Türkiye’yi Avrupa’da görmek istiyoruz

Güncelleme Tarihi:

Türkiye’yi Avrupa’da görmek istiyoruz
Oluşturulma Tarihi: Aralık 05, 2015 09:08

KLAUS KINKEL Almanya’nın eski Dışişleri Bakanı.Politikanın içinde olmasına rağmen sonradan partili olan bir politikacı.

Haberin Devamı

 

Klaus Kinkel, 1970-1974 yılları arasında, daha sonraları yıllarca Federal Dışişleri Bakanı olarak görev yapan dönemin Federal İçişleri Bakanı Hans Dietrich Genscher’in özel danışmanıydı.

Genscher, 1974 yılında Dışişleri Bakanı olunca Kinkel’i de beraberinde götürdü.

Yıllarca Hans-Dietrich Genscher’e danışmanlık yaptı.

Hatta 1979-1982 yılları arasında Almanya’nın yurtdışı istihbarattan sorumlu Federal Gizli Haberalma Teşkilatı (BND) başkanlığını bile.

Kinkel, Hıristiyan Demokrat/Hıristiyan Sosyal Birlik Partileri (CDU/CSU) ile Hür Demokrat Parti’nin (FDP) Helmut Kohl’ün başbakanlığında oluşturdukları kabinede 1991 yılında Federal Adalet Bakanı olarak görev aldı.

FDP kanadından.

Türkiye’yi Avrupa’da görmek istiyoruz

Haberin Devamı

Oysa ki, Kinkel o dönemde FDP üyesi değildi.

Yıllardır FDP’li Genscher’le birlikte çalıştığı halde partiye üye olmamıştı.

Ancak bakanlığa atandıktan kısa bir süre FDP’ye üye oldu.

1992 yılında Genscher, 18 yıldır aralıksız olarak sürdürdüğü Federal Dışişleri Bakanlığı’nı bırakınca, yerine Klaus Kinkel geçti.

1998 yılına kadar da bu görevde kaldı.

* * *
Klaus Kinkel’le bakanlığı döneminde Bonn’da ve hükümetin Berlin’deki Konuk Evi’nde söyleşi yaptım.

Görevi bıraktıktan sonra da zaman zaman yollarımız kesişti.

Ayaküstü de olsa sohbet edip, Türkiye’yi ve Almanya’daki Türkleri, Türk kökenli insanları konuştuk.

Hep Türkiye’nin de Almanyalı Türklerin de yanındaydı.

1997 yılındaki Lüksemburg Zirvesi’nin ardından ve daha sonraki aylarda dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne (AB) tam üyeliğini eski Doğu Blok ülkelerine öncelik tanımak için Almanya’nın Başbakanı Helmut Kohl’ün engellediğini düşünerek, Kohl’ü Naziler’in Lebensraum (yaşam alanı) politikasını sürdürmekle ve AB’yi Hıristiyan Kulübü’ne dönüştürmek istemekle suçlayınca, Bonn ile Ankara arasında ciddi bir sıkıntı yaşandı.

İşte o günlerde Kinkel’e bu sıkıntılı dönemin nasıl atlatılabileceğini sormuştum.

Haberin Devamı

“Gerilim giderilmeli ve ortaklık sakinleşmeli. Biz, Türkiye’yi Avrupa’da görmek istiyoruz. Türkiye öncelikle tam üyeliği engelleyen sorunları çözmeli. Başbakan Yılmaz’ın hayal kırıklığı faturasını bize çıkarmasını tamamen haksızlık olarak görüyorum” yanıtını vermişti.

Tabii Türkiye’nin Avrupa’dan uzaklaşmasını kesinlikle istemediklerinin altını çizerken, “Bizce Türkiye Avrupa tercihini korumalıdır. Bu bizim de çıkarımızadır. Türkiye bizim için çok önemlidir” demişti.

Türkiye’yi Avrupa’da görmek istiyoruz


Bir Alman gazetesine o günlerde verdiği demecinde ise Mesut Yılmaz’ı amok koşucusu (çılgın bir biçimde, gözü dönmüş şekilde sağa sola saldıran) olarak nitelemişti.

Haberin Devamı

Aynı dönemde Münih Üniversitesi’nde yaptığı bir konuşmasında da Akdeniz bölgesinde  stratejik olarak Türkiye’ye anahtar bir rol düştüğünü özellikle vurgularken, “Bu yüzden Türkiye bizim için vazgeçilmez bir önem arz etmektedir. Türkiye, Avrupa’nın bir parçasıdır. Böyle büyük bir öneme sahip Türkiye’nin hangi yönü izleyeceğine kayıtsız kalamayız. Bu büyük ülke umarım İslamcı bir yön izlemez” demişti.

