Türk sineması 90 yaşında

Türk sineması 90 yaşında. Zaman zaman doruklara çıkan, seyirci rekoru kıran, bazen boş sinema salonlarında gösterilen, her zaman da yeniden canlanan Türk sineması, yönetmenleriyle, starlarıyla, tarihiyle bizim hayatımızın bir aynası.

Biz; Türk sineması, yönetmenleri, yıldızlarıyla ilgili kitaplardan bir seçme sunuyoruz bu hafta. Sanırım bu kitapları okuduğunuzda, Türk sinemasını, onu yaşatan, yaratan kişileri bütün yönleriyle tanımış olacaksınız.

Hülya Koçyiğit’in yaşamını konu alan Feyzan Ersinan’ın hazırladığı Film Gibi Yaşadım kitabını daha önce tanıtmıştım. Onun yaşamı, sanatı üzerine ikinci kitap da Yıldız: Hülya Koçyiğit adını taşıyor.

Ö. Lütfi Akad, kitabın Türkiyem’in Güzel Kızı başlıklı yazısında Hülya Koçyiğit’i şöyle tanıtıyor: ‘Dram ve melodramlarda başına gelenlere katlanan, acı çeken ama saflığını ve temizliğini asla kaybetmeyen güzel yüzüyle, önce kadınların, giderek bütün Türkiye’nin kızı oldu.’

Çeşitli yazarların Türk sinemasının starını anlatan yazıları, onun Türk sinemasındaki yerini belirlemekle birlikte, Türk sinema çizgisi üzerinde de bilgiler veriyor.

Çeşitli cepheleriyle bir starı tanıtan ilgi çekici bir toplam.

Erdal Doğan’ın, Bir Yıldız: Hülya Koçyiğit söyleşisi, sanat hayatından ilgi çekici kesitler sunuyor.

Dört Yapraklı Yonca Onların Sihri Neydi? Bircan Usallı Silan Epsilon Yayınları

DÖRT STAR BİR ARADA

Bircan Usallı Silan’
ın Dört Yapraklı Yonca kitabında Türk sinemasının dört kadın starı yer alıyor.

Fatma Girik, Türkán Şoray, Filiz Akın ve Hülya Koçyiğit.

Silan
bu dört oyuncuyla yaptığı söyleşilerin amacını şöyle özetliyor: ‘Yalnızca onları daha yakından tanıyabilmek. Dünyaya bakış açılarını bizimle paylaşabilmek.’

Gerçekten onları tanımak için bazı önemli ipuçlarını bu söyleşilerde bulacaksınız.

Kitabın sonunda yer alan ve Nilüfer Göle’nin kaleme aldığı Sosyolog Gözüyle Dört Kadın’ı da özellikle okuyun.

SİNEMAMIZIN ŞİRİN TARİHİ

Gökhan Akçura’nın Aile Boyu Sinema’sı, Ivır Zıvır Tarihi’nin 7. cildi.

Türk sineması denilince, Beyoğlu’nun ilk ve en önemli durak olduğunu söylemeye gerek yok.

Ünlü yönetmenlerden söz ederiz, ünlü oyuncuların sık sık adını anarız ama Türk sinemasının önemli, seyirci oluşmasında en önemli etkiyi, katkıyı sağlayan prodüktörleri, işletmecileri ihmal ederiz.

Akçura, derinlemesine yaptığı arşiv araştırmaları sonrası sinema tarihi içinde sinemanın bu kesimine de eğiliyor. Hiç kuşkusuz kitap bununla yetinmiyor, sinemanın gelişme tarihini de bilgiler ve belgelerle okur aktarıyor.

Kitabın I. Bölümü’nde: Türkiye sinema tarihindeki prodüktör ve işletmeci ailelerin tarihçesi yer alıyor.

Kimler yok ki bu tarihçe içinde? Seden Ailesi, Filmerler, Cemali Ailesi, İpekçi Kardeşler.

Sinemamızda Akrabalık İlişkileri
’ni okurken, sinemaya birkaç kuşaktır emek veren adları öğreniyoruz, bilenler için bir bellek tazeleme, genç kuşak için de önemli bir bilgi birikimi.

Opera sinemasının açılışını okuyun. Ne açılış ne açılış. İstiklal Caddesi’ndeki açılışta yerlere halılar serilmiş, salonda ipek perdeler, açılış filmi Viyolet Emperyal. Her gelen seyirciye küçük menekşeli sepetler armağan ediliyor.

Fotoğraflar da bu tarihçeyi zenginleştiriyor. Özellikle 90. yaşını kutlayan sinemamızın tarihini yine sinema tadında eğlenerek, ders verir gibi öğretmenin dışında bir üsluba sahip bu kitaptan öğreneceğimiz bir gerçek.

METİN ERKSAN’IN SİNEMASI

Türk sineması için filmleri, yönetmenliği kadar, yazdıklarıyla da önemli bir kişidir Metin Erksan. Biz onun filmlerini yeterince değerlendirebiliyor muyuz?

Kurtuluş Kayalı’nın Metin Erksan Sinemasını Okumayı Denemek bu açıdan seyirci için önemli bir rehber kitap niteliği taşıyor.

Kayalı’nın ithafını yazıma almak istedim: ‘Filmleriyle, yazdıklarıyla ama daha önemlisi bunlara henüz yansımamış düşünceleriyle ufkumu açan büyük kültür adamı Metin Erksan’a’. Kayalı, Önsöz’de Metin Erksan sinemasının biricikliğinin altını çiziyor: ‘Metin Erksan hakkında yazanlar Metin Erksan’ı birey olarak önemsemeyip sinemasını genelde Türk sinemasının anlatımı içinde makul bir yere yerleştiriyorlar.’

Gerçekten, bu yargıya ben de katılıyorum, Metin Erksan’ı sinema kalıplarının dar sınırları içinde anlamak, değerlendirmek mümkün değil.

Türk sineması daha da ötesi sinema üzerine düşen iyi bir seyircinin alması gereken bir kitap.

PARÇALI FİLMLER DÖNEMİ

Cihan Demirci’nin Araya Parça Giren Yıllar’ı seks filmleri furyasını, Türk sinemasının gerçekten önemli bir dönemini anlatıyor, mizahla ciddiyetin başarılı bir dozajda buluştuğu iyi bir çalışma, derlemeleri özgün bir üslup içinde yansıtmış.

Demirci’nin kitabında; toplumun sinemaya, sekse yaklaşımının panoramasını öğrendiğinizde, bugünle dünü, aynı olaya zamanla değişen bakışları saptayabilirsiniz.

1974-1980 dönemini bilmeden, bugün sinemamızdaki seks temasını anlayamazsınız. Demirci, bu dönemi aydınlatıyor. Kitabın son bölümlerinde yer alan seks filmlerinde rol alan aktris ve aktörlerle yaptığı röportajlar da önemli bir rehber olacaktır bizim için.

DOĞAN HIZLAN'IN SEÇTİKLERİ

Bedirhan Toprak - Gece Dili - YKY

Peter Wollen - Sinemada Göstergeler ve Anlam - Metis

Sadık Yalsızuçanlar - Gezgin - Timaş

Paul Auster - New York Üçlemesi - Can

Hasan Bayev - Yemin - Literatür
Yazarın Tüm Yazıları