Güncelleme Tarihi:
İSTANBUL,(DHA)-İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özcan Hıdır İstanbul'da yapılan İslam İşbirliği Teşkilatı'nda alınan kararların hayata geçirilmesi için Türkiye'nin izlemesi gereken diplomatik girişimlerin önemine değinerek "Dönem başkanı olarak ABD ve İsrail'in yanında duran ülkeleri de dışlamamalı kapsayıcı bir rol oynamalı" dedi.
İstanbul'da düzenlenen olağanüstü İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) toplantısında alınan kararların yankısı sürüyor. Dünkü zirvede üç önemli karar alındı diyen Prof. Dr.Özcan Hıdır şöyle konuştu: "Doğu Kudüs'ün Filistin devletinin başkenti olarak ilan edilmesi tanınması tarihi bir adım. İİT'nin tarihinde de böyle. Cumhurbaşkanımızın önemli bir diplomatik başarısı bu. İkinci önemli karar ise ABD 'nin Filistin ve İsrail arasında uzun yıllardır devam eden arabuluculuk rolünün yok hükmünde ve hükümsüz olduğunu söylüyor. Üçüncüsü ise Trump'ın aldığı büyükelçiliğin Kudüs'e taşınma kararının da kabul edilemez ve yok hükmünde olduğu beyan edildi bu deglerasyonla. Bu kararlar teşkilatın tarihine altın harflerle yazılmalıdır. Türkiye önemli bir başarı kazanmış oldu."
"İSLAM ÜLKELERİ BU KARARLARIN ARKASINDA DURACAK MI?"
Zirveye 48 ülkenin katıldığını ve ortak bildiriye 52 İslam ülkesinin imza attığını belirten Sabahattin Zaim Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Öğretim Üyesi İslam ve Global Meseleler (CIGA) Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Özcan Hıdır bölgede önemli ülkelerin bu kararların uygulanmasında etkili olacağını söyledi. Hıdır "Bölgede ılımlı İslam bloğuna öncülük eden Suudi Arabistan, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelerin tavrıydı. Ancak bu ülkelerin arkasında ABD ve İsrail'in olduğunu biliyoruz. Suudilerin Kudüs meselesini siyasi değil dini bir mesele olarak algıladığı şeklinde yorumlanabilir. Ancak imza atmış olmaları önemli" diye konuştu.
"ABD VE İSRAİL'DEN MANİPLASYONLAR BEKLENEBİLİR"
"Suudi Arabistan Krallığı'nın dün akşam itibariyle Trump'ın kararının sorumsuz ve batıl olduğunu açıklayan bir tweeti oldu" diyen Prof. Dr. "Dolayısıyla Suudi Arabistan da kararların arkasında zoraki de olsa duruyor gibi görünüyor ama ABD ve İsrail kendilerine yakın müttefik ülkeleri bu karardan vazgeçirmek, uygulatmamak için çeşitli maniplasyonlar, hamleler yapabilir. Nitekim, İsrail'in Suudi Veliaht Prens Salman'ı İsrail'e davet ettiği yönündeki haberler var" diye konuştu.
TÜRKİYE DÖNEM BAŞKANI OLARAK KAPSAYICI POLİTİKALAR İZLEMELİ
Türkiye'nin bu kararların ardından Filistin ve Kudüs meselesini teolojik yönden değil, insani bir mesele olarak ele alması gerektiğine vurgu yapan İslam ve Global Meseleler (CIGA)Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hıdır şöyle dedi:
"İnsani bir problem olduğunu öne çıkararak bu problemlerin çözülmesi yönünde gayretlerini sürdürebilir. Bunu da birinci planda Avrupa Birliği ve Birleş Milletler nezninde yapar. AB, İngiltere, Fransa ve Almanya Trump'ın kararının yanında durmadılar. Bunu BM'ye de taşımak lazım. Ama öncelikle Türkiye İTT ülkelerinin bu kararın arkasında durmasında sıkıntı olabilecek, zayıf halka gibi görünen ülkeler konusunda diplomatik girişimlerini sürdürmeli ve bunu yaparken de reaksiyonel, dışlayıcı değil kapsayıcı olmalıdır. İkna edici diplomasi kullanmalı. Hatta bunu ilişkilerinin limoni olduğunu düşündüğümüz, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri ile de yapmalıdır. El altından dialoğu sürdürmeli. Onları dışladığınızda tamamen İsrail'in yanına itmiş olursunuz. Bu da İslam dünyası için bloklaşmayı daha fazla derinleştirir. Zaten İran'ın da amacı bu İran da bu fırsatları kolluyor ve istifade etmeye çalışıyor. Türkiye burda dengeleyici bir rolle ve diplomasiyle yapmalı. Reaksiyoner değil aksiyoner olmalı proaktif bir politika izlemeli."
(FOTOĞRAF)