Ülkücüler şarkıyı yanlış biliyor, yanlış söylüyor

Güncelleme Tarihi:

Ülkücüler şarkıyı yanlış biliyor, yanlış söylüyor
Oluşturulma Tarihi: Kasım 21, 2000 00:00

Haberin Devamı

Azerbaycan Büyükelçisi Nevruzoğlu'na göre, Çırpınırdı Karadeniz'in sözü de bestesi de Azeri Erivan'lı Ermeni akordeoncu Ohannes Baronyan'ın Türkçe ve Ermenice olarak söylediği ‘Çırpınırdı Karadeniz’ şarkısı tartışma yarattı. Azerbaycan Büyükelçisi Mehmet Nevruzoğlu, Çırpınırdı Karadeniz'in şiiri, Azerbaycan Milli Marşı'nın da yazarı Ahmet Cevat'a, bestesinin ise Milli Marş'ın bestecisi Hacıbeyov'a ait olduğunu ve bu konuda ülkücülerin yanıldığını söylüyor. MHP Genel Başkan Yardımcısı Yahnici, ise şiirin Ahmet Cevat'a ait olduğunu doğrulamakla birlikte, bizim Çırpınırdı Karadeniz'i Kemança adlı Ermeni Halk şarkısı üzerine monte ettiğimizi iddia ediyor.

ANKARA'da bir lokantada müzik yapan Erivan'lı Ermeni Akordeoncu Ohannes Baronyan'ın Türkçe ve Ermenice olarak söylediği ‘Çırpınırdı Karadeniz’ şarkısı tartışma yarattı.

MHP Genel Başkan Yardımcısı Şevket Bülent Yahnici'nin, ‘‘bestesi bir Ermeni Halk Türküsü'ne ait’’ dediği Çırpınırdı Karadeniz için Azerbaycan Büyükelçisi Mehmet Nevruzoğlu, ‘‘Sözü de, bestesi de Azeriler'e ait’’ diyerek, bir ‘Kültür Tartışması’ başlattı. Nevruzoğlu, ‘‘Çırpınırdı Karadeniz'i maalesef Ülkücüler de yanlış söylüyor’’ diye sitem etti.

Büyükelçisi Nevruzoğlu, bu ünlü şarkı için şu bilgileri verdi:

‘‘Çırpınırdı Karadeniz'in şairi Ahmet Cevat Ahundzade. Ahmet Cevat, Türkiye'nin Mehmet Akif'i gibi. Azerbaycan'ın Milli Marşı'nın yazarı. Bu şiirini 15 Aralık 1914'te Gence'de yazdı. Ahmet Cevat, 1. Dünya Savaşı'nam Türkiye'de katılmış. O dönemde Türk Ordusu'nun Kafkasya'ya gelmesini istiyor. Stalin döneminde 1937'de, ‘Türkiye'yi seviyorsun, Pan-Türkistsin' suçlamasıyla kurşuna diziliyor. Bestecisi de Milli Marşımızın bestecisi Hacıbeyov'dur. Ülkücüler de dahil şiiri ve şarkıyı yanlış okuyorlar. Çırpınırdı Karadeniz'in Ermeniler'le hiçbir alakası yok. Ermeniler, Çırpınırda Karadeniz'e benzeyen Kemança'da bizden etkilenmişlerdir.’’

Nevruzoğlu, görüşlerini şöyle aktardı: ‘‘Sorun, sadece Çırpınırdı Karadeniz sorunu değil, Azerbaycan'ın hakkının yenilmesi. Türkiye'de Azerbaycan türküleri tahrip edilerek ‘anonim' diye söyleniyor. Türklük için canını veren büyük şairin şiirini Ermenice'den çevrilip, yalan-yanlış okunması çok acı ve bizi çok üzüyor. Bu olanlar büyük şairin kemiklerini sızlatıyor.’’

SARI GELİN DE AZERİ

MHP Genel Başkan Yardımcısı Şevket Bülent Yahnici ise görüşünde ısrar ediyor: ‘‘Çırpınırda Karadeniz'in şiiri Azerbaycan Milli Şairi Ahmet Cevat'ın. Ama, biz bu şarkıyı, Ermenicesi denilen Kemança adlı Ermeni Halk şarkısının bestesi üzerine monte etmişiz. Kemança, Çırpınırdı Karadeniz'den evvel de söylenen bir halk türküsü. Biz, ona uyarlamışız.’’ Yahnici, ayrıca Kemança'yı Ermeniler yanında, Karadeniz'de ve Kafkasya'da Lezgiler'in de söylediğini savunuyor.

Yahnici, Ermenilerin, Kafkas Kültür Dairesi içerisinde Türk kültüründen etkilenerek yer aldıklarını belirterek, Türkiye'de Ermeni asıllı halk şairlerinin bağlama ile Türkçe türküler, halk şiirleri okuduklarına ve aşık geleneğini kullanan Ermeni asıllı halk şairlerine de dikkat çekerek, ‘‘Örneğin Sarı Gelin, bizde de onlarda da söyleniyor. Klasik Türk müziğinin en büyük üstatları Ermeni Udiler, Ermeni kanuniler olmuş. Türk müziğine yüzlerce, binlerce eser kazandırmışlar’’ diye ekliyor.

