Türk filmi de seyredilirmiş

Doğan HIZLAN
Haberin Devamı

Son haftalarda Türk filmlerinin, Türkiye'de ve dünyada seyirci bulması, Türk sinemasındaki Rönesans hareketinin başladığını gösteriyor.

Külliyen inkar edilen Yeşilçam'ı modern biçimde algılayıp, onu iyi yanlarıyla değerlendirmenin, bu ilgi grafiğindeki yükselişte baş rolü üstlendiğini düşünüyorum.

1970'lerin, 1980'lerin hayatın Altın Elma'sını dermeyen, ruh natürmortuna düşkün bir entelektüelizmin kısır döngüsünden vaz geçtikleri anda, seyirci buldular. Abeste ısrarın, Türk sinemasını bitkisellik noktasına getirdiğini sinemacılar anladı.

***

Şu anda sinemalarda gösterilen filmlerden birkaçını sıraladığımda, çoğu okurum, ben bunu seyrettim diyebilecek. Görmeye değer mi, sözünü artık kullanmıyoruz.

Genç kuşak bu filmleri seyrediyor. Benim için, sanatın/edebiyatın yaşamasında genç nüfusun zevk onayı çok önemli.

Nihavend Mucize - Atıf Yılmaz, Hamam - Ferzan Özpetek, Masumiyet - Zeki Demirkubuz, Mektup - Ali Özgentürk. Hepsi de sinema gündemimize aldığımız eserler.

Seyircinin Türk sinemasına gösterdiği ilginin ateşleyicileri arasında, Bay E - Sinan Çetin, İstanbul Kanatlarımın Altında - Mustafa Altıoklar, Eşkıya - Yavuz Turgul adları yer almalı. Yeni bir seyirci oluşturdukları için.

Yeşilçam, toptan reddedilecek bir gelenek değildi, her gelenek gibi ayıklanmayı, elden geçirilmeyi bekliyordu. Bazı reddiyeciler, onu yok saymakla, seyirciyi yok saymanın aynı olduğunu farkedemediler.

Bugün televizyonlarda gösterilen eski Türk filmleri seyirci buluyor. Demek ki yıllar sonra bile, bizim seyircimiz, bizler, onlarda hayatımızın bir parçasını buluyoruz. Zaman zaman dalga geçsek de, gülsek de, bizim olanı onlarda yakalıyoruz.

Türk filmlerinden sonra Türk dizilerinin de artık televizyonlarda öne çıktığını gözlemliyorum.

Brezilya dizilerinin pabucunu dama attılar. Onlar kadar başarılı, sürükleyici, etkileyici.

Dizilerin kalitesi konusundaki görüşlerinizi mahfuz tutuyorum.

Beni üretimdeki başarı grafiği ilgilendiriyor.

***

DEMEK ki seyredilmemeninin tek sebebi, Amerikan sinemasının işgali değilmiş. Göstergeler, sinema önündeki kuyruklar bunun tersini söylüyor.

Yazarın Tüm Yazıları