Türk usulü veda

Venus bana karşı çok samimi ve yardımseverdi. İstanbul'da bu samimiyeti görmemiştim, ancak orada çok candan ve yakındı. Hele ayrılırken herşey Türk usulü oldu. Venus ve annesi Oracene ile sarmaş dolaş olduk. Duygulandık.

İKİ hafta önce Türkiye'den bir Venus Williams fırtınası geçti. İstanbul Cup bitti, Venus gitti. Ancak Venus ne Türk tenisi, ne de Tenis Eskrim Dağcılık (TED) Kulübü'nün yetiştirdiği, Türkiye şampiyonu Barış Ergün için burada bitmedi. Türkiye'nin onun deneyimlerinden ve güncel dünya tenisinden öğreneceği çok şey olmalı. Venus ile İstanbul'da tanıştığı antrenman partneri Barış nasıl çalıştılar, ünlü teniscinin gerçek yüzü nasıl bunu merak ettim. Ve bunun yanıtı için Barış ile görüştüm. Bundan önce Barış'tan kısaca söz etmek istiyorum. 25 yaşındaki Barış, TED Kulübü'nde "ballboy"luktan yetişme, teniste hem sağ hem sol elini kullanabilen, yetenekli bir tenisçi. Türkiye şampiyonlukları kazanıp, Davis Kupası'nda oynadı. Barış zamanında kabaliyetine fazla güvenmeyip daha fazla çalışmış olsaydı, bugün belki de Roland Garros'ta oyuncu olarak oynardı.

Paris'te havası değişti

- Kendini Venus ile birlikte Roland Garros gibi dev bir tenis organizasyonda bulunmaktan neler hissettin?

İlk 1-2 gün şaşkınlık devrem vardı. Venus bana karşı çok samimi ve yardımseverdi. İstanbul'da bu samimiyeti görmemiştim, ancak orada çok candan ve yakındı. Hele ayrılırken herşey Türk usulu oldu. Venus ve annesi Oracene ile sarmaş dolaş olduk. Duygulandık. Venus antrenman saatlerinde kort ayırmamı, toplarının teminini, raket tellerinin çekilmesi ile ilgili isteklerini aktarıyordu.

- Peki sen antrenör olarak mı, yoksa antrenman partneri olarak mı görev aldın?

Antrenman partneriydim. Venus’un antrenörü annesi Oracene'ydi. Ben ona "mamy" (anne) diyordum. Çünkü bana hergün hediye getiriyordu. Korta bizimle birlikte annesi de geliyordu. Dolayısıyla ben teknik ve taktiksel amaçlı hiçbir bilgi aktarmıyordum. Bu tamamen annesine aitti. Antrenman bittiğinde gün boyu serbesttim.

Kabus erken göründü

- Günde kaç saat antrenman yapıyordunuz?

Maç olmayan günlerde 2 saat, maç günlerinde en fazla 1 saat antrenman yapıyorduk. Bir keresinde yanımızdaki kortta İspanyol Rafael Nadal da çalışıyordu. Nadal'ı 50 kişi izlerken bizi 500 kişi seyrediyordu. Venus gerçekten dünya yıldızı.

- Venus İstanbul Cup'ı kazandı ve Roland Garros'a moralli gitti, beklentisi neydi?

2002'de küçük kardeşi Serena ile final oynamıştı. Paris'te tekrar finale ve şampiyonluğa oynamak istiyordu. İlk iki turda herşey en az yarı final oynayacakmış gibi gidiyordu. Kabus 3. turda başladı ve bitti. Venus, 16 yaşındaki Bulgar Sesil'e 3 sette yenildi.

- Venus İstanbul'da hiç kaybetmemişti, bu maç sonrası durumu nasıldı?

Soğuk bir hava esti. Herkes kendi odasına gitti. Sonra annesi Venus'un odasına girip onu teselli etmeye çalıştı.
Akşam yemeğinde herşey normale dönmüş gibiydi ve ertesi gün ABD'ye döneceğini söyledi.

- Böyle bir dünya yıldızını sürekli çalıştıran antrenör veya antrenman partnerleri ne kadar kazanıyor?

Antrenman partneri haftada 1500 dolar, artı ulaşım ve konaklama masrafları karşılığı bu işi yapıyor. Venus bana ayrılırken 7 gün için 2000 Euro verdi.
Çeyrek final oynamış olsaydı, ekstra prim vereceklerdi. Antrenörler yılda 200-300 bin Euro'ya kadar sözleşme bedeli, artı yıl sonu oyuncunun kazandığı para ödülünden % 3 ile 20 oranında ek prim alabiliyor.

Ben kazanırım

- Birlikte sürekli antrenman yaptın, ikiniz bir maçta karşı karşıya gelse kim kazanır?

Kesinlikle ben kazanırım. ATP'de oynayan her erkek, dünyanın en iyi bayanlarını rahatlıkla yener.

- Venus'un Roland Garros'taki maçlarında sen de Eurosport'ta defalarca ekrana geldin ve seni bütün dünya gördü. Neler hissettin?

Evet, onu ben de duydum. Ancak şunu söylemek istiyorum, dünya spor medyası beni bir Türk olarak Venus'un antrenman partneri olarak gösterdiği anda bizdeki Eurosport yorumcuları beni tanımadıkları için hakkımda yorum bile yapamayıp, ismimi bile söylememişler. Bu bence çok üzücü bir durum. Bunu hem bana hem de Eurosport'a e-maillerle dile getirmişler.

Bestesini gönderecek

- Venus daha ne kadar tenis oynamak istiyor?

Bir akşam yemeğinde bunu konuştuk. Şu an tenisten zevk aldığını, ileride moda ile ilgilenmek istediğini, kendi ismine ait bir kolleksiyon yapmak istediğini ve stilistliğe yöneleceğini söyledi. Ayrıca beste yapmayı ve gitar çalmayı seviyor. Bana sözü var, en kısa sürede gitarla yaptığı yeni bir besteyi gönderecek.
Yazarın Tüm Yazıları