Top oynadın mı?

MAÇI evde seyrediyorum, telefonum sürekli çalıyor.

Arayan Galatasaraylı arkadaşlarımın çok sorusu var ve ben hepsine aynı soru cümlesiyle cevap veriyorum.

Haberin Devamı

Diyaloglar şöyle gelişiyor:
- Arda’yı resmen dövüyor Baroni, görüyor musun?
- Sence Galatasaray top oynuyor mu?
- Leo Franco’nun gözünde astigmat kalmadı lazer yemekten, ayıp değil mi?
- Sence Galatasaray top oynuyor mu?
- Fener’in attığı golde ofsayt yok mu?
- Sence Galatasaray top oynuyor mu?
- Kadıköy’de sahaya bir UFO inmediği kaldı; korku imparatorluğu değil midir bu?
- Sence Galatasaray top oynuyor mu?
- Penaltı yalan değil mi?
- Sence Galatasaray top oynuyor mu?
* * *
Galatasaray bu maçı iyi oynayamadığı için kaybetti.
Fenerbahçe’nin maçı kazanmak için ortaya koyduğu fiziksel çabayı gösteremediği için kaybetti.
Kadıköy’de kibar kaldığı için kaybetti.
Psikolojik harbi Fenerbahçeliler kadar başarılı yürütemediği ve yönetemediği için kaybetti.
Bakınız Arda’nın Baroni’den yumruğu yediğiyle kalıp oyundan düşmesi... Bakınız Keita’nın Roberto Carlos’a yumruk atarken yakalanıp haklı olarak kırmızı kartı görmesi.
Ama bütün bunlar hikaye.
Galatasaray maçı Fenerbahçe kadar istemediği için, korkusunu yenemediği için kaybetti.
Şöyle bahaneler olabilir mi Allah aşkına?
Moralimizi bozdular... Küfür ettiler... Korner kullanırken kafamıza yabancı cisim yağdırdılar...
Bunların hepsi doğru olabilir, doğru da fakat kötü oyunu açıklamaya yetmez.
Fenerbahçe ne istediğini ve nasıl alacağını Galatasaray’dan daha iyi biliyordu.
İki takımın da futbol adına pek fazla güzellik sunamadığı maçtan Fenerbahçe galip çıktıysa bunun tek nedeni ev sahibi takımın maça daha iyi hazırlanmış olmasıdır.
Saha dışı faktörlerin saha içini etkilemesine izin veren de yine Galatasaray oldu.
Sanki Kadıköy’de çiçeklerle karşılanacaklardı!

Haberin Devamı

Kader Keita Kadıköy’le tanıştı

MAÇTAN önce aralarında benim de bulunduğum bazı Galatasaraylılar “Keita Kadıköy filan tanımaz, ilk kez gidiyor oraya” diyordu. Daha önce o atmosferi yaşamamış olan Keita’nın fark yaratabileceğini düşünmek sadece kağıt üstünde mantıklıydı tabii ki.
Keita, dün akşam Kadıköy’le tanışmış oldu. Önce kafasına bardağı yiyerek, sonra da “Adettendir” diyerek kırmızı kartı görerek.
Eskiden Galatasaraylı olmak için Fenerbahçe’ye gol atmak gerekirdi.
Hangi ara o gelenek “Kadıköy’de kırmızı kart görmeden Galatasaraylı olunmaz”a döndü acaba?
Yazık!

Haberin Devamı

Arda’yla başlamamalıydı

FRANK Rijkaard maça Arda Turan ile başlamamalıydı. Maçtan önce, daha ısınırken Baroni ile tartışan Arda’nın moralinin sıfıra indiğini birileri Rijkaard’a anlatmalıydı.
Biraz olsun insan psikolojisinden anlayan biri Arda’nın tamamen dağıldığını görürdü.
Göremedi bunu kurt Neeskens, kurt Rijkaard.
Belki de gördüler, cesaret edemediler buna.
Ama Arda o halde sahaya çıkarılmamalıydı, nokta.

Resmi Dil: İngilizce

MAÇ öncesi Fenerbahöçe taraftarının başarılı karton gösterisini (No Way Out) izlerken arkadaşımdan şöyle bir mesaj aldım:
“Yer: Fenerbahçe Cumhuriyeti. Resmi Dil: İngilizce.”
Hakikaten niye “Çıkış Yok” değil de “No Way Out”
Harf sayıları da aynı, “İngilizce yazıp tribünden tasarruf ediyoruz” bahanesi de boş.
Bu eleştiri aslında sadece Fenerbahçe için geçerli değil.
Galatasaray da, Beşiktaş da İngilizce pankart hazırlıyor.
Daha mı havalı oluyor yani?
Saçma...

Yazarın Tüm Yazıları