Turfanda

İLK maçlarından üçer puanı cebine koyan iki takımın da tuzu kuru. Öyle ki ilk yarı sonundaki istatistikler, felaket. Karşılıklı birer etkisiz şut var. Hollanda bir korner atmış. Japonya da bir ofsaytta kalmış. İlk yarıda futbol bir varmış, bir yokmuş. Masalmış...

Haberin Devamı

İkinci yarıda Hollandalılar kendine yakışanı yapıyor. Bir puana razı değiller. Devre başında Van Persie girdiği iki pozisyondan birini kafayla, diğerini de ayakla kaçırıyor. Demek ki uzun süren sakatlıktan ne kafaca, ne de fizik olarak kurtulabilmiş. Hemen akabinde, Sneijder’ın füzesini, Japon kaleci Kawashima, yanlış plonjon yapınca Portakalların beklenen golü geldi.
Korkak teknik adam
Golü yiyen Japonlar, üst üste korner ve şut atmaya başladılar. Bunun bir tek açıklaması var. Ya oyuncuların öz güveni sıfır, ya da teknik adam korkak. Belki de hala, kendilerini fabrika işçisi zannediyorlar. Vardiya başlamadan, ya da sipariş gelmeden, gol yok. Ama bu fabrika değil ki, canın isteyince gol atamazsın.
İlk yarıda Hollanda’nın forveti Van Persie, kanatlara çok fazla açılıp, top alınca, önde Japon defansını rahatsız edecek oyuncu olmadı. Ama ikinci yarıda Van Persie, ceza alanına biraz daha yaklaşınca, diğer arkadaşlarına ve kendine bir sürü gol pozisyonu hazırladı.
Forvet oyuncusunun geriye gelip top alması anlamsız. Defans arkasına yapacağı koşular, hem kendini hem takımı aktifi hale getirir. Doğruyu yap, golü at.
Bravo Van Marwijk
Bu kadar iyi defans yapan Japon takımı, bir o kadar iyi de atak yapabiliyor. Ama futbolda, öne geçmenin avantajını kavramaları lazım. Danimarka karşısında da oynamak için gol yemeyi beklerlerse, işleri zor. Beraberliğe çıkan takımların, sonu hüsran olur.
Dünya Kupası’na gelirken, grupların en çok gol atan ve en az gol yiyen takımı, bu başarısını sürdürmeye kupada da devam ediyor. İşte istikrar budur. Bravo Bert Van Marwijk, turfandasınız Portakallar.

 

Yazarın Tüm Yazıları