Tıp Öğrencileri “HIV/aıds” Konusunda Bilgilendirildi

Güncelleme Tarihi:

Tıp Öğrencileri “HIV/aıds” Konusunda Bilgilendirildi
Oluşturulma Tarihi: Kasım 27, 2015 09:35

KAYSERİ

Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Tıp Fakültesi tarafından “1 Aralık Dünya AIDS Günü” münasebetiyle düzenlenen etkinlikte, tıp öğrencileri “HIV” enfeksiyonu ve bu virüsün yol açtığı AIDS hastalığı konusunda bilgilendirildi.
Tıp Fakültesi Dönem 3 Amfisinde gerçekleştirilen toplantının konuşmacısı ERÜ Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hayati Demiraslan, “Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünyada 37 milyon HIV virüsü taşıyan AIDS hastasının bulunduğunu ve bu hastalıktan dünyada her yıl 1,2 milyon kişinin öldüğünü” belirtti.
Doç. Dr. Demiraslan, konuşmasında şunları söyledi: “HIV (insan immün yetmezlik virüsü) tarafından bağışıklık sisteminin tutulması ve izleyen ilerleyici harabiyeti ile seyreden bir hastalıktır. Bağışıklık sisteminin yıkılması ile bazı fırsatçı enfeksiyonlar ve kanserlere karşı koyabilme yetenekleri azalır. HIV enfeksiyonuna yakalanan kişilerde başlangıçta herhangi bir şikâyet görülmeyebilir. Şikâyetsiz geçen süre virüsün tipine, hastalandırma gücüne ve bağışıklık sisteminizin gücüne göre 2 ile 10 yıl kadar sürebilir. Bu arada virüs ile bağışıklık sistemimizin savaşı devam eder. Bağışıklık sistemimiz zayıflamaya başlayınca hastalar enfeksiyonlar veya kanserler ile doktora başvururlar. Bazen istemeden kilo kaybetme, uzun süredir devam eden ateş ve/ veya ishal ile hekime başvurular görülür. Fırsatçı hastalıklardan bir tanesi de veremdir. Verem tanısı alanların hepsinde HIV enfeksiyonu görülmese de mutlaka HIV enfeksiyonu varlığı açısından taranmalıdırlar. Dünyada çoğunluğu Afrika’da olmak üzere 37 milyon HIV enfekte kişi yaşamaktadır. Bunların 2,6 milyonu çocuktur. Yeni HIV’li sayısı dünyada giderek azalmakla birlikte Türkiye’de artmaktadır. Yeni HIV’li sayısı 2013 yılında 1400 iken bu sayı 2014 yılında 1967’ye ulaşmıştır. HIV enfeksiyonu başlıca korunmasız cinsel ilişki, HIV’le enfekte kan nakli, HIV’le kirlenmiş iğne, şırınga veya kesici aletleri paylaşmak ve HIV’li anneden bebeğe bulaş yollarıyla bulaşmaktadır. Ülkemizde en sık HIV enfeksiyonu bulaşma yolu Sağlık Bakanlığı verilerine göre cinsel ilişkidir. El sıkışma, sarılma gibi aktivitelerle bulaşmaz. Ağız içinde kanama yoksa tükrükle bulaşmadığı kabul edilir. Yaş dağılımına bakıldığında genç ve erişkinlerin ülkemizde daha fazla olduğu söylenebilir. HIV enfeksiyonudan korunmak için öncelikle yapılması gereken Dünya Sağlık Örgütü tarafından da tüm dünyada yapılması desteklenen “HIV testi”dir. HIV tanısının konulması ile HIV bulaşı önlenmiş, tedavi olma şansı yakalanmış olur, tedaviler ile ömür boyunca diğer insanlar gibi bir hayat sürme şansı yakalanmış olur.“ Bilinenin aksine HIV enfeksiyonunun tedavisi vardır fakat hastalıktan kurtulmak şimdilik mümkün değildir. Yine korunmada uygulanabilecek diğer önlemler ise cinsel ilişki sırasında kondom (prezervatif) kullanılması, damar içinden uyuşturucu kullanımının terk edilmesi veya böyle kişilerle cinsel ilişkide kondom kullanılması, gebelikte HIV testi yapılması ile çocuğa bulaşı önlemek ve sonuncusu ise güvenli cinsel yaşamdır (tek eşlilik).”
Doç. Dr. Demiraslan konuşmasının ardından öğrencilerin konuya ilişkin sorularını cevaplandırdı.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!