Toplum uyanırken

DÜNYANIN en tepkisiz, en duyarsız toplumlarından biriyiz. Üzerimize ölü toprağı serpilmiş. Örgütlenme sıfır! Kendi nasırımıza basıldığında sadece bireysel tepki veriyoruz.

Bizi yönetenler bu durumu iyi biliyorlar ve üzerimizde istedikleri oyunu oynuyorlar. Kafalarında hep aynı kavram var ve bunu kendi aralarında bile açıkça söylüyorlar:

"Boşver, birkaç gün ağlaşırlar, bağırırlar, yazarlar, sonra unuturlar."

Zaman onları haklı çıkardı! Toplumsal tepkisizlik ve duyarsızlık sayesinde işleri hep tıkırında gitti. Milleti uyuttular. Ama dev artık uyanıyor. Uyanmaktan başka çaresi de yok.

Ordu’da pazar günü yapılan fındık mitingine 80 bin kişi katıldı. Başbakan istifaya çağrıldı, hükümet ve Cüneyd Zapsu isimli şahıs protesto edildi. İnsanlar bu sömürü ve partizanlık düzeninde kızgın ve kırgındı.

Dün Ankara’da Manisa’nın Develi Köyü çiftçileri TBMM’ye yürüyüp hükümetin çiftçilere çektirdiği işkenceyi protesto etti. Kavun, karpuz, üzüm, domates, patlıcan, ne varsa yollara döktüler, slogan attılar.

Dev, derin uykudan yavaş yavaş uyanıyor. Önümüzdeki aylarda sokaklar ısınacak gibi görünüyor.

Bu iktidar döneminde tanık olduğumuz rezaletler başka bir hükümet döneminde olsaydı, inanın kıyamet kopardı.

Geçen hükümet döneminde adamın biri, Başbakanlık önünde bir yazar kasayı yere atıp kırmıştı. Anımsayın, olay günlerce birinci haber olmuştu. Sonra o şahıs AKP’ye geçti!

Son birkaç yıl içerisinde yaşadıklarımızı bazen düşünüyorum, acaba biz geçmişte olanları eleştirirken çok mu abarttık? Türkiye’yi yönetenlere çok mu haksızlık ettik?

BİR YANIT GELSE!!!

Bu bölüme bir soru ile başlıyorum... Ve bu soruyu bugün üçüncü kez soruyorum. Başbakan’ın Cüneyd Zapsu isimli danışmanı sağda solda görüşmeler yapıyor, gölge Dışişleri Bakanı kimliğiyle ortalıkta geziyor. Türkiye’de yabancı büyükelçilerle, yurtdışında ise gittiği ülkelerin yetkilileriyle masaya oturuyor, görüşmeler yapıyor. Dahası, dünya piyasasında fındık fiyatlarını bizim çiftçimiz aleyhine ayarlıyor.

Bundan bir süre önce bu şahısla ilgili olarak CHP milletvekilleri bir soru önergesi verdiler ve kendisinin Başbakanlık’ta kadrosu olup olmadığını sordular. Başbakanlık tarafından verilen yazılı ve resmi yanıtta, "Böyle bir personelimiz yoktur" denildi.

Şimdi aynı soruyu burada üçüncü kez soruyorum:

"Bu şahsın devlette bir görevi olmadığı ortaya çıktı. Peki, yurtdışında yaptığı görüşmelere giderken devletten harcırah, ya da herhangi bir başka isim altında para alıyor muydu?"

Soru bu kadar basit. Bu soruya ya Başbakanlık, ya da Cüneyd Zapsu bir yanıt veremez mi?

Lütfen, bir yanıt bekliyorum. Geldiği anda burada sizlere duyuracağım.

EMİN ÇÖLAŞAN’IN RİCASI

Sevgili okuyucularım, şimdi sizden bir ricam olacak. Yazacaklarımı lütfen anlayışla karşılayın. Şu anda yaz mevsimindeyiz. Siyaset durgun. Gündemin ölü olması gerekir ama tam tersine!

Sizlerden her gün ortalama 200 adet somut e-posta mesajı, yaklaşık 30 adet faks alıyorum. Yoğun günlerde toplam sayının 500’e çıktığı oluyor. Her gün yüzlerce sayfalık kitap okumuş gibi oluyorum; çünkü her birini baştan sona okuyorum. Onlardan çok güzel yazı konuları da çıkıyor.

E-posta adresim ve faks numaram yazımın üst bölümünde her gün yer alıyor. Onları saklayıp gizleyenlerden değilim.

Bu yoğunluğa telefon trafiğini, gelen gideni, yazı yazmak için yapılan ön hazırlıkları, gazete ve ajansları izlemeyi de ekleyin. Ancak bazı okuyucularım, kendilerine yanıt vermediğim ve ilettikleri konuları yazmadığım için bana kırılıyor, gönül koyuyor, sitem ediyor, hatta kızıyor.

Lütfen benim yerime kendinizi koyun. Bunca mesajın her birine nasıl yanıt verebilirim, nasıl yazabilirim? Öyle bir şey yapmaya kalkışsam, bir bütün gün ve gazetenin sayfaları yetmez. Okuyorum ama ne yazık ki yanıt veremiyorum, hepsini yazamıyorum.

Açık söylemek gerekirse, telefon bildirenleri bazen arayabiliyorum. Bunları lütfen bilin.

Bir şey daha eklemek isterim. Pek çok okuyucum yolsuzluk, usulsüzlük, haksızlık ihbarında bulunuyor. Bunları yazarken lütfen belgelemeye çalışın. "Olay anlattığım gibidir, ötesini siz araştırıp bulun" demekle bu iş olmuyor.

Bu son bölümde durumumu size içtenlikle anlattım, lütfen anlayış gösterin.
Yazarın Tüm Yazıları