TRT ve TSM

Emin ÇÖLAŞAN
Haberin Devamı

TRT-1'de her cumartesi gecesi saat 21'de yayınlanan Türk Sanat Müziği programını zevkle izleyenlerden biriyim. Kutlu Payaslı veya Ziya Taşkent yönetimindeki TSM sanatçıları muhteşem bir konser veriyorlar.

Canlı yayın, bir tek aksama olmadan sürüyor.

TRT, bu ses ve saz sanatçılarının değerini iyi bilsin. Onlara layık oldukları her şeyi versin. Herhalde veriyordur.

Türk televizyonlarında -TGRT dışında- düzgün bir TSM konseri izlemek hemen hemen mümkün değil.

Hangi kanalı, hatta hangi radyoyu açarsanız açın, karşınıza ya pop, ya da arabesk çıkıyor. Dolayısıyla, eğer TSM dinlemek istiyorsanız, TRT'nin dört kanalından birini açmak zorundasınız.

***

Önce TRT-1'de yayınlanan TSM konserleri, daha sonra TRT'nin diğer kanallarında da gösterime sokuluyor. Özellikle TRT-4'te izliyoruz.

TRT bu kadarla da yetinmiyor.

Örneğin TRT-4'te yayınlanan bir program var:

‘‘Gençlerle Türk Sanat Müziği...’’

Bu da çok güzel.

Sahneye önce TSM sanatçısı gençler çıkıyor. Üzerlerinde günlük giysiler, kazaklar, kot pantolonlar.

Bu çocukları dinlemeye doyum olmuyor.

Onlar bitirince, bu kez sıra yurdun dört bir yanından gelen TSM korolarına geliyor. Belediye koroları, özel korolar, kamu kuruluşlarının koroları...

İçlerinde 14 yaşında çocuklar, yaşlı insanlar.

Türk Sanat Müziği'ne gönül vermiş amatör sanatçılar. Çalanlar ve söyleyenler...

Korolardan sonra TRT sanatçıları çıkıp bir konser de onlar çekiyor ki, keyfine doyum olmuyor.

TRT'de yayınlanan çok güzel bir program daha var.

‘‘Türkü türkü Türkiyem...’’

Gençler bu kez türküler söylüyor, halk oyunları oynuyor. Yine günlük giysilerle... İçten, yapmacıksız, pırıl pırıl çocuklar.

***

TSM korosunda TRT sanatçısı bir hanım var. İsmi Ayşe Taş. Onun söyleme biçimine bayılıyorum. Şarkı söylerken yaptığı mimikler beni hayran bırakıyor. Bir insan bu kadar içten söyleyebilir.

Aynı içtenliği sergileyen sarı saçlı bir hanım daha var, ama onun ismini şimdi anımsayamadım...

Ve bir de, yılların darbuka ustası Hüseyin İleri... Darbukayı çalarken herhalde başka bir dünyaya geçiyor, elinin her vuruşunu büyük bir zevkle yaşıyor.

Bazen hep birlikte coşuyorlar.

Halkımıza Türk Sanat Müziği'ni ve türkülerimizi sevdiriyorlar. Şu yozlaşmış ortamda çok kutsal bir görev yapıyorlar.

***

Ancak TRT bazen zamanlama hatası yapıyor. Örneğin bir bakıyorsunuz ki, TRT-3 ve TRT-4 kanallarında aynı anda Türk Sanat Müziği konseri yayınlanıyor. İkisi de birbirinden güzel. Hangisini seyredeceksiniz?

Birinin saatini biraz öne veya arkaya alsalar, birini bitiren öbürünü seyreder. TRT buna dikkat etmeli.

Gazetelerin televizyon sayfalarına bir bakınız! Hangi ekranda vıcık vıcık bir magazin programı varsa, hangi kadın orada bacağını daha çok açacaksa, o programın tanıtımını yaparlar.

Örneğin bu TSM programlarına değinmek, okurlarına duyurmak, akıllarına bile gelmez.

***

Burada TRT'ye bir önerim olacak. Bu programlarda yayınlanan eserleri kaset yaptırsın, disk yaptırsın ve satışa sunsun.

Bu memlekette arabesk kaset bir milyon satıyorsa, TRT sanatçılarının TSM kasetleri niçin satmasın?

TRT bu işi yapsın, burada bedava reklamını yapıp milyonlarca insana duyurma görevini ben üstleniyorum.

Hem TRT para kazansın, hem de o değerli sanatçılar çok daha geniş kitlelere ulaşsın.

Evet!.. TRT, TSM sanatçılarının değerini iyi bilsin. Biz onlarla mutlu oluyoruz, gurur duyuyoruz. Onlar bizim kültürümüzün, müziğimizin, halkımızın, yüreğimizin sesi.

Şeflerine, çalanlarına, söyleyenlerine ve o güzel programlarda emeği geçen bütün TRT çalışanlarına hepimiz teşekkür borçluyuz.

TÜRK BASKETBOLU

Sevgili okuyucularım, basketbol takımlarımız bu hafta büyük zaferler elde etti. Eğer bu başarının onda birini futbolda yakalasaydık, şimdi kıyamet kopardı.

Çarşamba gecesi Fenerbahçe Fransa'da namağlup grup lideri Le Mans'ı dış sahada, Darüşşafaka Yugoslav Buducnost'u, Telekom İspanyol Estudiantes'i yine dış sahada, Tofaş Finlandiya'nın Torpan takımını, Galatasaray da Hırvat Benston'u devirdiler.

Perşembe gecesi Abdi İpekçi'de büyük şölen vardı. Önce Ülker, İsrail Hapoel'in işini bitirdi. Hemen ardından Efes Pilsen, Fransız Limoges karşısında milyonlarca insanın yüreğini maç boyunca hoplattı. 15 sayı geriden geldiği maçı son saniyede Naumoski'nin üçlük basketiyle -ve bir sayı farkla- aldı.

İşte o anda havalara sıçradık, tanımadığımız insanlarla sarmaş dolaş olduk!

Basketçilerimizi, hocalarını ve onlara destek veren muhteşem seyirciyi kutluyorum.

Bazı basketbol maçlarını naklen yayında bizlere anlatan İsmet Badem- Murat Murathanoğlu ikilisi ise ayrı bir alem! Maçları onlardan dinlemek, yorumlarını, heyecanlarını, esprilerini izlemek büyük bir keyif. Naklen yayınlara renk katan bu ikili sakın ayrılmasın.

Yazarın Tüm Yazıları