Orta malı deliller

Güncelleme Tarihi:

Orta malı deliller
Oluşturulma Tarihi: Nisan 23, 2007 16:16

Haberin Devamı

Orta malı deliller

Sıcak bir öğle vakti, kentin en kalabalık caddelerinden birinde, yaşlıca adam kaldırıma tükürdü ve yoluna devam etti.


Hemen ardından, birkaç kişi tükürüğün etrafını çevirdi, eldivenli olanı, yere çömeldi, ucuna pamuk sarılı ince bir çubuğu ona değdirdi, ince, uzun bir kabın içerisine koydu. Olan biteni kimse fark etmedi. Birkaç ay sonra, yere tüküren adam, 33 yıl önce işlenmiş bir cinayetin zanlısı olarak tutuklandı. Anlattığım, bir film senaryosu değil, gerçek ve giderek yaygınlaşan bir uygulama. Polis memurları, şüphelendikleri kişilerin DNA'sını normal yollardan elde edemeyince, onları izliyor, geride bıraktıkları sakız, sigara izmariti, kepek, saç ve benzerlerini alıp gidiyorlar. Sizce bu durum, kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek midir, yoksa terk edilen tükürük ya da dışkı, kapı önüne bırakılan çöp gibi "orta malı" kabul edilebilir mi?

1984 başlarıydı. Polis, Kaliforniya'nın ressamlarıyla ünlü sahil kasabası Laguna Beach'te tek başına oturan Billy Greenwood'un uyuşturucu sattığından şüphelendi, evini aramayı planladı, ancak şüphenin "makul" olmadığı gerekçesiyle, arama kararı çıkartamadı. Bunun üzerine, Bay Greenwood'un sokak kapısının önüne bıraktığı, siyah naylon poşetteki çöplerine, belediyenin temizlik işçileri tarafından toplandıktan sonra, el koydu. İçinde, uyuşturucu kullanımında işe yarayan bazı malzemeler buldu, arama kararını aldı ve evde, öngördüğü gibi, bir bölümü satışa sunulacak biçimde paketlenmiş, çok miktarda kokain ve esrar ele geçirdi. Greenwood tutuklandı.

Kaliforniya eyalet mahkemesi, arama emri olmaksızın çöplerin incelenmesini, gerek eyalet, gerekse ABD anayasasına aykırı buldu. Konu, üst mahkemelerden sonra Federal Yüksek Mahkeme'ye götürüldü. Yüksek Mahkeme, zanlının, kapı önüne bırakmak üzere taşıdığı çöp poşetine izinsiz el konamayacağına, ancak sokağa bırakılmış çöplerin, hayvanlar, çocuklar ve dilencilerin kolayca ulaşabileceği "terk edilmiş malzemeler" olduğuna, dolayısıyla arama emri bulunmaksızın incelenebileceğine ikiye karşı altı oyla karar verdi.

Hukukçular arasında hálá tartışılan bu karar, Amerikan polisinin çöpler bir yana, umuma açık mahallerdeki tükürük ve benzeri biyolojik örnekleri de "terk edilmiş, orta malı" şeklinde değerlendirmesine yasal dayanak oluşturuyor. Aslında, Amerikan polisinin bu uygulaması icat değil. İlk kez Avusturya polisi, şüphelendiği kişiyi izlemiş, berberde kesilen saçlarını toplamış, DNA analiziyle katil olduğunu kanıtlamıştı.

33 YIL SONRA YERE TÜKÜRDÜ VE YAKALANDI

Bundan 33 yıl önce bir mart sabahı evine dönen Bay Lloyd, biri dokuz aylık, diğeri üç yaşında, iki çocuğunun annesi Barbara'yı, yatağında, bir kan gölünün ortasında yatarken buldu. Barbara'nın ırzına geçilmiş ve 16 yerinden bıçaklanmıştı. Buffalo polisi, kocadan şüphelendi, günlerce sorguladı, ancak katil olduğunu gösterir hiçbir kanıta ulaşamadı.

