Türkiye’ye nazar değdi, ışıklar kırmızıya döndü

Davetin adı "Akbank Yaz Partisi", yeri Bodrum, Türkbükü’ndeki Maça Kızı tesisleri...

Önceki akşamı, yaz aylarında Suzan Sabancı Dinçer’in de kullandığı deyimle "İstanbul’un üçüncü yakası" sayılan Bodrum’da iş dünyasından önde gelen birçok isim, Akbank’ın büyük kredi müşterileri, hisse senedine yatırım yapmış büyük fonların temsilceleri, kısacası 750-800 kişiyi bulan bir topluluk Maça Kızı’nda...

Konuklarıyla tek tek ilgilenme çabası içindeki Suzan Sabancı Dinçer’le konuşuyoruz: "Son beş yılda, daha doğrusu erken seçime kadar ekonomide başarılara imza atan Türkiye’ye sanki nazar değimiş gibi. Herşey çok güzel giderken, birden bire duraklamalar yaşatan ortama geldik."

Akbank’ın yüzde 20’sinin Citigroup’a ait olduğundan hareketle son gelişmelerle birlikte Suzan Sabancı Dinçer’e yabancılardan aldığı izlenimi sordum: "Yabancı yatırımcılar da Türkiye’nin ekonomideki başarılarına alışmıştı. Ekonomideki gelişmeleri ilgiyle izliyor, yatırım kararlarında dikkate alıyorlardı. Türkiye için hep ’yeşil ışık’ yanıyordu. Ancak, son 7-8 aydır Türkiye için ışıklar ’kırmızı’ya dönmüş durumda."

Anayasa Mahkemesi’nin kapatma davasına muhatap olan AKP’nin Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere, hükümet üyeleri ve partililerin, "Dava süreci hızlı işlesin" dileği iş dünyasında da oldukça hakim.

Gecede sohbet etme fırsatı bulduğum iş dünyasının birçok temsilcisi gibi Suzan Sabancı Dinçer de aynı mesajı verdi: "Biz işini iyi yapmaya, daha da büyütmeye, bununla Türkiye’nin büyümesine katkıda bulunmaya çalışan insanlarız. Ancak, belirsizlik ortamında hedeflenen büyümeleri yakalamak pek mümkün olamıyor. Bu yüzden Türkiye’nin normal gündemine dönmesini, belirsizliğin ortadan kalkmasını bekliyor ve diliyoruz."

Suzan Sabancı Dinçer, bir süre önce Akbank’taki koltuğunu devraldığı babası Erol Sabancı gibi faizlerin yüksekliğinden de memnun değil: "Reel faizlerimiz çok yüksek."

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yüzde 47’ye yakın oy aldıkları 22 Temmuz 2007 gecesi yaptığı konuşmayla Türkiye’de, "Erken seçim ve Cumhurbaşkanlığı gerilimiyle 2007 kayıp yıl oldu. Artık 2008’den itibaren yine yüksek büyüme dönemine gireriz" beklentisine girdi.

Ancak, Erdoğan’in İspanya’da bir soruya karşılık, "Velevki türban siyasi simge" yanıtı vermesiyle başlayan süreç, Türkiye’yi "türban gerilimine" taşıdı. Ergenekon Operasyonu da gündemi bambaşka noktalara taşıdı.

Suzan Sabancı Dinçer, iyi niyetle, "Türkiye’ye nazar değdi" diyor...

Acaba bu "nazar"da Başbakan Erdoğan ve partisinin payı yok mu?

İstanbul’un üçüncü yakası Bodrum’u seçtik

AKBANK Yönetim Kurulu Başkanı Suzan Sabancı Dinçer’e, Bodrum’da "Akbank Yaz Partisi" düzenlemelerinin gerekçesini sordum:

ÆÊBu yıl Akbank’ın 60’ıncı kuruluş yıldönümünü kutluyoruz. 60’ıncı yılımız diye çalışanlarımıza daha farklı ödüller verdik. Farklı etkinlikler yapmaya devam ediyoruz. Örneğin Sakıp Sabancı Müzesi’ne Dali sergisinin getirilmesine de Akbank sponsor oldu. Yaz partimizi Bodrum’da düzenlemek de bu etkinliklerden biri.

- Peki Neden Bodrum? Gördüğüm kadarıyla konuklarınızın çok büyük bölümü İstanbul’dan...

Æ Bodrum için yaz aylarında "İstanbul’un üçüncü yakası" benzetmesi yapılıyor. Hep bu tür davetleri İstanbul’da, Ankara’da yapıyoruz. Bu kez Bodrum’da yapalım istedik.

- Böyle bir gece kimin fikriydi?

Æ Benim fikrim. Davetiyeye dikkat ettiyseniz ben dahil 8 kişinin imzası vardı. Bununla Akbank’ta işlerin bir ekip çalışmasıyla yürüdüğünü göstermeye çalıştık. Ayrıca, Akbank’ın 750 dolayında şubesi var. Şubelerimiz bu bölgelere de uzanıyor. Bodrum’da güzel bir yaz akşamı geçirip, daha farklı bir ağırlama yapalım istedik.

Türkiye’nin önü açık potansiyeli çok büyük

AKBANK Yönetim Kurulu Başkanı Suzan Sabancı Dinçer, siyasi gerginliğe ve global dalgalanmaya karşın iş dünyasının iyimserliğini kaybetmeyen temsilcilerinden biri: "Türkiye’nin potansiyeli çok büyük, önü de açık. Yeter ki işlerimizi rahat yapabilecek istikrarlı ortamı bulalım. Bunun örneğini önceki 5 yıllık dönemde gördük. Türkiye büyüdü, şirketlerin değeri arttı. Önceki 5 yılda yakaladığımız başarıyı neden tekrarlamayalım?"

CMUK hangi durumlarda işe yarıyor acaba

AKBANK’ın Bodrum’da gerçekleştirdiği "Yaza Merhaba" partisine katılan 750-800 davetli sıkça birbirine "Ülkemizde neler oluyor? Bu Ergenekon Operasyonu’nun altından neler çıkacak?" sorusunu yöneltip, yanıt aramaya çalıştı.

Bir işadamı Ergenekon gözaltılarına dikkat çekerek, tartışmaya açtı: "Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu (CMUK) bildiğim kadarıyla bir takım düzenlemeler getirmişti. Eskisi gibi insanlar içerde sorgusuz sualsiz tutulmayacaktı. Aldığım izlenim CMUK’un Ergenekon Operasyonu’nda pek işlemediği."

Bir başka işadamı da o akşam televizyon haberlerinin en önemli konularından biri olan, Kuddusi Okkır olayına dikkat çekti: "Adamcağız, ’Ergenekon Kasası’ diye 20 Haziran 2007’de tutuklanmış. Eşi bile 9 ay boyunca görememiş. Adamcağız ölüm döşeğine düşünce, apar topar çıkarmışlar."

Gecede gündeme gelen ayrıntılardan biri de, telefon dinlemeleri oldu: "Telefonda birbirimize çok farklı anlama çekilecek şeyler söylüyoruz. Artık kiminle nasıl konuşacağımızı şaşırdık."

Gecenin ilerleyen saatlerine doğru müziğin sesi yükseldi, türban ve AKP’ye açılan kapatma davasıyla gerilen, Ergenekon Operasyonu’yla soru işaretleri bollaşan ortamdan birkaç saatliğine de olsa uzaklaşıldı...