Tabii Türkiye’yle AB ve Almanya arasındaki ilişkilerin yeniden normale dönmesi için kişisel girişimlerde bulunacağını da ilan etmişti.

Klaus Kinkel, Türkiye’nin yerinin Avrupa olduğunu her fırsatta yineledi.

Bu yılın başlarında Bonn’da Almanya ve Türkiye: Kültürel Etkileşimin Yarattığı Fırsatlar adı altında himayesinde düzenlenen bir etkinlikte yaptığı konuşmasında, “Bence Türkiye AB’de yerini almalıdır. Ama bir de ‘Türk halkı bunu istiyor mu?’ diye sormak lazım. Görüşmeler 2005’ten beri devam ediyor. Bu çok uzun bir süre. Umarım Türk halkı hala AB’nin parçası olmak istiyordur’’ demişti.

* * *

Almanya’da bazı politikacılar Türkiye’nin, Suriye’den gelen sığınmacılara iyi davranmadığını ileri sürerken, Klaus Kinkel aynı etkinlikte, Türkiye’nin sığınmacılara kapılarını sonuna kadar açmasından minnet duyduklarını söyledi.

Haberin Devamı

“Türkiye’nin Suriyeli mültecilere desteği gerçekten çok etkileyici. Federal Almanya’nın da bu konuda daha fazla şey yapmasını isterdim” dedi.

Tabii Türkiye’nin dış politikasında onayladığı ve karşı çıktığı birçok etken olduğunu da gizlemedi ve ülkenin şu an Suriye, İran, Irak, İsrail gibi ülkelerle ilişkilerinde birçok problemle karşı karşıya olduğunu da hatırlattı.

Kendi tecrübelerine dayanarak dış politika ve güvenlik politikasının her zaman ideal biçimde uygulanamadığına da dikkat çekerken, “Türkiye özellikle NATO’daki rolü itibariyle bizim için çok mühim. Şu an İslam dünyasında yaşananlar göz önüne alındığında Türkiye’nin ağırlığı daha da önem kazanıyor” dedi.

* * *

Bir zamanlar Klaus Kinkel’in dönemin Türk Dışişleri Bakanı İsmail Cem’e, “Cumartesi günü eski Başbakan Helmut Kohl’ün oğlu İstanbul’da bir Türk kızla evleniyor. Bu düğünün ne gibi tarihi bir önemi var?” diye sorduğunu okumuştum.

Haberin Devamı

İsmail Cem’in de, “Damada çok seviniyoruz. Özellikle de gelin benim kızımın sınıf arkadaşı olduğu için buna daha çok seviniyoruz. Şahane bir kız. Bu iki genç insana iyi bir gelecek ve eski Başbakan’a da birçok torun sahibi olmasını dilerim” yanıtı verdiğini de.

* * *

Klaus Kinkel’le yaptığımız bir söyleşide, Türklerin ve Türk kökenli insanların bu ülke için ne ifade ettiğini, örneğin başta yerel seçim hakkı olmak üzere benzer dışlamaların ne zaman giderileceğini de sormuştum.

Yanıtı çok samimiydi:

“Çoğu Anadolu’nun çeşitli kesimlerinden gelmiş bu insanlar, Almanya’nın kalkınmasına ve bugünkü refah düzeyine ulaşmasına çok önemli katkılarda bulunmuşlardır. Ne yazık ki, bunu görmeyen, bunu anlamak isteyen bazı çevreler vardır bizim ülkemizde. Biz, Türk kökenli insanların bu toplumun her alanda eşit haklara sahip bireyleri olmasını istiyoruz. FDP olarak bunun için yoğun çaba gösteriyoruz. Tabii bazı alanlarda hedeflerimize ulaşmak mümkün olmuyor. Evet, yalnız AB ülkelerinden değil, bazı başka ülkelerden gelenlere yerel seçim hakkı verilirken, Türklere bu hakkın verilmemesi adil değildir. Bu bir adaletsizliktir. Bu adaletsizlik giderilmelidir.”

Evet, aradan yıllar geçtiği halde bu adaletsizlik hala devam etmekte. Üç aydır Almanya’da ikamet eden imtiyazlı yabancılar yerel seçimlerde oy kullanabilirken, 40-50 yıldır bu ülkede yaşayan Türk vatandaşları hala yerel seçimlerde oy kullanma hakkından mahrum bırakılmakta.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!