Topun ağzında belediye ve sağlık harcamaları var

EKONOMİ yönetimi, alınması gereken harcama tedbirlerini, bence saptadı ama nasıl kabul ettirebileceğini düşünüyor. Çünkü alınması gereken tedbirler, siyasi sonuç doğurabilecek, daha doğrusu politikacıların pek de tercih etmeyecekleri tedbirler olacak.

Haberin Devamı

Öğrendiğimiz kadarıyla ekonomi yönetiminin radikal önlem almak istediği harcamaların başında ‘belediye harcamaları ve sağlık harcamaları’ geliyor. Yani belediyelere aktarılan kaynakların mutlaka azaltılması gerekirken, bence ileriye dönük olarak borçlanmalarının da önüne geçilmesi gerekiyor. Hazine’nin alacakları arasında belediyelerin payı giderek artmaya devam ediyor. Daha önce bu konuda getirilen kısıtlamalar, yerel seçim nedeniyle Hükümet tarafından birkaç kez yumuşatıldı ve şimdi içinden çıkılmaz hal aldı.

Bununla birlikte sosyal güvenlik kurumlarına bütçeden yapılan aktarımların mutlaka frenlenmesi gerekiyor. Ekonomi yönetiminin planladığı frenden en fazla nasibi alacak olan ise sağlık harcamaları olacak. Alınacak tedbirler arasında özellikle ‘özel sağlık kurumlarını zor durumda bırakabilecek’ şekilde aktarımların azaltılmasının planlandığını biliyoruz.

Haberin Devamı

GÜVEN VERMEK BAŞKA TÜRLÜ MÜMKÜN DEĞİL

İşte bütün bunlar aslında politikacıların hoşuna gitmeyecek kararlar.

Bu nedenle ekonomi yönetimi bu kararların Hükümete daha doğrusu Başbakan Tayyip Erdoğan’a nasıl kabul ettirileceğinin planlarını yapıyor.

Bir orta vadeli program  açıklamak için gün sayısı azaldı ve bu programın inandırıcı olabilmesi için mutlaka, sözünü ettiğimiz radikal önlemlerin programda yer alması gerekiyor. Kaldı ki sadece bu önlemlerin de yetmeyeceğini, bununla birlikte gelir artırıcı ve ek harcama kısıcı tedbirlere de ihtiyaç olduğunu da, herkes biliyor.

Çünkü kamu maliyesiyle ilgili rakamlar ekonomi yönetimini çok korkutmuş durumda. Sadece sosyal güvenlik açığının 50 milyar TL’ye ulaştığı bir mali dengeden, yani dengesizlikten söz ediyoruz. Dolayısıyla bütçe açığı da devasa boyutlara ulaşmış durumda ve umut görünmüyor.

İç piyasalar küresel piyasadaki gelişmelere bağlı olarak iyi seyrediyor, Borsa alıp başını gidiyor ama bunun için ekonomi yönetiminin yaptığı artı bir şey olmadı.

Ekonomi yönetimi, eğer hemen önlem alınmaz, mali disiplin biran önce sağlanamazsa, en azından bununla ilgili umut verilemezse, son dönemdeki iyimserliğin kaybolacağını, Türkiye’nin bu kez kötü anlamda diğer piyasalardan ayrışacağını da çok iyi biliyor.

Haberin Devamı

Merkez Bankası’nın son Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında alınan faiz kararına ilişkin notları yayımlandı. Kurul, yatırım ve tüketim kararları açısından belirleyici olan orta ve uzun vadeli faiz oranlarındaki düşüşün kalıcı olması için, mali disiplinin büyük önem taşıdığının altını çizip, “Önümüzdeki dönemde mali disipline ilişkin ikna edici bir perspektif sunulup uygulanması, risk primini düşürerek uzun vadeli faizlerin daha düşük düzeylerde oluşabilmesini ve bu düzeylerde kalıcı olabilmesini sağlayacaktır” diyor.

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, son günlerde sürekli olarak “kamu harcamalarını artırarak büyüme sağlayamadığımızı gördük” diyerek, mali disiplinin ne kadar gerekli olduğunu söylüyor, kamu harcamalarında yapılacak kısıntılar için kamuoyunu alıştırmaya çalışıyor.

Haberin Devamı

Tüm bu kararlar, IMF anlaşması olsa da, olmasa da gerekli olan kararlar. Şahsen, bu kararlar alındıktan sonra IMF anlaşmasının da olması gerektiğini, güven verilmesi açısından bu anlaşmanın çok büyük yararı olacağını düşünüyorum.

Bu kararlar alınmazsa zaten piyasalara güven vermek mümkün olamayacağına göre...

Yazarın Tüm Yazıları