Türkan Saylan’ın kızları mı suçlu

GEÇEN cuma günü aldığım e-posta müjdeyi veriyordu:

“ÇYDD’nin eğitime kazandırdığı kızlardan bir başarı öyküsü daha. Liseli bursiyer kızlardan 1370’i üniversiteli oluyor.”

Haberin Devamı

Anadolu’nun en ücra köşesinden, en yoksul köyünden gelip, İktisat, Tıp, Mühendislik-Mimarlık, Hukuk gibi fakültelere girmeye hak kazanan gencecik kızlar.

Zoru başarmışlardı.

Türkan Saylan hayatta olsaydı ne mutlu olurdu.

Sevgiyle kucakladığı kızlarından 1370’inin geleceği aydınlıktı.

E-postada şöyle bir de not vardı:

“Türkiye BM raporuna göre 2020 yılına kadar eğitimde kız-erkek eşitliğini sağlamayacak ülkeler arasında. Bunun aksini yaratmak bizim elimizde. El ele verelim, kızlarımızın okumasına destek olalım.”

Bilen bilir.

Kızların okuması dendi mi benim için akan sular durur.

Doğu’da, Güneydoğu Anadolu’da okuma hevesiyle cılız bedenleriyle hayata tutunmuş o kızları iyi tanırım.

Türkan Hoca’yla birlikte yaptığımız sayısız gezide sarıldığımız, dertleştiğimiz o küçük kızlar hep aklımın bir köşesinde.

Haberin Devamı

Onların umutları, “okuyarak kaderi değiştirme” arzuları hafızamda hep canlı.

FİŞLENMİŞ ÖĞRETMEN

“Ne olmak istiyorsun” diye sorardık Türkan Hoca’yla.

Çoğu “Öğretmen” derdi.

Nitekim ÇYDD’nin e-postaya iliştirdiği listeye göz atınca en fazla talebin eğitim fakültelerine olduğunu gördüm.

Öğretmen olup diğer kızların kaderini değiştirmek isteyen bu kızlar Milliyet Gazetesi’nin cumartesi günkü haberine göre fişlenmiş.

İleride “fişlenmiş öğretmenler” olarak hayata atılacaklar.

Meğer Emniyet Genel Müdürlüğü’nden özel bir komisyon ÇYDD’den burs alan 15 bin kızın terör örgütleriyle bağlantısını araştırıyormuş.

Türkan Saylan’ın yüzünde geniş bir gülümsemeyle her birinin hikâyesini anlattığı “Kardelenler”e suçlu muamelesi...

Emniyet Genel Müdürlüğü’nün özel komisyonu “Kardelenler”i 6 hafta boyunca soruşturmuş.

Olacak şey mi?

Cumartesi ve pazar günleri sıkıntılı geçti.

Dün ÇYDD Genel Başkanı Profesör Aysel Çelikel ile telefonda konuştum.

Hatırlatma yaptı.

13 Nisan günü Türkan Saylan’ın evine gelen polis burslu öğrencilerin dosyalarını alıp götürmüştü.

20 bin dosya kadar.

ÇOCUK HAKLARINA AYKIRI

Çelikel “Öğrencilerle ilgili yeni dosyalar oluşturmak zorundaydık. Dolayısıyla polisin alıp götürdüğü dosyaları istedik. Temmuz ortalarında dosyaların verilmeyeceğine ilişkin haber geldi. Soruşturma haberini gazeteden okudum” diyor.

Haberin Devamı

“Dosyalar kopyaları verilmeden alındı. İncelenirken ÇYDD’nin bir temsilcisinin olması gerekirdi” diye ilave ediyor.

Dosyaların çoğu ilköğretim ile lise öğrencilerine ait.

Yani 9 ile 17 yaşlarındaki kızlar.

Çelikel “Bu kız çocukları ne zaman terör eylemlerine vakit buldular” diye soruyor hayretle.

Eğer mesele bu kızların ailelerinden birileriyse bu çocukların günahı ne?

Dağa çıkmış ağabeyden ya da kuzenden nasıl sorumlu tutulabilirler?

Bir hukuk devletinde olacak şey mi bu?

Profesör Çelikel “Böyle bir soruşturma insan haklarına da aykırı, çocuk haklarına da” diyor.

HANİ KÜRT AÇILIMI

“Kürt açılımından söz ettiğimiz günlerde küçük çocuklara gözdağı vermek olur mu” diye soruyor.

Haberin Devamı

Dediği gibi burs alan ailelerin durumlarını düşünün.

Çocuklarının dosyaları emniyette.

Türkan Saylan uzun yıllar köy köy gezerek aileleri kız çocuklarını okutsunlar diye ikna etmeye çalışmış.

Kız çocuğunu erken evlendirmekten, tarlada çalıştırmaktan, kuma göndermekten vazgeçmiş aileler şimdi “fişlenme” gibi bir durumla karşı karşıya.

Bunca emek, bunca umut yazık değil mi?

Profesör Çelikel “Hem burs verenler, hem burs alanlar açısından dumanlı bir hava yaratılmak isteniyor” diyor.

Hiç haksız değil.

Yazarın Tüm Yazıları