Yıllar geçti, Barbara Lloyd cinayeti çözülemedi. Olay yerinden ve mağdurun üzerinden toplanan ne varsa kocaman, beyaz bir karton kutu içerisine kondu, Buffalo adli emanetinin soğuk odasındaki rafların birine yerleştirildi. Beyaz kutu, çocuklar büyüyüp, katilin enişteleri olduğundan şüphelenmelerine ve polisin cinayet dosyasını yeniden açmasını talep etmelerine dek, 33 yıl sessizce bekledi.

2006 yılı baharında, Buffalo polis kriminal laboratuvarı, kutuyu açtı, öldürülen kadının iç çamaşırından katilin sperm lekelerini, buradan da DNA'sını elde edebildi. Karşılaştırma için, enişte Leon Chatt'ın DNA'sına ihtiyacı vardı, ama örnek alabilmek için yasal dayanağı yoktu.

Bunun üzerine polis, enişteyi haftalarca izledi. 2006 Ağustos'unda Leon Chatt, otobüse binmeden kaldırıma tükürdü. Böylelikle tüm genetik bilgisini "terk etti". Polise göre, kaldırımdaki tükürük ve buradaki DNA, sokağa bırakılan çöpler gibi, artık orta malıydı ve incelenmesi için hiçbir yasal engel yoktu. Tükürüğün DNA'sı, çamaşır üzerindeki sperm lekesinin DNA'sını tuttu, Leon Chatt 1 Şubat 2007 günü tutuklandı, yargılanması sürüyor.

Buffalo polisi ve savcı Frank Clark, kentin en eski faili meçhul cinayetinin aydınlatıldığından emin. Buna karşılık çok sayıda hukukçu, sokaktaki tükürüğün çöpe benzetilemeyeceğini, yere tüküren sıradan bir kişinin, en değerli bilgisi olan DNA'sını sokağa terk ettiğinin farkında olamayacağını ileri sürüyor ve uygulamayı hukuka aykırı buluyor. Bakalım, yargı ne diyecek.

Görgü tanıklığıyla mahkûm oldu, 22 yıl sonra kurtuldu

1980'li yılların ilk yarısında altı kadın, Buffalo'nun Delaware Parkı'nda, birer-ikişer yıl arayla, arkalarından yaklaşan birinin dayadığı silahla tehdit edildi ve tecavüze uğradı. Emekli polis memuru, belediyenin insan kaynakları müdürü William A. Buyers, tecavüzlerden birinin gerçekleştiği günün öncesinde, yani 8 Temmuz 1984'te, park civarında garip davranışlı bir adam görmüş, bindiği otomobilin plakasını kaydetmişti. Araç, Anthony J. Capozzi'nin üzerine kayıtlıydı ve müdür Buyers'in, park civarında gördüğü kişinin Capozzi olduğundan, hiç kuşkusu yoktu.

Polis, Capozzi'yi yan yana dizdiği 10 erkeğin arasına yerleştirdi ve teşhis için kadınlara gösterdi. Altı mağdurdan üçü, erkekler arasında saldırganın olmadığını söyledi, kalan üçü, aynı kişiyi işaret ettiler. Bu, Anthony J. Capozzi'ydi.

Kadınların tamamı, ilk ifadelerinde saldırganın 60-65 kilogram ağırlığında olduğunu söylemişlerdi. Capozzi, tam 99 kiloydu. Kadınlara göre, saldırganın yüzünde herhangi bir yara izi yoktu. Halbuki Capozzi'nin sol kaşı üzerinde 8 santimlik derin bir iz vardı. Kadınlar, saldırganın şortlu olduğunu söylemişti. Bacaklarındaki kılların fazlalığından yakınan Capozzi'nin şort giymediğini bütün mahalleli bilirdi.

