Tufan Türenç: Dostluğu hançerleyen sığ kafalı politikacı

Tufan TÜRENÇ
Haberin Devamı

Massimo D'Alema gibi sığ kafalı bir politikacının başbakan olması İtalya için büyük bir talihsizliktir.

D'Alema hangi akla hizmet etmektedir de PKK gibi kanlı bir terör örgütü uğruna Türkiye gibi bir ülkenin dostluğunu feda etmektedir acaba?

Bunu herhalde üç beş şarlatanın dışında İtalyan halkı da anlamıyordur.

Çünkü Türkiye ile İtalya, Akdeniz'in iki güçlü ülkesidir ve dost olmalarında her ikisinin de çıkarı vardır.

Ama D'Alema, akıl almaz bir şekilde Türkiye'ye düşmanca davranmakta ve bütün Avrupa'yı da bize karşı tahrik etmektedir.

Apo'nun ve PKK'nın, yani terörün avukatlığını yapan bu politikacı, kendi ülkesinin zararına olan davranışlarını neden göze almaktadır?

Acaba Avrupa'nın bazı güçlü ülkeleri onu maşa olarak mı kullanıyorlar?

Çünkü sorumlu bir devlet adamının, milyarlarca dolarlık ticari ilişki içinde olduğu dost ve müttefik bir ülkeye düşmanca davranmasını akıl ve mantık almıyor.

Bir ülkenin varlığına saldıran, 30 bine yakın insanın kanını akıtmış olan bir terör örgütünü ve başını böyle cansiperane savunması, normal insanın yapacağı bir şey değil.

Üzücü olan, sıcakkanlılığıyla birbirine benzeyen iki halk, sığ kafalı bir politikacı yüzünden düşman hale geliyor.

* * *

D'Alema ve hükümetinin sürdürdüğü bu akıl almaz politikanın yanlışlığını dile getiren İtalyanlar da var.

Ülkenin önde gelen tarihçilerinden biri olan emekli büyükelçi Sergio Romano, ‘‘L'Espresso’’ Dergisi'ne yaptığı açıklamalarda D'Alema ve arkadaşlarını uyarıyor:

‘‘Kürt sorununu Kosova sorunuyla eşdeğerde tutmak haksızlık olur. Tito'nun yarattığı Yugoslavya denge mozaiğinin, Miloseviç tarafından yıkılması bambaşka bir şekil. Kosova'nın bugünkü durumu tamamen Avrupa'nın yanlış siyasetinin sonucu...

Türkiye'de konu daha farklı. Kürtler'in Türkiye'deki nüfusu 12 milyon ve çoğu Türkler'le iç içe. Zaten Parlamento'nun yüzde 25'i Kürt kökenli. Güneydoğu'daki durum bu yüzden olağanüstü kabul ediliyor. Ama bu eylem bölücü Kürtler'e karşı.’’

Güneydoğu'da bölücülük yapan PKK'nın ve liderinin cennetlik olmadığını vurgulayan Romano, sözlerini şöyle sürdürüyor:

‘‘Bugün Kosovalılar için susanlar Kürt sorunu için feryat ediyorlar. Özellikle Yeni Komünist Partisi, Sırplar konusunda yan çizdi...

D'Alema göreve geldiğinde toydu ve zorunlu destekçileriyle aynı kararı alıp Türkiye'ye tavır koydu. Çünkü koalisyon bunu istiyordu...

İtalyanlar ve Avrupalılar, Kürtler için bir şey yapmak istiyorlarsa Türkiye'yle ilişkilerini düzeltmelidir, Kohl'ün kapattığı kapıyı aralamalıdır, Türkiye'nin geleceğinin Avrupa olduğunu anlatmalıdır. Tepkilerden, tehditlerden çok bu tür yaklaşımlar daha yapıcı olacaktır.’’

* * *

İtalya'nın bu düşmanca tutumu, bu kadar açık olmasa da hemen bütün Avrupa ülkesinin yönetimleri tarafından benimseniyor.

Hepsi terörist Öcalan'ın avukatlığını yapıyor.

Koro halinde Türkiye'yi suçlamak, onların vazgeçemedikleri bir politika.

Türkiye'nin bizim de kabul ettiğimiz bazı demokratik zaaflarını büyük bir gayretkeşlikle büyüteç sokup sunuyorlar.

Kendi içlerindeki demokrasi ihlallerini ise örtbas ediyorlar.

İşte bir örnek... Anadolu Ajansı'nın haberini okuyalım:

‘‘İngiltere'de geçen yılın nisan ayından bu yılın nisan ayına kadar 65 kişinin gözaltında öldüğü açıklandı.

Polis müfettişleri, hazırladıkları raporda, bu durumu vahim olarak değerlendirirken, halkın nezarethanelere olan güveninin artırılabilmesi için gözaltında ölümlerin mutlaka son bulması gerektiğine işaret ettiler.’’



Yazarın Tüm Yazıları