Türk sineması’nın afişli yakın tarihi

Güncelleme Tarihi:

Türk sineması’nın afişli yakın tarihi
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 20, 2008 00:00

Unutulmaz melodramlardan, komedilere, toplumsal içerikli filmlerden seks filmlerine kadar Türk Sineması, yalnız 35 mm’lik film şeridinde değil, sarı kağıt üzerine renkli baskılarla da ölümsüzleşiyor.

MİLLİ Kütüphane’nin özel arşivindeki orijinal 5 bin film afişi arasında, ilk Türk renkli filmi "Halıcı Kız"ın afişi paha biçilemez değerde... Unutulmaz komedi filmleriyle Kemal Sunal’ın "Şaban" serisinin dönemin koşullarını inceden alaya alan film afişleri de klasik niteliği taşıyor.

Milli Kütüphane Başkanı Tuncel Acar son yıllarda film afişlerinin kendilerine gönderilmemesinden şikayetçi oluyor.

Sinema salonları önüne boy boy asılan, tasarımıyla çekildiği dönemin özelliğini yansıtan antika değerindeki eski Türk filmi afişleri, Türkiye’nin "Ulusal Hafızası" Milli Kütüphane’de korunuyor.

Kütüphanenin özel arşivinde, 1950’li yılların siyah-beyaz filmlerinden, hala zevkle izlenen Türkan Şoray, Kadir İnanır, Ediz Hun ve Hülya Koçyiğit’in aşk melodramlarına, Kemal Sunal, İlyas Salman ve Şener Şen’in unutulmaz komedi filmlerinden, seks filmleri furyası ve toplumsal içerikli yapımlara, toplam 5 bin civarında filmin afişi yer alıyor.

Genellikle sarı kağıt üzerine renkli baskılarla çıkan afişlerde, Türk sinemasını dönem dönem görmek mümkün.

Komediden seks filmine

1970’lerde televizyonun yaygınlaşmasıyla salonlara seyirci bulamayan yapımcıların yöneldiği ve daha sonra Türk sinema tarihinin görmezden gelinen dönemi; "erotik/seks filmleri" furyasını da arşivde görmek mümkün.

Bu dönemin filmlerinden, 1971 yapımı "Seks Fırtınası", 1975’te çekilen "Ah deme oh de!" ile Aydemir Akbaş’ın oynadığı "Kendin pişir kendin ye" ve Öztürk Serengil’in "Erkek dediğin" gibi yapımlar, arşivde yerini alıyor.

Komedi filmlerinin unutulmaz ismi Kemal Sunal’ın, kendisine yıllarca "İnek Şaban" dedirten "Şaban" serisinin afişleri, hem güldürüyor hem de dönemin koşullarını alaya alıyor. İlyas Salman’ın "Şekerpare", "Şaşkın Ördek" ve "Çöpçüler Kralı" gibi filmlerinin afişleri de ironi taşıyor.

Mafya ve kahramanlık temalı filmlerin çekildiği yılların en popüler başrol oyuncusu Cüneyt Arkın’ın, "Dünyayı Kurtaran Adam" ve "Silahım ve Aşkım" filmleri ile Malkoçoğlu serisinin afişleri, arşivin raflarında yerini alıyor.

Artık afiş gelmiyor

Acar, kanun gereği sadece matbaalarda basılanları alabildikleri için, son dönemdeki filmlerin afişinin Milli Kütüphane’ye gelmemeye başladığını söyledi. Acar, "Afişler, şimdilerde bilgisayar ortamında hazırlanıyor, fotokopi merkezinde çoğaltıyor. O nedenle bize son yıllarda afiş gelmez oldu. Halbuki, Milli Kütüphane, Türkiye’nin gerçek anlamda ulusal hafızası. Bugün yakın tarih Al Yazmalım’ın afişini bulabiliyoruz ama 50 yıl, 100 yıl sonra gelen insanların da bu afişe ulaşmaları gerekiyor" dedi.

Kanunun CD, DVD, bilgisayar programları gibi son yıllarda ortaya çıkan materyal çeşitliliğine cevap veremediğini belirten Acar, yeni bir kanun teklifi hazırlayıp Başbakanlık’a sunduklarını anlattı.

"Kanunun çıkmasını dört gözle bekliyoruz" diyen Acar, şöyle devam etti: "Yayın hayatı farklılaştı. Bu kanunla, materyal çeşidi hiç atlanmıyor. Sadece basılı olanlar değil, CD ortamında hazırlananlar, görüntülü olanlar da bize gelecek.

