Tsunamili yıl

Güncelleme Tarihi:

Tsunamili yıl
Oluşturulma Tarihi: Aralık 31, 2004 00:00

KARİKATÜRİST Latif Demirci eğer bir hınzırlık (sevimli yaramazlık anlamında) yapmasaydı, bu yazının konusu ya son zamanlarda giderek daha çok tartışılan ‘başkanlık sistemi’ olacaktı veya Adalet Bakanı Cemil Çiçek’in ‘hortumcular’ konusunda yumuşak mesajlar vermesini ele alacaktık.Latif Demirci’den niçin söz ettiğimizi açıklamayı yarına bırakıyorum.On gün önce izne çıkarken Türkiye ‘17 Aralık kararları’yla ve özellikle ‘Kıbrıs’la doluydu.Döndüğümüzden beri sadece Türkiye’nin değil tüm dünyanın gündemindeki tek konu Tsunami felaketi...Tsunami biliyorsunuz deniz dibi depremleri nedeniyle meydana gelen ve bazen dört-beş katlı apartman yüksekliğine ulaşarak çok büyük tahribata yol açan dalgalara deniyor.Boyutlarını hiçbirimizin henüz tasavvur edemediğimiz belki de hiç tasavvur edemeyeceğimiz kadar büyük bir tsunami felaketine tam da 2004 yılını bitirirken tanık olduk.Üstelik bu felakete yabancıyız... Yani sel felaketi gibi, heyelan gibi, deprem gibi, kuraklık gibi bizim; tayfun yahut kasırga gibi Uzakdoğu ve ABD dünyasının alışkın olduklarından biri değil bu... O nedenle tüm dünyayı gafil avladı.Ve Hint Okyanusu çevresindeki 12 ülkede, dünkü rakamlara göre 100 binin üzerinde cana patladı.Sadece ‘alışkın olmadığımız için’ mi gafil avlandık.ABD’nin uzay araştırmalarıyla görevli kurumu NASA’ya atfen yabancı yayınlarda verilen bilgiye göre son 56 senedir izlenen tsunami olayları nedeniyle halka ‘uyarı’ yapan yetkililer, bunların dörtte üçünde aldanmışlar. Asılsız alarm vermenin maliyeti, yetkilileri daha temkinli olmaya zorlamış. Çünkü örneğin tsunami uyarısı nedeniyle Hawaii’deki insanların başka yere nakli 68 milyon doları buluyormuş. Kaldı ki uzmanlar, tsunami araştırmalarının henüz kesin bilgi vermeye yarayacak kesinlikten çok uzak olduğunu söylüyorlar. Dahası, tsunamiye Pasifik Okyanusu’nda rastlanması pek nadir değil ama Hint Okyanusu’nda tsunami yok denecek kadar az. Hele son olaydaki kadar şiddetlisi tümden yeni.Durumun herkes için ne büyük bir şaşkınlık konusu olduğunu Avustralyalı yerbilimci Phil McFadden’in dünkü International Herald Tribune’den aldığımız aşağıdaki sözleri iyi anlatıyor:‘Telefonu açıp polis karakoluna tsunami geliyor, halkı uyarın deseniz bile ne işe yarar? Ne yapacağını polis de bilmiyor ki... Kaldı ki siz uyarıldığı zaman ne yapacağını bilmeyen insanlara tsunami geliyor diye haber verince en azından yarısının ‘Tsunami nasıl bir şey’ diye sahile koşacağından emin olun.’ Bunlar doğrudur. Ama bu doğrular ülkeleri yönetenleri ‘önlem aramaktan’ ve ‘önlem almaktan’ alıkoyacak doğrular değildir. Bugün sonuncu gününü yaşayacağımız 2004’ü özlemeye mecbur kalmamak dileğiyle...
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!