Azerbaycan Büyükelçisi Çırpınırdı Karadeniz dışında, Sarı Gelin'in de Azeri olduğu iddiasında: ‘‘Sarı Gelin'in Ermeniler'le hiçbir ilgisi yok. Zaten, Ermenice'de ‘sarı' ve ‘gelin' kelimeleri yok. Bizde 200-300 yıldır söyleniyor. Sarı Gelin'in bestesi, şu anki Azerbaycan Kültür Bakanı Polat Bülbüloğlu'nun babası Bülbül'e ait. Bülbül, yıllar önce Karabağ'da, Bakü'de, Şuşa'da ‘Sarı Gelin'i söylüyordu. Büyük Azeri sanatçılar Sara Kadimova ve Zeynep Hanlarova da bu türküyü söylüyorlar.Ne acı, ANAP Milletvekili ve yazar Yılmaz Karakoyunlu da Sarıgelin'i Ermeniler'e mal etti.’’

Azerbaycan Büyükelçisi, bu iki besteyle de yetinmiyor, sözlerini şöyle sürdürüyor:

‘‘Türkiye'de ‘Anonim' denilen ‘Dağlar Kızı Reyhan' türküsünün de sözleri Teyyup Kurban'a, bestesi Fikret Amirov'a ait. ‘Arzu Kızım' türküsüne de ‘anonim' diyorlar. Oysa, bunun da sözleri İskender Coşkun'a, bestesi Ali Ekber Tagiyev'e ait. ’’

Ben bu şarkıyı Erivan’da öğrendim

Çırpınırdı Karadeniz'i akordeonuyla Ermenice seslendiren Erivanlı Ohannes Baronyan, bir anda Türkiye'nin konusu oldu. Türk halkı onu, Hürriyet'te yayınlanan bir haberle tanıdı.

Ohannes Baronyan, Çırpınırdı Karadeniz şarkısını Ermenice çalıp söylemesiyle tanındı. Ohannes Baronyan, MHP Genel Başkan Yardımcısı Şevket Bülent Yahnici'ye Çırpınırdı Karadeniz ve Sarı Gelin şarkılarını Ermenice okuyunca, Yahnici de kendisini çok sevdi.

Çeçen, Türk, Azeri ve Rus folklor müziklerini akordeonuyla çalıp söyleyen Baronyan, ‘‘Ben bu müzikleri ve şarkıları Erivan'dayken öğrendim. Benim dedem eski İstanbul'lu imiş. Sonra Paris'e gitmişler. Paristen sonra da Erivan'a geçmişler’’ diyor. ‘‘Çocukluğumda Erivan'daki evimizde Türkçe, Ermenice, Rusça konuşulurdu. Türkçe müzikler dinlenirdi. Zeki Müren'in plaklarını dinlerdik. O yüzden Türkçe şarkı söylemeyi öğrendim.’’

Yüzlerce yıl önce aşık denen ozanların diyar diyar dolaşıp, birbirinden etkilendiklerini ifade eden Baronyan, ‘‘Eski dönemlerde meclis kurulup ortak şarkılar söylenirmiş. Kafkas, Çeçen, Azeri, hepsi beraber müzik söylermiş. Yani kök bir imiş’’ diyor.

Ancak Baronyan, bu şarkıların Türkiye'den mi Ermenistan'a gittiğini, yoksa Ermenistan'dan mı Türkiye'ye geldiğini bilmiyor. ‘‘Ancak benim söylediğim Ermenice sözler, sizde söylenen Çırpınırdı Karadeniz'in sözlerinin karşılığı değil.’’

Sarı Gelin de Azerbaycan türküsüdür

Bakü Devlet Konservatuarı Müdürü, besteci Prof. Dr. Cavanşir Guliyev ‘Sarı Gelin Türküsü'ne ilişkin şöyle diyor:

‘‘Sarı Gelin türküsü ‘Şur' makamında yaratıldı. ‘Şur' makamı, Azerbaycan makam sanatının yedi esas makamından en çok kullanılanı. Tür itibariyle Sarı Gelin ‘uzun türkü'dür. Uzun türkü ise Türkdilli halklar folklorunun önemli bir parçası. Türden oluşan form yapısı olarak diğer halk türkülerinden farklı, nakarat yok. Nakaratın ‘Şur-Şahnaz' şubesi ise sadece Azerbaycan'da oluşmuş ‘Şur' destgahının esas şubelerinden biri.

Azerbaycan milli müziği Doğu müziğinin parçası olduğundan temperasyonu, Doğu temperasyonuna yakın. Bu özellik Azerbaycan folklorunda ve ‘Sarı Gelin' türküsünde kendini belli ediyor: Türkünün esas tonu ile sonraki basamağın arası yarım tondan büyük bir tondan küçüktür ve bu da ‘Şur' makamının esas özelliklerinden biri. Yani ‘Şur' makamının ‘pasaportudur'.

Yukarıda belirttiklerimi gözönünde bulundurarak tam sorumlulukla beyan ediyorum ki, ‘Sarı Gelin' türküsü Azerbaycan, yani Türkdilli halkın türküsüdür.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!