Türkiye'nin dış ticareti nereye gidiyor?

Güncelleme Tarihi:

Türkiyenin dış ticareti nereye gidiyor
Oluşturulma Tarihi: Ekim 02, 2016 07:11

2016 yılının başından itibaren istanbul’da faaliyetlere başlayan Proxima Genel Müdürü Şahin Özcan ile dış ticaret üzerine sohbet ettik.

Haberin Devamı

Proxima dış ticaret alanındaki çalışmaları hakkında bilgi verebilirsiniz?

Proxima Dış ticaret 2015 yılından beri Türkiye’de de faaliyet göstermeye başlayan bir “dış ticaret danışmanlık” firması. Bizim yaptığımız anlamda “dış ticaret danışmanlığı” yapan tek firmayız. Komisyoncu değiliz, aracı değiliz. Daha çok bir “katalizör” diyebilirsiniz. İki tarafın da haklarını uluslar arası ticaret kanun ve etiklerine göre koruyarak, düzenli ticaret ilişkilerinin kurulmasına köprü görevi görmekteyiz.

Türkiye’de ihracatın gelişmesi için KOBİ’lerin temel eksiklikleri nelerdir?

  • Planlama eksikliği

Türkiyedeki ihracat ilişkilerinin başlangıçlarının büyük çoğunluğu şans eseri veya rakipleri takip veya taklit ederek oluşuyor. Halbuki planlama ve strateji doğru yapılmazsa sonucun başarılı olması mucizelere kalıyor. Elbette bu planlama; konusunda uzman, ehli kişilerce şirketin mevcut gerçeklerine uygun olarak yapılmalı. Çok komik şeyler de yaşanıyor aslında: 25 yıllık şirket hiç ihracat yapmamış hayatı boyunca. Ama bir sabah niyet etmişler ve girişmişler işe! Dil bilen kimse yok, hadi onu da geçtik, ilk fuar tercihi Londra! Dünyanın en zor pazarlarından bir tanesi! Sebep: Bizim oğlan orada okula başlıyor.

Haberin Devamı
  • Eğitim eksikliği

Eğitimi burada 3’e ayırmak gerekiyor. Personel, patron ve kurumsal eğitim!

Personel eğitimi aslında Türkiye’de yanlış yapılıyor. Milyonlarca teorik bilgi ile boğulan genç dimağlar, dil, uygulama ve en önemlisi tecrübe aktarımı konusunda yetersiz kalıyor! Bir şekilde kendini geliştiren gençlerde sorun yumağından çıkamıyor, tam aksine büyük bir problem ile karşı karşıya geliyor aslında! Nedir o büyük problem? Patronlar. Evet, patronlar!

Eğitimlerini bitiren gençler, çalıştıkları yerlerde uygulamaya başlayınca çatışmalar başlıyor maalesef. Çünkü bilgiye sahip olanla, o bilgiyi uygulamak için gereken sermayeye ve uygulama sorumluluğuna sahip olanlar farklı! Bu sebeple ihracatın her aşaması sıkıntılı, çatışmalı oluyor. İşler zamanında yapılamıyor, usulüne uygun yapılamıyor. Patronların eğitimi ve gelişimi çok ama çok önemli. Kurumsal öğrenme ise zaten bir zorunluluk aslında! Bu her konuda böyle.

Haberin Devamı
  • Finansman eksikliği

Tahmini bir rakam ama bence KOBİ’lerin %80’ine yakını gerçek bütçelerinde dış ticarete kalem bile açmıyor. Halbuki dış ticaretin de bir maliyeti var. Bugün ülkemizde birkaç dil bilen, yetişmiş ve tecrübeli bir eleman ucuz olamaz.  Ancak genelde KOBİ’ler sadece İngilizce bilen, eğitim ve tecrübe eksiği olan ucuz maliyetli elemanları tercih ediyorlar. Yine takip edilmeyen sektörel fuar ve yayınlar, saha araştırmaları ve diğer pazarlama faaliyetleri olmadan ihracat sistemi oluşmaz ki! Ama bunların hepsi maliyet. Doğru bir bütçe hazırlanması temel esastır. Sıfır bütçe ile olmaz. Hele ki “kazandıkça harcamak isteyenler” ülkemizin trajikomik gerçekleri maalesef.

Haberin Devamı

Bir de çok şey yapmak isteyip, sermaye yetersizliği sıkıntısı olanlar var. 

  • Vizyon eksikliği ve patronlar

“Ben ürettiğimi yurt içine zaten satıyorum ve yeterince kazanıyorum” fikrindeki bir patron ve “dünya markası olma” hedefi olmayan bir şirket! Uzun vadede yurtdışında asla başarılı olamaz. Şirketin vizyonunu patronlar yazmalı ve önce kendileri inanmalı! Bu vizyona uygun olarak kendisini, firmasını, ekibini ve ürünlerini dizayn etmeli, geliştirmeli. 

Bakınız 500 milyar dolar ihracat hedefi aslında hayal değil. Ulaşılabilir bir hedef! Devlet koyduğu dış ticaret hedefine uygun olarak bilhassa KOBİ’lere müthiş destek ve imkanlar da sunuyor aslında. Ancak firmaların edindiği bu sistematik ile bu hedef biraz zor.

Haberin Devamı

Türkiye’nin ihracat haritasına bir bakın. AB ülkeleri (gümrüksüz ticaret etkisi), Irak (kuzey bölgesi), Azerbaycan, Rusya ve Suudi Arabistan bir de blok mermer satışından Çin! Dikkat ederseniz zaten hep ilişkilerde olduğumuz ülkeler. Yani ihracatımız sadece ikili ilişkilerimizin yakın olduğu ülkeler. Neden ? Mesela Neden Güney Amerika ülkeleri veya Avusturalya, Japonya, Kanada gibi zengin ülkeler yok denecek kadar az? Neden Afrika ülkelerinin potansiyelini değerlendiremiyoruz ?

Ürünlerimiz kaliteli, fiyatlarımız rekabetçi. Peki sorun ne? İşte tam bu soruya çare olmayı biz kendimize görev edindik. Bizim için Irak, Azerbaycan, Almanya vb ülkelere ihracat elbette önemli ama o kadar.

Haberin Devamı

Sonuç olarak, dünya pazarlarlarına açılmak isteyen, Pazar payını büyütmek isteyen veya dış ticaret maliyetlerini düşürmek isteyen her KOBi için biz buradayız. 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!