Türk Harf Devrimi Haftası

TUHAF profesörcüler var bu memlekette. İnsanlar kendilerini televizyonda dinleyip seyrettikçe pek müstefit ve irşat oluyorlar. “Televizyonda” diyorum, çünkü artık televizyonlarda profesörcü olunuyor. Profesör üniversitede.

Haberin Devamı

Nedenini, nedenlerini araştırıp öğrenmek ve yazmak varken, televizyonlarda, “Ermeni katliamını, Ermeni tehcirini bize okullarda öğretmediler!” diye şikâyet ediyor(lar). Biraz araştırsa, bunun milleti birbirine karşı kışkırtmamayı amaçlayan eğitsel bir önlem olduğunu bulacak. Bir Fransız’a, Çukurova’nın Fransızlar tarafından neden işgal edildiğini sorsa(lar), Fransız’ın tuhaf tuhaf baktığını görecek(ler). Çünkü okul programında yoktur!

“Ermeni Gailesi”nin okullarda öğretilmemesinin gizli nedeninin Cumhuriyet’in suçluluk kompleksinden ve dehşetengiz bir utançtan kaynaklandığını sanıyorlar.

PROFESÖRCÜKLER

Bu memlekette, “Cumhuriyet ilan edilirken, Harf Devrimi yapılırken neden halka sorulmadı, halkın görüşü alınmadı?” diye veriştiri yapan profesörcüler var. Artık adlarını vermekten bıktım. Bu bıkkınlıktan olacak hepsini “profesörcülük”e yükselttim.

Haberin Devamı

Geçen hafta bir televizyonda deveye hendek atlatmaya çalışan Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu’na gerçekten acıdım. Halaçoğlu, “1915 tehciri gökten zembille inmedi, onun öncesi var, bir yığın Ermeni isyanı ve katliamı var, Van’da katledilen 80 bin Müslüman Osmanlı var, bilimde sebep-sonuç ilişkisini gözden kaçırmamak gerekir” dedikçe, karşısındaki profesörcü, “Bırak şimdi sebep ve sonuç ilişkisini, 1915’te neler oldu, yapılanlar insanlığa sığar mı?” diye şımarık çocuklar gibi çemkirip tepinmekteydi.

ŞEYHLERİ YETER

İslamcıları, Müslümancıları bir yana bırakalım. Onlar Harf Devrimi’ne karşı çıkarken kendi açılarından haklı. “Allah’ın, Peygamber’in, Kuran’ın yazısı bırakılıp gâvur yazısı alınır mı? Günahtır!” diye itiraz eden adama ne diyeceksin?

Ben olsam, Allah’ın, Peygamber’in, Kuran’ın yazısını Müslüman dünyanın yüzde kaçının bildiğini sorardım? Arapça yazmasını bil(e)meyen Müslümanların Müslüman sayılıp sayılmayacağını da sormak elbette mümkün. Kahire’de başıma geldiğini yazmıştım!

Ama aklınızda bulunsun: Bu türden konular ne İslamcılarla ne de Müslümancılarla konuşulur. Onların şeyhleri vardır, okumaları, yazmaları, düşünmeleri gerekmez. Aslına bakarsanız onların Allah’a da, Peygamber’e de ihtiyaçları yoktur. Şeyhleri vardır ki o yeter!

Haberin Devamı

Yetmiyor mu? Şeyh dışkısını misk ve amber niyetine koklamıyorlar mı?

HACİVATLAR DA VAR

“Harf ve dil devrimleri yüzünden geçmişin kültür hazinelerinden yoksun kaldık?” diye yakınan Hacivatlar da vardır ki sadece bunlara bozulurum. Japon ve Çinlilerin çalı yazılarından vazgeçmemelerinin hikmetini ararlar? Aramanın ne gereği var, onların kendi yazıları, kendileri icat ettiler. Türkler ise kendi has alfabelerini bırakıp Arap alfabesini aldılar. Arap alfabesinde kiracı oturacaklarına kendilerine Latin alfabesinden bir ev yaptılar.

Türk Harf Devrimi’ne karşı çıkanlarla tartışmam için şu bilgileri açıklamalarını beklerim: 1928’de halkın yüzde kaçı okuyup yazmayı biliyordu (erkeklerin yüzde 7’si, kadınların binde 3’ü); ülkenin bütün kütüphanelerinde toplam kaç kitap vardı (hem başlık hem de sayı olarak); yeni yazı yüzünden dünya çapında evrensel kaç bilim adamı, kaç filozof, kaç dilbilimci Osmanlı dil ve yazısında tutsak olarak kaldı? Sırf inat olsun diye bu büyük bilim adamı, sanatçı, felsefeci ve benzerlerinin kaç yapıtını günümüz diline çevirip yeni harflerle yayınladılar? Harf Devrimi sayesinde adam sınıfına girdiklerini unutuyorlar.

Haberin Devamı

 

Yazarın Tüm Yazıları