Mağdurlardan birinin üzerindeki sperm lekesinin kan grubu, Capozzi'ninkini tutunca (20 yıl önce, tıpkı Türkiye'de olduğu gibi, ABD'de de sadece kan grubu karşılaştırılması yapılabiliyordu), 13 Eylül 1985'te Anthony J. Capozzi, 35 yıl hapse mahkûm oldu. Capozzi'nin kan grubu 0 (sıfır) Rh pozitifti. ABD'de her üç kişiden birinin kan grubu, 0 (sıfır) Rh pozitiftir. Masum olduğunu söylüyordu, 29 yaşındaydı ve şizofreni tedavisi görmekteydi.

22 yıl sonra, 3 Nisan 2007 Salı sabahı, 28 yıllık polis Dennis Delano ile 22 yıllık mahkûm Capozzi, Attica cezaevinin bir görüşme odasında ilk kez karşılaştılar. İki adam sessizce bakıştı ve birbirine sarılmakla yetindi. Capozzi, birkaç saat sonra salıverilecek, iddianameyi hazırlayarak mahkûmiyetine neden olan zamanın savcısı, şimdinin yargıcı Sheila A. DiTullio, 22 yıl önce yaptığı hatadan dolayı ondan ve ailesinden özür dileyecek ve zavallı adam, DNA delilleri sayesinde masumiyeti kanıtlanarak serbest bırakılan New York Eyaleti'nden 23. kişi olarak tarihe geçecekti. Capozzi özgürlüğünü, polis Delano'nun, bir lokantada yemek yiyip giden müşterinin ardından, masanın üzerinden aldığı su bardağına borçluydu.

BİSİKLET YOLUNDAKİ KATİL

Aralarında Dennis Delano'nun da bulunduğu 12 polis memurlu özel ekip, "bisiklet yolu cinayetleri"ni işleyen ya da işleyenlerin peşindeydiler. Bisiklet yolu, Delaware Parkı'nın ortasından geçiyordu ve 1986 ile 2006 arasında bu yolda 11 kadına tecavüz edilmiş, 1990, 1992 ve 2006'da, tecavüze uğrayan üç kadın, telle boğularak öldürülmüştü. Sonuncusu bir profesörün karısıydı, polisin üzerindeki baskı büyüktü.

Kadınların hepsine, sabahın erken saatlerinde arkalarından yaklaşılmıştı, öldürülenlerin boğazına tel hep iki kez dolanmıştı, hayatta kalanlar, saldırganın aynı sözcükleri kullandığını, aynı emirleri verdiğini anımsıyordu ve son bir yılını evinin duvarlarına astığı mağdur fotoğraflarını, olay yeri inceleme krokilerini, tanıkların çizdirdiği robot resimleri seyrederek geçiren polis dedektifi Delano, saldırganın tek kişi olduğundan adı gibi emindi. "Eğer aynı kişiyse" diyordu deneyimli polis, "1986 öncesinde de saldırmış olabilir."

Bu nedenle Delano, Delaware Parkı'nda ve yakın çevresinde 1986 öncesinde ne kadar tecavüz olayı gerçekleşmişse, hepsinin dosyasını incelemeye kalktı ve garip bir şey fark etti. Aralarından üçünde saldırı biçimi, polis terimiyle MO'su (modus operandi), peşinde oldukları "bisiklet yolu cinayetleri"ni işleyen kişinin davranışlarıyla bire bir örtüşüyordu. Bu üç tecavüzün faili, yıllar önce yakalanmıştı, adı Anthony J. Capozzi'ydi ve 1985'ten bu yana cezaevindeydi "Yoksa Capozzi masum muydu?" diye aklından ilk kez geçirdi Delano.

2006 sonlarında, Buffalo polis kriminal laboratuvarı, üç cinayet mağduru kadının otopsi sırasında alınmış vajinal yaymalarındaki sperm hücrelerinin DNA profilinin, aynı kişiye ait olduğunu bildirdi. Delano haklıydı, bisiklet yolu cinayetlerini işleyen aynı kişiydi. Henüz kim olduğunu bilmedikleri bu kişi, park ve çevresinde ırzına geçilmiş ve hayatta kalmayı başarmış diğer kadınlara da saldırmış olabilirdi. Delano'nun ikna etmeyi başardığı savcı, geçmiş 30 yılda Delaware Parkı ve çevresinde ne kadar kadına saldırılmışsa, hepsinin ilk muayenelerinde alınan vajinal yaymalarında DNA analizi yapılmasını emretti.

