Tufan Türenç: FP, Erbakan'ın tuzağına düştü

Tufan TÜRENÇ
Haberin Devamı

Fazilet Partisi'ndeki sağduyulu kafalar azınlıkta kaldığı için bu parti ikinci kez kapatılma tehlikesi yaşıyor.

Sanki Erbakan, politika dışında kalmasının hıncını Fazilet Partisi'nden çıkarıyor.

Küskünler hareketini zorlayarak zaten bu partiye büyük bir darbe indirdi.

İstediğini yaptıramayınca bu kez FP'nin içine son dakikada Merve Kavakçı bombasını fırlattı.

Hoca'nın ağırlıklı kişiliğine karşı koyamayan parti yöneticileri, başlarına gelecek felaketi bile bile buna karşı koyamadılar.

Kaderlerine razı olup boyunlarını bükmek zorunda kaldılar.

FP'nin sağduyulu isimlerinden Çemil Çiçek, olayların bu noktaya gelmesini önleyememenin üzüntüsü içindeydi.

Bu noktadan, yani kapatılma başvurusundan sonra partisini savunmanın kendisi için ahlaki bir davranış olacağını söyledi, ‘‘İşte bu noktada Menderes'ten ayrılıyorum’’ dedi.

Kapatılma başvurusuna karşı çıkan Çiçek, partilerin değil, sorumluların cezalandırılması gerektiğini vurguladı.

* * *

Eğer Recai Kutan, Cemil Çiçek, Aydın Menderes ve arkadaşları direnme gücünü ortaya koyabilselerdi partiyi Erbakan'ın tuzağından kurtarabilirlerdi.

Ama gayretleri ve güçleri buna yetmedi.

Erbakan ağır bastı ve partiyi uçurumdan aşağı itiverdi.

Bunun üzerine parti yönetimi hem küskünler, hem de Merve Kavakçı saçmalığını mantıkları zorlayarak üstlenmek yanlışına düştüler.

Merve Kavakçı eylemini insan hakları bazına oturtmaya kalktılar. Bu baştan sona yanlıştı.

Çünkü Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin ‘‘Kamusal mekánlarda başörtüsü takılmaz’’ diye kararları var.

Sonra Merve Kavakçı'nın genel kurula girerken türbanını çıkarmamasını, kişinin ‘‘inanç özgürlüğü’’ olarak sundular.

Oysa o konuda da aynı mahkemenin şöyle bir kararı var:

‘‘Bu tür giysilerin kamusal faaliyet gösteren kurumlarda giyilmesinin inanç özgürlüğüyle ilgisi yoktur.’’

* * *

Bu kararlar Fazilet Partililerin savlarını havada bırakıyor.

Hem de onların çok sıkıştıklarında sığındıkları uluslararası kurum tarafından.

Şimdi bir de işin bir başka yönüne gözlerimizi çevirelim.

Özel yaşamında, özel mekánlarda bir insanın başını örtmesi, onun inanç özgürlüğüdür.

Buna kimse karışamaz. Türkiye'de de zaten kimse karışmıyor.

Ama bir kimse, inanç özgürlüğünü demokratik toplumu tahrip için kullanamaz.

Çünkü...

Dinsel inançlar tabudur. Tartışılamaz. Din, kuşkuya düşmeden inanmayı emreder.

Oysa demokrasilerde sınırsız tartışma ortamı, düşünce özgürlüğünün tartışmasız tek koşuludur.

Bu yüzden inanç özgürlüğü tartışılamayacak tabular içerdiği için özgür tartışmayı engeller.

Yani sınır tanımayan düşünce özgürlüğü ile çelişir.

Bununla da kalmaz, onu sınırlar, baskı altında tutar.

Fazilet Partisi, yaşadıklarından hiç ders almamış görünüyor.

Kim bilir belki de Erbakan, Fazilet Partisi'ni kapattırmak istiyor.

Bir de değişmeyen gerçek bu kez de işliyor: ‘‘Nazlı Ilıcak gittiği her yeri kurutuyor.’’



Yazarın Tüm Yazıları