Türkiye, Kıbrıs’a ambargoyu kaldıracak

Türkiye, Gümrük Birliğinin Güney Kıbrıs’a genişletilmesini kabul etti. Ancak bu iş bir kararla bitmiyor. Ankara, Kıbrıs Rum hava ve deniz limanlarına koyduğu ambargoyu da kaldırmak zorunda.

Türkiye hareket etmekte geciktikçe, Gümrük Birliği Anlaşmasının Güney Kıbrıs’a da genişletilmesi konusu, daha da siyasileşiyor ve zorlaşıyor.

17 Aralık günü Brüksel’de bir belge imzalandı ve Türkiye, AB’ye üye olan Kıbrıs Cumhuriyetine üye değilmiş gibi davranmayacağına, Gümrük Birliği anlaşmasını, diğer yeni ülkelere yaptığı gibi, Kıbrıs’a da genişleteceğine resmen söz verdi.

Ancak, Türk kamuoyundaki genel izlenim, Türk hükümeti zaten bir süre önce aldığı bu kararı TBMM’den onaylatıp yürürlüğe koyacak ve böylece sorun çözülmüş olacak.

Hiçte öyle değil.

Türkiye bu işlemi tamamladıktan sonra, Gümrük Birliği anlaşmasının resmen işlemesini, yani uygulamasını da gerçekleştirmek zorunda.

Daha açıkçası, Türkiye Güney Kıbrıs hava ve deniz limanlarına uyguladığı ambargoyu kaldırmak zorunda.

Bugünkü duruma göre, Kıbrıs Rum yönetiminin kontrolü altındaki Güney Kıbrıs hava ve deniz limanlarından çıkan ürünler Türkiye’yi giremiyor. Gemi ve uçaklar, Türkiye’ye mal taşıyamıyorlar.

Bundan böyle, Gümrük Birliği anlaşmasının yürürlüğe girmesiyle birlikte, ambargonun da kalkması gerekecek.

Brüksel’de başlayacak olan müzakerelerde işte bu konular ele alınacak. Bunun karşılığında da KKTC için, bazı avantajlar sağlanması istenecek. Verilen sözlerin yerine getirilmesi üzerinde durulacak.

Rumlar da tam aksine direnecekler.

Kartlar Rumların elinde.

Bizler dezavantajlı bir durumdayız.

Annan planını kabul etmekte bu kadar geç kalmasaydık, şimdi bu güçlüklerden hiç biriyle karşılaşmayacaktık.
* * *

“BU İŞ, GÜL İLE ERDOĞAN ARASINDA”

Başmüzakereci kim olacak?

Adalet Bakanı ve hükümet sözcüsü Cemil Çiçek, Pazartesi günkü Bakanlar Kurulu Toplantısı sonrasında bu atamanın o kadar da önemli olmadığını, herşeyin bir isim etrafında dönmemesi gerektiğini, hükümetin tüm hazırlıkları yaptığını söyledi.

Ne yazık ki, Çiçek yanılıyor.

Başmüzakereci atanması ve kim olacağı çok önemli. Hiç değilse bizler için, kamuoyu için çok önemli. Eminim, Çiçek’te bunu biliyor ancak başka türlü konuşamayacağı için, Başbakanını kolluyor. Bir yerde haklı.

Peki neden bir atama yapılamıyor?

Ankara’da bu işleri yakından izleyen kişilerle konuştum. Hepsinin ortak görüşü: “Bu konunun Başbakan ile Dışişleri Bakanı arasında tartışıldığı, başkalarına fazla bilgi ve inisiyatif verilmediği” şeklinde.

Erdoğan, yakın çevresine göre, Ali Babacan’ın ekonominin başından ayrılmasını istemiyor. Babacan’ın IMF ve Uluslararası piyasalarda sağladığı güvenin Türkiye izin çok önemli olduğunu düşünen Başbakan, yine yakın çevresine göre, risk almak istemiyor. Ekonominin başına iyi bir isim bulsa, Babacan Başmüzakereci olacak.

Ne yazık ki, Başmüzakereciliğe istenen niteliklerde bir isim bulunamıyor.

Bu çalışmalar daha önce başlamış olsaydı, belki bugünkü sıkıntılarla karşılaşılmayabilirdi.

* * *

(Bu yazı, Posta Gazetesinde ve aynı gün Hürriyet Gazetesinin tüm dış yayınlarında, Hürriyet internet sitesinde (www.hurriyetim.com.tr) Milliyet internet sitesinde (www.milliyet.com.tr) ve Daily News ekibi tarafından tercüme edildikten sonra hem ana gazetede, hem de Daily News internet sitesinde (www.turkishdailynews.com.) yayınlanmaktadır.)

Yazarın Tüm Yazıları