Turuncu uçakların yabancı pilotları

Güncelleme Tarihi:

Turuncu uçakların yabancı pilotları
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 15, 2007 00:00

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ait iki yangın söndürme uçağının bir tane bile Türk pilotu olmadığını biliyor musunuz? Bu uçakları toplam 10 pilot kullanıyor: Sekizi İtalyan, ikisi Kanadalı. Sıcaklar başlayınca geliyor, yaklaşık beş ay İstanbul’da kalıyorlar. Denizden ya da göllerden su çekerek orman yangınlarını söndürüyorlar. 13 saniyede 6 ton suyu uçağa yükleyip, beş saniyede boşaltıyorlar. En geç 20 dakikada olay yerinde oluyorlar.

Geçen yıl beş ayda toplam 53 yangına müdahale ettiler. Son günlerin geyiğini tekrarlayıp, "Denizden su çekerken balık adam da çekiyor musunuz" diyorum, asla kabul etmiyorlar: "Suyun girdiği hazneye bırakın balık adamı, büyükçe bir balık bile giremez. Belki yangın söndürme helikopterleri balık adam alabilir. Çünkü onlar suyu büyük bambu buketlere dolduruyor."

Malum mevsim yaz. En ufak bir ihmal bir orman yangınının başlamasına yol açıyor. Önceki hafta Bodrum Yalıçiftlik’te, geçen hafta da Antalya’da çıkan yangınlar yüzlerce hektar ormanı kül etti. İstanbul ve çevresi de tetikte. Bu sebeple turuncu yangın söndürme uçakları her gün başımızın üstünde alıcı kuşlar gibi dönüp dönüp duruyor.

Uçakların iki görevi var: Birincisi orman yangınlarını tespit edip, en geç 20 dakikada müdahale etmek. İkincisi boğazdaki gemilerin sintine basıp basmadığını kontrol etmek. Sintine boşalttığını tespit ettiği geminin fotoğrafını çekerek Çevre Bakanlığı Daire Başkanlığı’na bildiriyor. Başkanlık da söz konusu gemiye ceza kesiyor.

Yangın söndürme uçakları üç yıldır İstanbul’da. Üç yıldır İtalyan Sorem firmasından pilotlarıyla birlikte kiralanıyor. Geçen iki yıl o kadar çok yangına müdahale ettiler ki bu yıl Orman Genel Müdürlüğü de aynı uçaktan üç tane kiraladı. Onlar Bodrum’da duruyor.

Uçaklar bir yangın anında 20 dakikada olay yerinde oluyor. Yangın yoksa ne yapıyorlar?

Gün, Yeşilköy’den kalkış yapıp, Silivri’ye doğru uçarak başlıyor. Sonra Kıyıköy’e oradan Ağva’ya doğru yöneliyorlar. Alçaktan uçarak herhangi bir yer yanıyor mu, asayiş berkemal mi diye kontrol ediyorlar. Yangın tespit ettikleri anda müdahale ediyorlar. Hemen en yakın deniz, göl, dere ya da baraja yönelip su çekiyorlar. 13 saniyede 6 ton suyu uçağa yüklüyorlar. Olay yerine geri dönüp beş saniyede suyu boşaltıyorlar. Yangının büyüklüğüne, yer ekibinin müdahale edip etmemesine bağlı olarak su çek, boşalt işi defalarca tekrarlanabiliyor. Üç kerede de sonuçlandığı oluyor 30 kerenin yetmediği de...

Uçakların hepsi merkeze telsizle bağlı. Eğer merkeze bir yangın ihbarı gelirse uçaklar koordinat vermek suretiyle yönlendiriliyor. Şartlar uygunsa büyük bina, fabrika gibi yangınlara da müdahale ediyorlar. Geçen yıl Atatürk Havalimanı kargo bölümündeki yangının söndürülmesinde büyük katkıları olmuş. Yine geçen sene Anadolu yakasında yanan LPG deposunda infilakı önlemek için binayı soğutmuşlar. Eğer su yerine kimyasal köpük sıkabilselermiş daha etkili olurmuş. Ama şu anda Türkiye’de bu köpük yokmuş.

ÇOĞU ESKİ ASKER

Yangın söndürme uçaklarını kullanan 10 yabancı pilotun beşi pilot, beşi yardımcı pilot. Sekizi İtalyan, ikisi Kanadalı. 15 Mayıs-31 Ekim tarihleri arasında İstanbul’da yaşıyorlar. Havanın sıcaklığına göre bu tarihler başından ve sonundan 15’er gün uzayabiliyor.

Ekip lideri Francesco D’Agostino 37 yıldır uçuyor. Operasyonun sorumlusu o. Diğer dokuz pilot ona komutan muamelesi yapıyor. Zaten birçoğu eski asker. Francesco üç yıl önce uçaklarla birlikte İstanbul’a gelmiş. Deneyimine güvenerek ilk absürt sorumuzu ona soruyoruz: "Denizden su çekerken balık adam da çektiğiniz doğru mu?" Şöyle cevaplıyor: "Bu tek kelimeyle uydurma. Çok komik. Su aldığımız haznenin ağzı çok küçük. Bırakın balık adamı büyükçe bir balık bile giremez. Bazen küçük balık alıyoruz. Balık adamları belki helikopterler çekebilir. Çünkü onların su taşıyan büyük bambu buketleri var."

MİDELERİ ASLA BULANMIYOR

Yangın söndürme uçağı kullanmak öyle her babayiğidin harcı değil. Redbull Air Race uçakları kadar olmasa da çok sallıyor, su çekmek için alçalıp alçalıp yükseldiği için insanı tepe sersemi yapıyor. Gelin görün ki pilotlar gık demiyor. Francesco günde en fazla altı saat uçtuklarını söylüyor. En büyük yangınlarda bile mideleri bulanmıyormuş. Zaten şu hayatta hiçbir pislik onların midelerini kaldırmaya yetmiyor!

Hepsi Yeşilköy’de oturuyor. Kimi otelde kimi evde kalıyor. Türkiye’de oldukları için çok mutlular. "Sorem firmasının birçok yurtdışı operasyonu var. Çalışması en keyifli ülke Türkiye" diyorlar. En çok güler yüzlü insanları, boğazı ve yemekleri seviyorlarmış: "Türk ve İtalyan mutfağı birbirine çok benziyor. Pizzayı, makarnayı özlemiyoruz."

TANESİ 8.525.000 EURO

Uçaklar her yıl için 550 saat olmak üzere toplam 1100 saat devriye uçuşu yapma şartında 8.525.000 Euro’ya kiralandı. İstanbul’da 240 bin hektar ormanlık alan ve 398 km’lik kıyı şeridinde görev yapıyorlar. Yangına 45 metre yaklaşabiliyorlar. 2.000 km menzili var, 5.5 saat havada kalabiliyorlar. Park yerleri İstanbul Atatürk Havalimanı E Terminali. Uçaktaki su tanklarının kapasitesi 6 ton.
/images/100/0x0/55ea9913f018fbb8f88a6c68


MANKEN GİBİ OLMAK MESLEKİ ZORUNLULUK

Kilo onlar için çok önemli bir kriter. İnce olmak, minumum yağ oranında kalmak bir çeşit mesleki zorunluluk. Sık sık tartılıyorlar. Muayene zamanı yaklaştığında rejime girip bir hafta da üç-beş kilo veriyorlar. Sürekli fit kaldıkları için 65 yaşına kadar uçabiliyorlar.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!