Türkiye'nin pet magazini: Zoolistan

Her şey Regina Röttgen’in 12 yaşındaki kedisi Aloş’un akciğer kanseri olduğu öğrenmesiyle başlamış. Böylece Türkiye’nin bütün evcil hayvanlarına yönelik aylık bir dergi olan Zoolistan doğmuş.

İkinci sayısı çıkan Zoolistan, şu an 56 şehirde satılan tek pet magazin. İçeriği sadece kedi ve köpekle sınırlı değil, evde beslenen her hayvan sayfalarda işleniyor. Zoolistan, güzel fotoğrafları ve kapsamlı içeriği ile bir arşiv dergisi olmaya aday. n Sırma GÜLBAHAR

13 yıldır kedi besleyen Regina Röttgen, 12 yaşındaki kedisi Aloş’un akciğer kanseri olduğunu öğrenince neler yapabileceğini araştırmaya başlamış, görmüş ki büyük bir kaynak eksikliği var. Ve kendini bir anda Zoolistan’ı yayımlarken bulmuş.

Zoolistan; Yunanca hayvan anlamına gelen ‘zoo’ ile Türkçe’de ülke adı yaratmak için kullanılan ‘istan’ ekinin birleşmesinden ortaya çıkan türetme bir sözcük. Derginin varoluş sebebi hayvan sağlığı olsa da, Zoolistan’da sadece pet sağlığı ile ilgili konular yok. İpuçları Bölümü’nde evcil hayvanların karakterleri, dilleri, davranışları; kısacası ne demek istediklerini anlamamıza yardımcı oluyor. Sağlık Köşesi, bakım, hastalıklar, beslenme gibi konularla ilgili; ırkların tanıtıldığı sayfaların adı Portre köşesi. Davranış, iletişim, psikoloji ve pet ürünleri dışında, ücretsiz ilan sistemiyle barınaklardaki ve sokaklardaki hayvanlara yuva bulmaya da çalışıyor.

Dergide petlerle ilgili dünyadaki gelişmeleri de takip etmek mümkün olacak. Şu sıra Avrupa’da tartışılmakta olan ‘tehlikeli köpek ırkları’ konusu, Zoolistan ekibi tarafından araştırılıyor. Gündemdeki her tartışmayı hemen vermekten yana olmayan Regina Röttgen, ‘tartışmalar netleşip, dergi tarafından ele alındıktan sonra hayvansever okurlarla paylaşılacak’ diyor.

Derginin ‘Enteresan’ başlıklı bölümünde röportajlar, bulmacalar ve testler var. ‘Hayvanlar Ülkesi’nin Sakinleri, ülkemizde yaygın olarak beslenen kedi, köpek ve kuşlarla sınırlı değil. Avrupa’ya kıyasla az sayıda olmakla beraber evde beslenen egzotik hayvanlar ve sürüngenler de dergide geniş yer buluyor. Fare ve diğer kemirgenler, kaplumbağa türleri, iguana, örümcek ve yılanlara kadar her tür hayvana yer veriliyor.

OLMAYAN TEK HAYVAN, BALIK

Zoolistan sayfalarında olmayan tek pet, balık. Türkiye’de sadece balıklarla ilgili çıkan bir dergi zaten olduğu için, onlar ilgi alanının dışında tutulmuş.

Röttgen, Türkiye’de daha önce çıkmış pet dergilerinden farklı olduklarının altını çiziyor. Önceki dergilerin kedi, köpek, kuş, tavşan, hamster gibi konularla sınırlı olmalarının, sayıları az da olsa diğer hayvan türlerine ilgi duyanların işini zorlaştırdığı görüşünde.

Amerikalı bir veteriner kliniğinin hazırladığı sağlık yazıları dışındaki bütün konular dergi çalışanlarınca hazırlanıp yazılıyor. Konular genelde yurtdışı kaynaklı. Fotoğraflarda da durum bundan farklı değil. Bazı fotoğraflar dergi ekibi tarafından çekiliyor ama birçoğu yurtdışından geliyor.

Türkiye’de daha önce çıkan pet magazinlerin oldukça kısa ömürlü olması Zoolistan ekibini pek de düşündürmüyor. Türkiye’de son beş yıldan bu yana pet dergisi yayımlanmadığını belirten Röttgen, bunun nedenini pet sektörünün geçmişte çok daha küçük olmasına bağlıyor. Türkiye’deki hayvanseverliğin çok ilerlediğine inanan Röttgen, Zoolistan’ın da uzun ömürlü olacağına ve petlerle ilgili kaynağa dönüşeceğine inanıyor.

