Tramvay-Tabanvay

Dün sabah CNN Türk’teki “Karşı Gündem”de Aslı Aydıntaşbaş ve Akif Beki, “Toplu taşıma araçlarını kullanma algısının ‘cool’ (serinkanlı/havalı) hale gelmesinin teşvik edilmesi gerektiğini” konuşuyordu.

Haberin Devamı

Doğru yolu bulmak önemli; ilk gördüğümde kendilerine takdim etmek üzere, temsili miktarda “yüklenmiş” birer Akbil (veya muadili bir kart) alacağımı müjdeleyeyim öncelikle.
“Toplu taşıma araçlarına” burun kıvırmak kendi çevremde de bazen rastladığım ve “uyuz”la yakın akrabalık ilişkileri bulunduğuna inandığım bir hastalık.
Anahtarlığında (evet, anahtarlığında ne var?) yıllardır Akbil taşıyan bir vatandaş olarak, toplu taşıma araçlarıyla ilgili şikâyetlerimi elbette sıralayabilirim.
Raylı ulaşım (metro vb) ağının gelişmesine rağmen eksik olması, bağlantılardaki problemleri vesaire yaşıyorum ve biliyorum.
Ama yiğidi öldür, hakkını yeme. Muhalefet şerhlerime sahip çıkmakla birlikte, toplu taşıma araçlarını büyük bir “lüks” ve siyaseten doğrucu olarak algılayanlardanım.
Toplu taşıma araçları lükstür, çünkü zaman kazandırır.
Evim Kabataş’a yakın. Kabataş da bir nevi ulaşım “hub”ı, alternatif imkânları sunan bir merkez.
Nişantaşı’na mı gideceğim; kulağı ters elle tutmak gibi gözükse de önce fünikülerle Taksim’e, oradan metro marifetiyle Osmanbey’e uzanıyorum. Pangaltı çıkışından Nişantaşı’nın göbeği yürüyerek 3 dakika...
Bunun daha lüksü, aşırı sıcak veya aşırı sıcaklar dışında 4 mevsim, 365 gün kullandığım “tabanvay”; yani gözümün kestiği, dizimin dermanının yettiği her yere yürümek. En lüksü ise bisiklet, ama binmeyi bilmem!
Toplu taşıma araçları lükstür, çünkü millet trafikte, otomobilde kalanlara sırıtarak yolunuza devam edersiniz.
Bu bir nevi, toplu taşıma aracı kullananların “tatlı intikam saati”dir. Sıkışan trafikte otobüse tıkılmışlara acıyarak, üzülerek bakanlara, mesela Kabataş’tan Ayasofya’ya tramvayda mis gibi ilerlerken “Nasılmış canım?” diye bakıp, “Oh olsun” çekebilirsiniz.
Toplu taşıma araçlarında kullanılan Akbil ve türevleri lükstür, çünkü ucuzdur!
Akbil’imin değerini geçen hafta yanıma almadığımda (evet, anahtarlarla beraber!) anladım. Tek yön yolculuk için, Karaköy’den Tünel’e çıkmak için 4 TL ödemek zorunda kaldım. Bu vesileyle oha demek de boynumun borcudur sayın yetkililer!
Toplu taşıma araçları siyaseten doğrucu tavırdır, çünkü hava ve gürültü kirliliğine çalım atmanızı sağlar.
Şehir efsanesi boyutuna gelmiştir, ama mesela meşhur rock grubu Radiohead’in “yeterli toplu taşıma imkânı sunmayan şehirlerde” konser vermemek gibi bir prensibi vardır. Yine rivayete göre İstanbul’a bir türlü getirilemeyişlerinin ardında bu sebep de yatar.
Nişantaşı’ndan Taksim’e çevre eylemine katılmak için taksiyle veya daha beteri kendi otomobiliyle gelmek oksimoron sayılır ve merak edenler için tekrarlayayım hiç “cool” hareket değildir mesela!
Toplu taşıma araçlarının yaygınlaşması, yolculuk şartlarının iyileştirilmesi, ucuzlaştırılması için yerel yönetimlere baskı yapmak “cool”dur, Akbil’e “kıro” demek değildir özetle.
“Yaşasın tramvay-tabanvay kardeşliği” der, bayram gibi bir bayram yaşamanızı dileyerek uzarım...

Yazarın Tüm Yazıları