2002 ve sonrasındaki olaylarda alınan örnekler, polis kriminal laboratuvarında korunmakla birlikte, önceki yıllara ait olanlar Erie eyalet tıp merkezindeydi ve merkez bir türlü yaymaları bulamıyordu. Bulunamayanlardan biri, 22 yıl öncesine aitti ve kan grubu tuttuğundan Anthony J. Capozzi'yi 35 yıla mahkûm ettirendi. "Umarım bir yerlerden çıkar da DNA analizi yapılabilir" diyordu dedektif Delano. Capozzi'nin, başkasının suçlarının cezasını çekmekte olabileceği kuşkusu, aklından çıkmıyordu.

SU BARDAĞINDAKİ TÜKÜRÜK

Bisiklet yolu cinayetleri soruşturmasında ortaya çıkan ve ayrıntılarını anlatmakla vaktinizi almak istemediğim ipuçları, 2007 yılının ocak ayında, Delano ile arkadaşlarını, 48 yaşındaki, evli, iki çocuk babası Altemio Sanchez'e götürdü. Son 25 yılda, üç kez ırza geçmeye teşebbüsten tutuklanmış, delil yetersizliğinden serbest kalmış bu Porto Riko göçmenini, bisiklet yolu cinayet ve tecavüzlerinin zanlısı olarak sorguya çekecek "makul bir şüphe"leri yoktu. Bölge savcısından DNA profili için tükürük alma iznini ise, hiç kopartamazlardı. Bunun üzerine, Sanchez'i izlemeye, ortalık yere bırakacağı bir biyolojik örneği ele geçirmeye karar verdiler.

13 Ocak 2007 Cumartesi öğleden sonrasıydı. Bay ve Bayan Sanchez bir alışveriş merkezindeki lokantaya girdi. Polisler de peşlerinden. Saat 17.30'da karı-koca hesap isteyip kalktı. Garsonlar aldıkları talimata uyarak masaya dokunmadı. Polisler, Bay Sanchez'in dudağına değmiş ne varsa götürdüler. Kriminal laboratuvar o hafta sonu durmadan çalıştı. Polisler hiç uyumadan sonuçları beklediler. Su bardağındaki DNA, vajinal yaymalardakine bire bir uydu. Altemio Sanchez, pazartesi sabahı evinden çıkarken tutuklandı.

1 Mart günü beklenmedik bir şey oldu. Erie Tıp Merkezi başkanı ve eyalet adli tabibi Dr. James J. Woytash, 2002 öncesi tecavüze uğramış kadınlardan sekizinin ilk muayenesi sırasında alınan vajinal yaymaların, hastanenin patoloji arşivinde bulunduğunu bildirdi. Polis kriminal laboratuvarı gece boyunca çalıştı ve 12 polis memuru o gece polis kriminalin kapısında bekledi. Sekiz yaymanın sekizindeki DNA profili aynıydı ve Altemio Sanchez'inkine eşitti. İncelenenlerden biri, kan grubu tuttuğundan, 1985'te Capozzi'yi 35 yıl hapse mahkûm ettirendi.

Gerçek suçlu Altemio Sanchez ile haksız yere 22 yılını demir parmaklıklar ardında geçiren Anthony Capozzi'nin yüzleri birbirine benziyordu, her ikisinin kan grubu 0 Rh pozitifti, ama DNA'ları arasında en ufak bir benzerlik yoktu. Dedektif Delano adaleti ararken, adaletsizliği bulmuş, görgü tanıklığının ne denli hatalı olabileceğini, zamanında kan grubuyla yapılmış kimliklendirmelerin, yeniden DNA ile kontrol edilmesinin ne kadar önem taşıdığını bir kez daha kanıtlamıştı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!