5 YTL’YE 56 ŞEHİRDE

Türkiye’nin tek pet magazini Zoolistan, Regina Röttgen ve eşi Tuğsan Okyar ile birlikte beş kişilik bir ekip tarafından hazırlanıyor. Ana kadroya gönüllü olarak yardım eden altı kişi daha var. Dergi tamamen bağımsız olarak çıkartılıyor, sponsoru yok. 56 ilde gazete bayiilerinde, kitabevlerinde ve anlaşmalı bazı petshoplarda dergiye ulaşmak mümkün. Zoolistan’ın fiyatı 5 YTL, yıllık abonelik ise 48 YTL. Dergi hakkında bilgi almak için www.zoolistan.com adresini ziyaret edebilirsiniz.

Alman Regina Röttgen 1990’da tatil için Türkiye’ye gelip bir daha geri dönmedi. Boğaziçi Üniversitesi İngilizce Dili ve Edebiyatı ile Felsefe bölümlerini bitirdi. Sekiz yıldır değişik yabancı sektörel dergilerin ve yayın evlerinin Türkiye temsilcisi. Zoolistan’ı çıkarmadan önce hayvan sağlığı hakkında geniş bilgi sahibi olmak istediği için, açık öğretim yoluyla Almanya’da hayvanların davranış bozuklukları, psikolojik sorunlar, beslenme hastalıkları ve homöopati gibi alternatif tedavilere yönelik bir eğitim aldı.

Diyaframı yırtık kedi doğum yapabilir mi

SORU: Geçen ağustosta yol kenarında bulduğum bir aylık dişi kedinin muayenesinde muhtemelen doğuştan diyaframının delik ya da yırtık olduğunu, nefes almakta sorun yaşadığını öğrendim. Ameliyatın çok riskli hatta neredeyse olanaksız olduğunu, büyüdükçe probleminin artacağını söylediler. Yemesi-içmesi, oynaması, uykusu normal görünüyor. Gayet sağlıklı büyüdü, hatta benimle üç kez uçakla seyahat etti. Şimdi sekiz aylık. Gebe kalsa doğurabilir mi? Hormon baskılayıcı ilaçlardan yana değilim ama başka çaremiz var mı? / Handan DEMİRALP

CEVAP:
Göğüs kafesi ve içinde yer alan organlar, karın boşluğundaki organlardan, diyafram adı verilen büyük bir kas tabakası ile ayrılır. Solunum, büyük oranda diyaframın fonksiyonuna bağlı olarak gerçekleşir. Diyafram, travma sebepli veya doğuştan kaynaklı yırtık olabilir.

Diyafram yırtığı veya fıtığında, solunum güçlüğü en göze çarpan belirtidir. Göğüs kafesi içine mide ve/veya bağırsakların girmesi ile kusma veya yemek yememe gibi belirtiler de gözlenebilir. Diyaframdaki küçük bir fıtık hiçbir soruna yol açmadan seyredebilir ve bu durumdaki kediler normal kediler gibi yaşamlarını sürdürebilirler.

Kedinizin hayati tehlikesi varsa hastalığın tedavisi için yapılabilecek tek işlem cerrahi müdahale ile diyaframdaki yırtığın kapatılmasıdır. Ancak, hasta kedinin anestezi alması da ciddi riskler içerebilir. Bu hastalarda anestezi öncesinde oksijen uygulaması başlatılır, ardından mekanik solunum sağlanarak operasyon yapılması önerilir. Anestezi sırasında kalp ve solunum sistemlerinin özel cihazlarla monitörize edilmesi ayrıca hayati önem taşımaktadır.

ÇİFTLEŞTİRMEMEKTE FAYDA VAR

Kedinizle ilgili verdiğiniz bilgilerden, şiddetli bir problem olmadığı düşünülse de, fıtığın yeri ve büyüklüğün tespit edilmesi gerekli. Gebeliğin, diyafram fıtığı olan kedilerde karın içindeki basıncın artmasına, karın bölgesindeki organların göğüs kafesine girmesine ve dolayısıyla hem fıtığın büyümesine hem de solunum problemlerinin daha şiddetli bir hal almasına yol açacağı bilinen bir geçek. Bu bilgiler ışığında, kedinizin gerek görülürse, uygun bir yöntemle ve çok iyi donanımlı koşullarda ameliyat edilmesini öneririm.

Gebeliği önlemek amacıyla, evdeki diğer kedilerin kısırlaştırılması ve kedinizin dışarıda başka kedilerle çiftleşmesini engellemenizi öneririm. İlave olarak diğer gebelikten korunma yöntemlerinin uygulanması da, risk almamak açısından önerilebilir.
Yazarın Tüm Yazıları