Türk kadınının geciken sesi

CUMHURİYET, kadın haklarını yasa güvencesi altına aldı.

Ancak Duygu Asena, bunu kullanıma soktu, o verilen hakların uygulamada yaşamadıkça bir değer ve anlam taşımadığını ispatladı. Yazılarıyla, popüler üslubuyla bunu kitlelere yaydı.

Kadının Adı Yok, yayımlandığında çok uçta bir iddiayı savunuyordu, o, bunun gerçekleşmeyeceğini bilecek kadar akıllı, deneyimli, bilgiliydi.

Gene iyi biliyordu ki, sorunu, ezilmeyi uçta sunacaksınız ki, her tez gibi fire verecek, belli bir noktada duracak.

Duygu Asena gibi mücadeleci bir kimliğin bile, yaptıklarının etkisi konusunda kuşkuya düştüğü anlar olmuştur.

Değişen Bir Şey Yok’un arka kapak yazısı bunu açıklıyor:

"Peki o zaman akıntıya kürek mi çekiyoruz?.. Elbette değil. Değişimin kapılarını görmek bile keyif... Ben eminim gün gelecek, her şey değişecek, güzel olacak."

Duygu Asena
bir ahlakçıydı. Kadına, erkeğin ya da toplumun dayattığı ahlakı kabul etmesi için yapılan zorlamalara başkaldırdı.

Bugün, Aile İçi Şiddet, töre cinayetleri konuşuluyor, gündemden düşmüyorsa, onun yazdıklarının izdüşümünü inkár edemeyiz.

* * *

AŞKA saygısı vardı. Ama erkek-kadın eşitliğinde yeşeren, erkeğin kadına bir meta gözüyle bakmadığı, sadece, onu kadını, çocuklarının annesi, yemeğini pişiren bir insan gözüyle bakmadığı bir aşk.

Aslında Aşk da Yok’un 80. bölümünü okursanız, onun aşktan ne anladığını algılayabilirsiniz.

Kadın kahramanlarının gerçekliği, gözümüzün önündeki insanlardan seçilmiş olması, söylediklerine inandırıcılık, okurların güvenini kazanır.

Belgin ile Berna’nın serüveni olan Aslında Özgürsün’ün, kadınlar için önemi, onları özgürlüğe, kimlik arayışına yöneltmesiydi.

Kahramanlar Hep Erkek, aslında kahramansız bir dünyanın, düzenin özlemini yansıtıyordu.

Yazarların okunması, ilgi görmesi, çok satması, değişmez bir kuralın ışığında değerlendirilmelidir.

Yazdığınız yazının, kitabın bir gereksinimi karşıladığı gerçeğini.

* * *

DUYGU ASENA
bütün kadın hareketlerinde, başlatıcı olma kimliğiyle anılacaktır.
Yazarın Tüm Yazıları