Üç PKK

PARİS cinayeti konusunda BDP liderlerinin söyleminde bir ılımlılık başladı. Bunun iki sebebi olduğunu düşünüyorum...

Haberin Devamı

İlk kızgınlıkla söylediklerinin ölçüsüz olduğunu fark etmiş olabilirler... Bu profesyonel cinayetin öyle hemen ‘derin devlet, gladyo’ falan gibi laflarla izah edilemeyeceğini, soruşturma sonunda farklı bir tablonun ortaya çıkabileceğini de düşünmeye başlamış olabilirler.

Elbette Batı basınını izliyorlardır. Batı basını, mesela La Figaro açıkça yazdı: Fransız polisine göre, cinayeti Türk gizli servisinin yapmış olması ihtimali “gülünç”tür...

Cenazeler gelince

ÖNÜMÜZDEKİ ilk sınav cenazeler Türkiye’ye getirildiğinde verilecektir. Herkes kitlelerin psikolojisini olumsuz etkileyecek kışkırtıcı tavırlardan sakınmalıdır.
Başbakan da sakınmalıdır, muhalefet liderleri ve basın da sakınmalıdır; ‘aktivist’ kitle üzerinde etkili olan BDP’liler özellikle sakınmalıdır.

Selahattin Demirtaş, Ertuğrul Özkök’e bunun için “Elimizden geleni yapacağız” demiş. Güzel, sorumlu bir açıklama.

Dili şimdiden yumuşatarak tansiyonu şimdiden düşürmek yapılacak ilk iştir.

Öfkeler körüklenerek ‘süreç’ yürütülemez. Nitekim bundan önceki “açılım” yahut “Habur” ya da “Oslo” süreçleri bu yüzden tıkanmıştı.

Haberin Devamı

PKK’nın üç yönü

PROF. Mehmet Özcan’ın ‘üç PKK’ analizi önemli.  Üçü de aynı hareketin unsurları olmakla birlikte üç yapıdan bahsediyor:

- Biri, ‘ideolojik PKK’ ya da siyasi Kürt hareketi. Öcalan bu tabanda ‘kült’ haline gelmiş karizmasıyla bu kesime mutlak hâkim.

- İkincisi, ‘mafyatik PKK’, uyuşturucu ve bağış-haraç trafiğiyle yüz milyonlarca doların döndüğü bir illegal mali sektör! Öcalan burada da çok etkili ama bu sektörün kendi ‘kanunları’ da var...

Ben Paris cinayetinin böyle bir “infaz” olduğunu sanıyorum. Daha önce Hikmet Fidan ve Mehmet Şener gibi isimler ise ‘merkez’in emriyle öldürülmüşlerdi.
Sakine Cansız ise öteden beri ‘merkez’e çok yakındı.

- Üçüncüsü, silahlı örgüt olarak PKK... Öcalan burada da elbette çok etkili ama ‘silahlı örgüt’lerin siyasi yapıdan ayrı ve çok daha çatışmacı oldukları biliniyor. Nitekim Öcalan’la başlayan görüşme süreci konusunda Karayılan, “Esas önemli olan silahlı güçlerdir” diye açıklama yaptı. (Özgür Gündem, 5 Ocak)

Haberin Devamı

Çözüm ne demek?

BU tür hareketlerde kitlelerin gözünde “Esas önemli olan silahlı güçlerdir” fikri güçlenirse hareketin totaliterliği büsbütün koyulaşıyor, demokratik metotlar işlevsiz kalıyor, kan akmaya devam ediyor.

Aksine ‘siyasi’ taraf güçlendikçe demokratik metotların değeri ve işlerliği artıyor.

İngiltere ve İspanya dahil, bütün demokratik ülkelerde bu hareketlerle yapılan müzakerelerin özü “silah”ın değil “siyaset”in öne geçmesini sağlamaktır.

Bunun sağlamasına ‘çözüm’ denilmekte; sonrası, demokratik mekanizmalara, partilere, parlamentolara kalmaktadır.

Öcalan’ın yeni rolü

PKK, bu üç veçhesiyle çok karmaşık, çok dal budak salmış bir harekettir. “Görüşme” doğru yoldur fakat kolay sonuç alınacağı romantizmine kapılmamak lazımdır. Üçlü yapı çözümün zorluğunun da fotoğrafıdır.

Hiç kaybedilmemesi gereken stratejik amaç, “silah”ın bırakılıp “siyaset”in “esas önemli” hale gelmesinin başarılmasıdır.

Öcalan için de tek yol, silahların bırakılması ve siyasetin “esas önemli” hale gelmesini sağlamaya bütün gücüyle sarılmaktır.

Görüşmelerle çözme kavramının uzun ince yolunda hiç kimse şiddetin, kin ve öfkenin, çatışmanın diline itibar etmemeli, herkes siyasetin dilini, demokrasinin terminolojisini kullanmalıdır.

Yazarın Tüm Yazıları