Umuda ödül verilir mi?

"NOBEL Barış Ödülü bu yıl ABD Başkanı Barack Obama’ya verildi."

Ne yalan söyleyeyim ilk tepkim "Hadi canım sen de" oldu.

Adam iktidara geleli bir yıl bile olmadı.

Barış ödülü için bu yıl 205 adayın ismi geçiyordu.

O isimler arasında Obama’nın olduğunu ne duyan var ne de tahmin eden.

Tam bir şok!

’Şok’
kelimesini bilinçli kullanıyorum çünkü ödülü Obama’nın kazandığı duyulunca dünya kamuoyu resmen ikiye bölündü.

* * *

Avustralya’dan Amerika’ya bir grup "Obama umut ışığını yeniden yaktığı için fazlasıyla hak ediyor" diyerek sevinç çığlıkları atıyor.

Afganistan’dan İran’a, Irak’tan Avrupa ve Amerika’ya bir diğer grupsa "Obama güzel nutuklar atmak dışında barış adına ne yaptı da bu ödülü aldı" diyerek isyan ediyor.

Ve ben tepki ve destek mesajlarını okudukça kendi içimde ikiye bölünüyorum.

İsyana da, sevinç çığlığına da eşit derecede hak veriyorum.

Aklım "Hadi canım sen de" diyor yüreğim "İyi ki varsın umut".

* * *

Rasyonel açıdan baktığınızda gerçekten de Obama’nın bu ödülü alması çok tartışmalı.

Çünkü Nobel Barış Ödülü bugüne kadar iyi niyetli girişimlere değil, somut kazanımlara verildi.

Obama’nın iktidara geldiğinden bu yana barışa dönük güçlü söylemleri oldu ama henüz bir eylemini görmedik.

Ne Amerikan askerlerini Irak’tan çekebildi, ne Afganistan’ın işgaline son verdi.

Ne İsrail-Filistin sorunu çözüm yolunda ne de Keşmir.

Ayıptır söylemesi Guantanamo’yu bile boşaltabilmiş değil.

Türkiye-Ermenistan ya da Dağlık Karabağ deseniz futbol diplomasisi aşamasında.

İran’la nükleer silah konusu bırakın barışçıl çözümü her an savaş çıkarabilir.

Yani Obama’nın bir tek elle tutulur somut kazanımı yok.

Ayrıca Ocak’ta başkanlık koltuğuna oturan bir lideri Şubat’ta aday olarak sunmak prosedür açısından tam bir skandal.

O halde nasıl aldı bu ödülü?

* * *

Nobel Ödül Komitesi’nin gerekçesi şöyle: "Dünyanın dikkatini Obama kadar çok cezbeden ve insanlara daha iyi bir yaşam umudu veren az lider var."

Türkçesi Obama barışı gerçekleştiren bir lider olduğu için değil dünyaya barış umudu verebildiği için ödüllendirildi.

Yani bu yıl Nobel Barış Ödülü UMUDA verildi.

Tıpkı 1990’da Soğuk Savaş dönemini bitirmesi umuduyla Gorbaçov’a verildiği gibi.

Fakat 108 yıldır komite bu ödülü barışa somut katkı yapmış liderlere veriyordu.

Gorbaçov’u saymazsanız ki saymayın, o bile ödül aldığında çok önemli somut adımlar atmıştı, Nobel Barış Ödülü ilk kez eyleme değil söyleme veriliyor.

İnsanlar içerde ve dışarıda bu yüzden ikiye bölünüyor.

* * *

Nobel Ödül Komitesi Obama’yı 108 yıldır teşvik etmeye çalıştığı barışçıl değerlerin en önde gelen sözcüsü ilan etti. Bunun en önemli sebebi Obama’nın ’kaba kuvvet’ yerine ’yumuşak güç’ ilkesine dayanan diplomasi anlayışı çok kısa bir sürede uluslararası siyasette yeni bir iklim yarattı.

İslam dünyası ile iyi ilişkiler kurması, nükleer silahlardan arınma vizyonu, ABD’nin iklim değişikliğinde daha yapıcı bir rol alması ödül komitesini hayli etkilemiş.

Geçen yıl ödülü alan Martti Ahtisaari teşvik edici olacağı için ödülün Obama’ya verilmesine çok sevinmiş.

Fakat ödülün kendisine verildiğini duyan Obama bile şaşkınlığını gizleyememiş.

Anlayacağınız dünya kamuoyunun ikiye bölünmesi gayet normal.

Benimse kendi içimde yaşadığım bölünmeye rağmen tercihim umuttan yana.

Ne de olsa umut sadece Nobel komitesinin değil fakirin de ekmeği.
Yazarın Tüm Yazıları