Tinerci popülizmi

İsim vermemiş ama “Siz beach club’ları, Ege kıyılarını yazın” diyerek yaptığı göndermeden anlıyoruz ki, adres biziz...
Ege kıyıları da, tinerciler de, yazarlar da, kokoreççiler de bu köşenin ilgi alanı olduğu için bu noktaya takılmayalım.
Tinerciler bu şehrin en önemli sorunlarından biri olduğu için, yeni İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın’ın bu konuya öncelik vermesi gerektiğini yazdım.
O sırada da İstiklâl’de cinayet işlendi.
Cinayeti işleyenin tinerci olmadığını söylüyor Benli...
Belki tinerci, belki hapçı, belki başı boş, ne fark eder?
Taksim’de SAT komandosunu öldüren tinerciydi ama...
Bunların hepsi yol kesip haraç istiyorlar.
Geçenlerde Dolmabahçe’den Kabataş İskelesi’ne doğru oğluyla yürüyen bir arkadaşımın önünü kesmişler.
Koşarak kaçıp, canlarını zor kurtarmışlar.
Şimdi 3-5’i bir araya gelip çeteleşmeye başlayan ve para isteyenlerin kimliğinin ne olduğu mu önemli, can güvenliğimiz mi?..
Can güvenliğini sağlamak da polisin görevi.
Kimseye de çıkıp Hortum Süleyman’lık yapmasını (2002’lerde travestileri, tinercileri, eşcinselleri karakolda hortumla döven Beyoğlu Emniyet Müdürü) önermedik.
Tinerci nefreti de körüklemedik.
Bu işin hükümetin çözeceği uzun vadeli bir sorun olduğunu, Başbakan’ın el atması gerektiğini de defalarca yazdık.
Sokak çocukları ve tinerci sorununu çözmek Erdoğan’ın, hükümet bu işe köklü çözüm getirene kadar can güvenliğimizi sağlamak görevi de Hüseyin Çapkın’ın omuzlarında...
Dolayısıyla “onlar her şeyi yiyemezler, mideleri almaz” türünden tinerci popülizmi yapmanın zamanı değil.

Yasak uygulanınca oluyormuş

Sigara yasağına Ali Sami Yen Stadı’nda da koşulsuz uyulduğunu gördüm ya, demek ki istenince günlük hayatımızda en zor değişimlere bile hemen adapte olabiliyormuşuz...
Oysa geçen yıl statlarda başlayan sigara yasağı, Ali Sami Yen’de her maçta deliniyordu.
Bir yıl sonra sigara yasağı genişleyince kahvede, birahanede olduğu gibi statta da içmemeye başladı millet.
Bunu Ali Sami Yen’de sezonun ilk karşılaşması olan Galatasaray-Tobol maçında gördük.
Ne kimse golsüz geçen 64 dakika boyunca sıkıntıdan ne de golden sonra keyiften yaktı sigara.
Benzer şaşkınlığı Onur Baştürk yaşamış Açıkhava’daki konserde. Kimsenin yasağı delmediğini yazmıştı dünkü köşesinde. Demek ki yasaklar uygulanınca ve cezalar caydırıcı olunca, sigara yasağı gibi “acaba uygulanabilir mi” denilen yasaklar bile hemen kanıksanıyormuş!
Aynı şeyi neden trafik kurallarında yapmayalım?
Geçen gün Ortaköy Meydanı’nda Çırağan’a doğru giden iki şerit yolda, tam otobüs durağının oradaki ışıklarda taksici sağ şeride çekmiş müşteri bekliyordu.
İki şerit yolun birini kapamış, arkasında onlarca metre kuyruk oluşmuş, umurunda değil.
İşin kötüsü, karşı kaldırımdaki polisin de umurunda değil...
Çünkü taksici biliyor ki, yasak diye bir şey yok trafikte.
Sigara yasaklarındaki kararlılık, mutlaka trafikte de gösterilmeli.

DAMACANANIN ŞÖHRETİ

Medya Takip Merkezi’nden rica etsek, şu tecavüze uğrayan damacana hakkında kaç haber, kaç yorum yapılmış bir çıkarsa...
Bu haftanın en çok konuşulanları listesinde ilk 10’a gireceğinden şüphem yok.
Bu saatten sonra damacanaya dizi teklifi gelirse, hiç şaşırmam..

Cüppeli’nin reytingi...

Cüppeli Ahmet Hoca’nın katıldığı “Teke Tek” programı, AB grubunda 10’uncu oldu. İnternet siteleri de bu duruma şaşırıyor...
Şaşıracak ne var?
2006’da Show TV’ye çıktığında da (Defne Samyeli’yle konuşmamış, erkek spiker istemişti), daha sonra konuk olduğu programlarda da hep reytingi yüksek oldu Cüppeli’nin...
Müridi mürit olduğu için, geniş bir kısım da komedi filmi izler gibi, “Acaba yine ne yumurtlayacak” diye bakıyor televizyona...
Giyimiyle kuşamıyla, konuşmasıyla çok iyi bir televizyon figürü Cüppeli Ahmet Hoca...
Sahneye çıksa, Cem Yılmaz’a rakip olacak kadar komik...
Barbie’den tahrik olan, “Gençken işimiz var diye camiye gelmiyorsunuz, yaşlıyken çişimiz var diye” vaaz veren adam izlenmeyecek de kim izlenecek televizyonda?
Cüppeli’yle Ahmet Çakar, Cüppeli’yle Erman Toroğlu gibi kombinasyonlar ise tüm zamanların en çok izlenen programları listesine girer, aklınızda olsun...