 Şubat’ta gerçekleştirilen Küre Operasyonu’nda şarkıcı İbrahim Tatlıses’in de adı geçiyordu. Aralarında emekli polis ve askerlerinde olduğu sanıkların, milletvekillerini izledikleri ileri sürüldü. yakalananların yargılamalar sürüyor..

Bir seri katilimiz eksikti: 9 cinayet

2006’nın Ramazan Bayramı’nda Türkiye’nin pekçok yerinde seri cinayetler işleyen katillerin son durağı Ankara oldu. Seri katiller Yiğit Bekçe ve Mehmet Karahasan, cinayetlerine Bursa’da başladılar yedi kişiyi öldüren saldırganlar 23 Ekim’de de Gölbaşı’nda Enver Aycık ile Necati Yücel’i öldürdü.

21 ARALIK’TAYAKALANDI

Yakalanan saldırganlardan biri kendisini görüntüleyen gazetecilere "Zevk için öldürdüm" diye bağırdı. Bu olaydan iki ay sonra bu kez başkent ardı ardına işlenen "Bakkal Cinayetleri"ni konuşmaya başladı. İki gün içinde iki bakkalı öldüren saldırganlar, 21 Aralık’ta yakalandılar.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!