Ticareti bilmeyen ticaret odaları

İstanbul Ticaret Odası, bir fuar merkezinde ‘‘Maliyetine Alışveriş Günleri’’ adı altında bir perakende satış kampanyası organize etmiş.

Oda Başkanı, umduklarından daha fazla bir taleple karşılaştıklarını söylüyor. Tekstil stoklarını eritmek için düşündükleri bu kampanyanın, şekerleme ve çiçek satışlarında da büyük hacimlere ulaştığını ve bayrama kadar devam edeceğini ilave ediyor. Ticaret Odası Başkanı, yaptığı işin teorisini bilmiyor. ‘‘Serbest pazar ekonomisi’’ binlerce yılda oluşan doğal ekonomik sistemin en çok kullanılan adıdır. Bu sistem doğaldır ama, insan aklıyla geliştirilmiş kuramları, kuralları ve kurumları vardır. Yapılan işler, ne kadar iyi niyetle ele alınırsa alınsın, eğer kuramlara aykırıysa, serbest pazar ekonomisi, kendisinden beklenen işlevleri yerine getiremez. Türkiye iktisaden kalkınamaz ve halkı refaha kavuşamaz.

Serbest pazar ekonomisi, iki ayak üzerinde durur. Birinci ayak ‘‘fiyat mekanizması’’dır. Adam Smith, ekonominin görünmez bir el (invisible hand) tarafından yönetildiğini söyler. Bu el, fiyat mekanizmasıdır. Bir ekonomide, kaynak tahsisi meselesini, ‘‘fiyat mekanizması’’ndan daha iyi çözecek başka bir yöntem yoktur. 200 yıldır ekonomistler, fiyat mekanizmasının nasıl çalıştığını ve daha önemlisi birçok kere ‘‘neden çalışmadığını’’ anlamaya çalışmaktadır. Bu yılki Nobel Ödülleri de bu alandaki çalışmalara verilmiştir. Fiyat mekanizması çalışmazsa, görünmez el ‘‘görmez el’’ haline dönüşmekte ve ekonomi çuvallamaktadır.

Serbest pazar sisteminin ikinci ayağı ‘‘işbölümü’’dür. Smith, buna ‘‘division of labour’’ demektedir. Bir ekonomide, kişiler, kurumlar ve kuruluşlar arasında işbölümü olmalıdır. İşbölümü, maliyet düşmesi ve kalite yükselmesi getirir. Milletlerin serveti (Wealth of Nations) ancak işbölümüyle artar. Kurumlar görevleri dışına çıktıkça, kaynaklar verimsiz kullanılmaya başlar. Kaş yapayım derken, göz çıkartılır.

1. Ticaret odaları, ticaretle uğraşmaz. Ticaret odaları, mesleği ticaret olan kişi ve kurumların bir araya geldiği meslek kuruluşlarıdır. Aynen mühendis odalarının ‘‘mühendislik firması’’, Tabipler Birliği'nin ‘‘poliklinik’’, baronun ‘‘hukuk bürosu’’ olmadığı gibi. Ticaret odaları da tüccar değildir.

2. Fuar şirketleri, perakende ticaret yapamaz. Fuar alanları perakende veya toptan ticaret alanı haline getirilemez. Fuarlar, malların sergilendiği, sanayici ve tüccarların ‘‘ticari anlaşma’’ için buluştuğu mekánlardır.

3. Sanayiciler, perakende ticaret yapmaz. Yaparlarsa, kendi dağıtım kanallarına rakip olurlar. Bu da bindiği dalı kesmektir.

4. Perakendeci ve toptancı tüccarın haklarını savunmak durumunda olan bir ticaret odasının, sanayicileri örgütleyerek bir fuar merkezinde perakende satış organizasyonuna öncülük etmesi, hem üstüne vazife değildir, hem de üyelerine ihanettir. Burada yapılan her satış, bir dükkánın gelir kaybı demektir. İndirimli satışlar organize edilecekse, bu işler perakende satış noktalarında cereyan etmelidir.

5. Belediyeler, indirimli satış yapılan yerlere otobüs tahsis edemez. Bu şehir trafiğini bozar. Ekonomik olan, her vatandaşın yürüme mesafesi içinde, olmazsa taşıt araçlarını en az kullanarak alışveriş etmesidir.

SON SÖZ: Malı taşımak, insanı taşımaktan ucuzdur.
Yazarın Tüm Yazıları