Sinemanın duayeni Şener Şen klasiği

Afişler, Türk sinemasının duayenlerinin kişisel sinema tarihini de sunuyor.
/images/100/0x0/55eab232f018fbb8f890df2e


Türk sinemasının duayenlerinden Şener Şen’i, sinemaya adım attığı "Altın Prenses Devler Ülkesinde" filminden, ilk kez başrol oynadığı "Şalvar Davası"na, "Züğürt Ağa"dan "Arabesk"e bir çok yapımın afişinde kılıktan kılığa görmek mümkün. Yılmaz Güney’in en çok bilinen "Arkadaş", "Yiğit Yürekli", "Zavallılar", "Ağıt", "İbret" ve "Bir Çirkin Adam" gibi yapımlarının afişleri, Milli Kütüphane’nin arşivinde bulunuyor. Sanat Güneşi Zeki Müren, beyazperdeyle tanıştığı "Katip-Üsküdar’a Giderken" filminin afişinde, başında fesi, elinde bastonuyla görülüyor. Adile Naşit ve Münir Özkul’un baş rollerini oynadığı ve halen televizyonlarda izlenen "Neşeli Günler"in afişi, filmdeki gibi aile sıcaklığı, birlik ve beraberliği yansıtıyor.

Koleksiyonda eski ve en önemli parça

Arşivin en önemli parçası, Muhsin Ertuğrul tarafından çekilen ilk Türk renkli filmi "Halıcı Kız"ın afişi. Bu orijinal afişten başka hiçbir yerde bulunmuyor.
/images/100/0x0/55eab232f018fbb8f890df30


Yeşilçam denilince ilk akla gelen melodramların afişlerinde, aşkı ve acıyı anlatan görsel tasarımlar yer alıyor. Atıf Yılmaz imzalı Türkan Şoray-Kadir İnanır ikilisinin "Kara Gözlüm" ile yönetmen Lütfi Akad’ın filmi "Yalnızlar Rıhtımı" afişleri bunlara en iyi örnekler. "Yalnızlar Rıhtımı"nın afişi, evliliğe adım atmalarını sağladığı için Sadri Alışık-Çolpan İlhan çifti için de özel anlam ifade ediyordu.Geçtiğimiz günlerde vefat eden ünlü yazar Cengiz Aytmatov’un ölümsüz eserinden uyarlanan, Türk sinemasının klasiği "Selvi Boylum Al Yazmalım" filminin afişi de özgün tasarımıyla en az filmi kadar "klasikler" arasında ölümsüzleşiyor. Türkan Şoray ve Kadir İnanır’ın birlikte rol aldığı, Türk sinemasının unutulmaz klasiklerinden "Dila Hanım", "Devlerin Aşkı" ve "Dönüş"ün afişleri de aşk ve çekişmeyi, filmleri kadar etkili anlatıyor.

Türker İnanoğlu tam koleksiyoner

Milli Kütüphane Başkanı Acar, AA muhabirine arşivi gezdirirken, 2527 sayılı Basma Yazı ve Resimleri Derleme Kanunu gereğince, Türkiye’deki matbaalarda basılan tüm afişlerin Milli Kütüphane’ye gönderildiğini, bu nedenle "Türk film afişleri koleksiyonu" oluştuğunu söyledi.

Koleksiyoner

Kültür ürünü olan film afişlerinin unutulmaması ve kaybolmaması gerektiğini belirten Acar, şunları kaydetti: "Çoğu zaman filmi çeviren firmanın elinde bile bu afişler kalmıyor. Zaman zaman geri dönüp bizden istiyorlar. Örneğin, bir ulusal film şirketi kendi elindeki afişleri saymış, bakmış çok sayıda eksiği var. Bize müracaat etti, kopyalar aldı, kendi elindekileri de bize verdi. Film yapımcısı Türker İnanoğlu, bir koleksiyoner. Kendi elinde çok sayıda afiş var. Birbirimizden karşılıklı kopyalar aldık. İki tarafta da tam bir koleksiyon oluşmuş oldu. Kopya da olsa en azından elimizde görüntü olarak var."

Frankfurt’ta sergilenecek

Türk sinemasının bu zengin mirasını nasıl koruduklarını da anlatan Acar’ın verdiği bilgiye göre, afişler Milli Kütüphane’ye gelir gelmez numaralandırılıyor, kimliği çıkarılıyor.

Bilgileri bilgisayara girilen afişler, daha sonra arşive getirilip, özel yapılmış dolaplardaki naylon torbalar içinde konuluyor. Araştırmacılar da müracaat ederek, bu afişlerin fotoğraflarını çekebiliyor. Tuncel Acar, Türk film afişlerini, Türkiye’nin onur konuğu olacağı Frankfurt Kitap Fuarı’nda, Almanca alt yazılarla sergilemeyi planladıklarını belirterek, "Bizim bu kültürel zenginliğimizi de mümkün olursa orada göstereceğiz" diye konuştu.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!