Türkan dememe kalmadan tank aldı eşimi

Güncelleme Tarihi:

Türkan dememe kalmadan tank aldı eşimi
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 14, 2017 20:50

Onu kucakladım, “Bu kalabalığı aşıp nasıl hastaneye yetiştireceğim, nasıl yaşatacağım” diye düşündüm.Yetiştik ama olmadı. Takdir Allah’ın..

Haberin Devamı

“Türkan şehit olarak bizi gururlandırdı ama artık bir yanımız hep eksik. Her gün dua edeceğiz ona, hayatımız boyunca...”

46 yaşındaki Türkan Hanım, 15 Temmuz’daki darbe girişimi sırasında, tankın altında can veren demokrasi şehidi...

23 yıldır evli Tekin çifti. Ramazan Bey’in dili ‘geçmiş zaman’ kullanmaya varmıyor belli ki, tüm cümleler, sanki her an kapıdan çıkıp gelecekmiş gibi: “Birbirimize düşkün bir aileyiz. Türkan çalışkandır, evine düşkündür. Varlıkta da beraberiz, yoklukta da... Ben çanta işi yapıyorum, ayağımda bir sakatlanma oldu, sol bacağım yırtıldı, iyileşmedi, çalışamaz hale geldim. Türkan dedi ki ‘Ben çalışacağım, senin işini yapacağım.’ İstemedim önce tabii, çocuklarımız okuyor ya... Ama o ısrar etti ‘İşini devam ettireceğim’ dedi. İki sene çalıştı. Böyle bir kadın... Ama şartlar ne olursa olsun, her gece birlikte yemek yeriz, o sofra hep kurulur, hep de ailemizle dolu olur. Vatan sevgisiyle dolu, mutlu bir aileyiz.”

Darbe girişiminin olduğu güne, 15 Temmuz’a dönüyoruz. Şöyle anlatıyor Ramazan Tekin: “Hain saldırının olduğu gün bir tek Berkay dışardaydı, onun dışında hepimiz evdeydik, yemeğimiz bitmişti, meyve yiyorduk. Telefonlar geldi, açtık ‘Son Dakika’ haberlerini izledik. Saat daha erkendi. 23.00 civarı... Türkan hemen ‘Ramazan kalk, dışarı çıkalım’ dedi. Ben ‘Dur, biraz oturalım, ne oluyor takip edelim, acele etmeyelim’ dedim. ‘Hayır, kalk’ dedi. Abdestini aldı, namazını kıldı. Sonra üzerine tesettürlü olduğu için sade pardösüsünü, başörtüsünü aldı. Biz öyle yola çıktık, yanımıza ne yiyecek, ne içecek bir şey aldık. Berkay’a telefon ettim, ‘Gel kardeşlerinin başında dur’dedim. 20 dakika kadar yürüdük... Esenler son durak karakola vardığımız zaman ‘Cumhurbaşkanı havaalanına gelecek’ haberini aldık. Yolu değiştirerek çevreyolundan havaalanına doğru yürümeye başladık. Bir tek su aldık, onun dışında hiçbir şey düşünmüyoruz, sadece dua ederek yürümeye devam ettik.”

Hayır Ramazan, devam!
Kalabalıkların güçlenmeye başladığı o anlarda ön saflardaymış çift: “Biz erken çıktığımız için fazla bir kalabalık yoktu ama çevreyoluna geldiğimiz zaman iyice kalabalıklaştı. Büyük bir bayrak açıldı Türkan ‘Biz de tutalım’ dedim. Sonuçta bayrak da vatan da bizim... Bir saat kadar daha yürüdük. Sonunda bacağım iyiden iyiye ağrımaya başladı. ‘Dur biraz dinlenelim’ dedim. Türkan karşı çıktı: ‘Hayır Ramazan, devam...’ Devam ettik.”

Saatlerce yürüdükten sonra, birden çığlık sesleri yükselmiş: “Saati tam hatırlamıyorum ama 02.30-03.00 gibiydi... Kargaşa oldu, bir sesler, çığlıklar duyuldu. Gözüme adeta bir perde indi. Sonra kendime geldim, bir yanıma döndüm, bütün farları kapalı bir askeri tank karşımda. Hemen sol yanıma döndüm ‘Türkan’ dememe kalmadan, tank eşimi aldı. Sol tarafta kim varsa götürdü; o anda 7 şehit vermişiz. Ama tam bilmiyorum, çünkü benim için o sırada varsa yoksa eşim... Onu kucakladım, ‘Bu kalabalığı aşıp nasıl hastaneye yetiştireceğim, 15 dakikada zor varırım, nasıl yaşatacağım’ diye düşündüm. Ama kalabalıklar açıldı, bize yol verdiler, yardım ettiler. Dört dakikada hastanedeydim. Kucağımda taşıyarak Güney Hastanesi’ne götürdüm. Türkan darbeyi kafasından almış... Doktorlar da ellerinden geleni yaptı ama takdir Allah’ın... Şehit gitti eşim. O yüzden ayakta duruyoruz, o yüzden gururluyuz. Bize büyük bir sevap kazandırdı...”

Allah güç verdi
Ramazan Bey sokağa erken çıkmalarının nedenini de Türkan Hanım’ın içgüdülerine bağlıyor: “Cumhurbaşkanımız ‘Sokağa çıkın’ demeden önce biz sokaktaydık. 23.30 gibi... Sanırım içine doğmuştu. Onun içine doğar zaten. Mesela 10 gün önce markete gitmiş, alışveriş yapmış. Normalde bir kutu alır her şeyden, bu sefer bol bol almış. ‘Bayram değil seyran değil, neden bu kadar çok aldın, neden kendini yordun? İhtiyacımız olursa gider alırdık’ dedim. ‘İki ay alışveriş yapmamıza gerek kalmaz’ dedi. Bolluğunu ve bereketini ardında bıraktı gitti... Allah eşimden razı olsun. Normalde bu yaralı ayağımla değil onca saat bir saat bile yürüyemem. Ama o bana ‘Ramazan, kalk’ dedi, beni vatan için sokağa döktü. Allah da güç verdi.”

Ramazan Bey, planlayıp yapamadıklarını da anlatıyor: “Hayallerimiz vardı: Umre’ye gitmek istiyorduk; Konya’ya da götürecektim. Camileri gezecektik... Çok istiyordu bunları çünkü. Kısmette onsuz gitmek varmış, sağ olsun geçen hafta Sayın Ahmet Davutoğlu çağırdı. Çocukların aklının da dağılması için gittik. Onsuz gördük, içimiz buruk... Küçük kızımızın adını Sümeyye koymuştu... Cumhurbaşkanımızı çok seviyordu. O da bize taziyeye geldi, Allah razı olsun ondan. Allah onu başımızdan eksik etmesin, birliğimizi bozmasın.”

 

BAKMADAN GEÇME!