Tutuklanan Ahmet Altan'ın mahkemedeki savunması

Güncelleme Tarihi:

Tutuklanan Ahmet Altanın mahkemedeki savunması
Oluşturulma Tarihi: Eylül 23, 2016 17:07

Tutuklanan Ahmet Altan'ın mahkemedeki savunması

Haberin Devamı

Serpil KIRKESER /İSTANBUL,(DHA) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında hakkında yakalama kararı çıkarılan Gazeteci-Yazar Ahmet Altan çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklandı.

"BENİ TUTUKLAMAK İÇİN BÜYÜK BİR ÇABA VE ARZU OLDUĞUNU GÖRÜYORUM"
Ahmet Altan mahkemedeki ifadesinde, "Suçlamaların ne olduğunu kavrayamıyorum. Benim bildiğim hukuk eylemler ile ilgilenir. Suç olan bir eylemi saptar ve kanıtları ortaya koyar. Ben öyle bir dava ile karşı karşıyayım ki dehşet verici bir suçlama var. Ama en küçük bir kanıt yok. Bu dava öylesine kanıttan yoksun bir dava ki beni tutuklatmak için telaş içinde olan savcı bayram arefesinde sabaha karşı evime 'İnsan bilincinin algılamayacağı mesajlar verdiğim' suçlamasına dayandırmıştır. Bu suçlama ile gözaltına alındım. 12 gün terör şubesinin nezarethanesinde yattım. 12 gün sonra mahkemeye çıkarıldım. Fakat savcı davanın başlangıcındaki bu tuhaf ve mantıksız suçlamayı bir anda sihirbaz topu gibi ortadan yok etti. Geriye bu suçlamaya bağlı olarak söylediğim diğer korkunç suçlamalar kaldı. Terör örgütü üyeliği, Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmak gibi bir suçlama kaldı. Bu suçlamaları başlangıçta dediğim gibi insan bilincinin algılamayacağı mesajlara bağlamıştım. Beni tutuklamak için büyük bir çaba ve arzu olduğunu görüyorum. Ama sanıyorum ki bir mahkeme salonunda arzu ve çabalardan çok kanıtlar ile konuşmak gerekir. Hukukun ve hukukun temelini oluşturduğu devletin ciddiyeti ve gücü belgelerde ve kanıtlardadır" dediği öğrenildi

"BİR KANIT, TEK BİR İMA, KÜÇÜK BİR İZ BİLE BULAMAZSINIZ"
Hakkındaki suçlamalarla ilgili tek bir kanıt bile olmadığını söylediği kaydedilen Altan'ın, "Hakkımdaki suçlama ile ilgili bir tek kanıt olamaz. Bu binadaki bütün savcılar biraraya gelse benim terör örgütünün üyesi olduğuma, bir hükümeti gayri demokratik bir biçimde devirme çabasında bulunduğuma dair bir tek kanıt bulamaz. Bütün hukuk sistemine, bu adliye binasına, bu adliye binasında çalışan bütün hukukçulara şunu söylüyorum; Hakkımda tek bir kanıt bulunmuyor, bu ülkede bir yazar sadece bir savcı mantık dışı nedenlerle tutuklanmasını istedi diye tutuklanırsa bu o ülkenin hukuk sistemine, devletin ciddiyetine ve bu ülkeyi yönetenlerin bu ülkeyi yönetme kabiliyetlerine karşı bir hareket olur. Bu ülkenin hukukçuları yaşadıkları ülkenin hukukunu ve devletini ve insanlarını korumakla yükümlüdür. Kanıtsız olarak sadece bir savcı öfke duyuyor diye bir yazarı korkunç suçlarla tutuklarsanız bu ülkede hukuka olan inancı sarsarsınız. Bu ülkeyi ve ülkeyi yönetenleri hem kendi vatandaşları karşısında hem dünya karlısında zor duruma düşürürsünüz. Eğer bir yazarı bir tek kanıt bile olmadan sadece öyle istiyor bir savcı diye tutuklarsanız bu ülkenin yaşadığı 15 Temmuz faciasının soruşturmasını gayri ciddi bir hale getirir yolundan saptırır ve bu soruşturmanın ciddiyetle devamını engellesiniz. Bu yaşadığınız ülkeye o ülkenin insanlarına, o ülkenin yöneticilerine yapabileceğiniz en büyük kötülük olur. Hukuku, insanları ve devleti korumakla yükümlü olan bir yapı bu görevini ciddiyetle sürdürebilmek için eylemleri yargılamalı ve bu eylemler ile ilgili ciddi ve inanılır kanıtlar bulmalıdır. Benim bir terör örgütü üyesi olduğuma dair kanıt nerededir? Herhangi bir yazarın hayatını 35 yılını yazıya vermiş insanın bir terör örgütüne üye olması ihtimali var mıdır? Örgüt üyeliği dediniz, ciddi ilişkilerden bu ciddi ilişkilerin oluşturduğu bir hayat tarzından bir örgüt içerisinde görev yapmaktan geçer, benim hayatımda bunlarla ilgili bir kanıt, tek bir ima, küçük bir iz bile bulamazsınız. Beni tutuklayabilrsiniz, bu yetkiniz ve gücünüz vardır. Ama kararınızın hukuka uygun, adil, bu topluma karşı sorumluluğunu yerine getiren , bu ülkeyi yönetenlerin hukuksuz bir ülkeyi yönetiyor utancından kurtaran bir karar olabilmesi , böylesine kanıtsız , temelsiz sadece öfkeye ve intikam isteklerine dayalı bir talebin reddedilmesi ile mümkün olur. Sadece kendim için değil, bu ülkenin hukuku, adaletin güvenilirliği, insanların kendi ülkelerinin adaletine, yargısına, yargıçlarına güvenin devamı, bu ülkeyi yönetenlerin kendi ülkelerindeki hukuk gelişmelerinden dünyanın her yanına başları dik sözedebilmeleri için bu talebi reddedeceğinizi umuyorum" ifadelerini kullandığı kaydedildi.


 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!