Tertipçiler ve kayıtsızlar

CHP Kurultayı için Esenboğa'ya indiğimizde telefonumuz çaldı: ‘‘CHP ile ilgili yazılarınızda parlamentodaki gençlerin oranını verirken, 30-40 yaş grubu arasında 40 üyeden 2'sinin CHP'li, geri kalanının AKP'li olduğunu bildiriyorsunuz’’ dedi.

Meclis albümünden taramış, bu yaş grubu arasında tam 92 üye tespit etmiş, bunun 79'u AKP'li, 13 CHP'li çıkmış.

Kulislerin içinde olmadığını söylüyor:

Genel Merkez ile milletvekilleri arasında iletişim noksanlığı bulunduğundan, bir aidiyet ve sıcaklık duygusunun henüz oluşamadığından yakınıyor.

Bu neyi gösteriyor?

Kurultay'da ilk saatlerde, CHP geleneğinden gelen 'gerçek mirasçıların' gittikçe yaşlanmış oldukları, CHP'ye özgü renklerin kaybolmaya başladığı açıkça gözleniyor.

Ruh da kalmamış...

CHP'nin o geçmişteki gençleri ve kadınları nerede?

Peki muhalif gençlerin ‘‘Gençlik Kurultay istiyor, boyunduruk değil’’ biçimindeki tepkisi acaba kime yönelikti? Acılarını ise ‘‘Hiçbir şey bıraktığın gibi değil Atam’’ pankartı ile anlatma çabaları çok kişiyi duygulandırdı.

‘‘Köylü erkekler’’ niçin uzak duruyor? Sadece ‘‘kent erkekleri’’ yetmiyor.

CHP mi onları görmüyor, tanımıyor; yoksa onlar mı CHP'den uzak duruyor, tanışmak mı istemiyor?

Bu konu çok iyi sorgulanmalı.

MHP KONGRESİ KADAR OLAMADI

Önümüzdeki yerel seçimlerde CHP Genel Merkezi, 'partiiçi demokrasi'nin işlerliğinin gittikçe kaybolmasının acısını, bir kez daha hem de daha acı bir sonuçla tadabilir.

Nitekim, iki hafta önce Atatürk Kapalı Spor Salonu'nda MHP'nin Büyük Kongresi'ni izlediğimizden, iki kongre arasındaki farkı görebiliyorsunuz.

MHP kongresi daha kalabalık, daha genç, daha tepkili ve heyecanlıydı.

CHP'nin dün başlayan kurultayı ise eski kurultaylarına oranla beklenmedik şekilde 'sönük' ve cansız... Yerel seçimlerde adaylık bekleyenler kendi içlerinde 'tepkili', ancak Baykal'ın dün sabahtan kendileriyle yaptığı 'tüzük' toplantısında mum gibiydiler.

Adaylık beklentisi ağızlara kilit vurdurmuş.

İKİ KUTUP

Tüzük değişikliğine dayalı genel merkez-muhalef kutuplaşmasına karşın Baykal yanlıların kendilerine güvenden kaynaklanan kayıtsızlıkların, kurultayın sönük havasının en önemli sebebi sayıldığını çok sayıda delegenin vurgulaması ilginçti.

Adnan Keskin genel tepkisel tavrını ortaya koydu muhalifler adına...

Sosyal demokratlar kadar bu kadar 'ayrışan' başka kesim var mı?

GAZETECİLERE SUÇLAMA

SALONDA gazetecilerin en çok dikkatini çeken ‘‘Köşe yazarları değil, halk yönetecek’’ afişi ile kendilerine yönelik eleştiri oldu. Anlaşıldığı üzere CHP'nin parlamento çalışmalarının medyada yeterince yer almaması eleştiriliyor ve AKP yandaşı olan bazı yazarlara gönderme yapılıyordu. Bu tür afişleri kurultay salonuna asmak kuşkusuz herhangi bir organizasyon becerisi gerektirmiyor. Organizasyon becerisinin kurultayı izlemeye gelen gazetecilere salonda bir yer açılması konusunda da gösterilmesini bekledi gazeteciler.

Ertuğrul Özkök'ün dünkü ‘‘Beni blok liste değil, bu ilgilendiriyor’’ başlıklı yazısına bağlı olarak salonda 'hortum'lu, 'soygun'lu slogan aradık; ancak üzeri başka bez afişlerle yarım şekilde kapatılan 'Yolsuzlara, yoksuzluklara dokunacağız', 'Halkımızı ezdirmeyeceğiz, ülkemizi soydurmayacağız' yazılı iki pankartı görebildik.

BAYKAL’IN İKİ ÖNEMLİ MESAJI

Kurultay'da iz bırakacak bir konuşma yaptı Baykal... Eğitim ve yolsuzluklarla mücadele konusunda açık ve net vurgulamalarda bulundu. Özellikle eğitim konusundaki ağır eleştirileri CHP delegelerini keyiflendirdi. Bir İstanbul delegesi ‘‘Konuşmaya asıl şimdi başladı’’ diye takıldı bize... ‘‘Çekin elinizi gençlerimizin beyninden, üniversite öğretim üyelerimizden, hakim-savcılarımızdan’’ demesi en çok alkışı alan bölüm oldu. Baykal'ın, ‘‘bilinmeyen ve gizli kalan yolsuzluklar’’ sözleriyle İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve bazı AKP'lilerle ilgili dosyaların raflarda unutulmamasını istedi.

Baykal'ın bu sözleri CHP'nin elinde AKP'lilerle ilgili önemli yolsuzluk dosyaları bulunduğunun mesajı olarak görüldü.

ÇALIŞIRIM KAZANIRIM

Mehmet Sevigen, Genel Merkez'in 'beşli'si (diğerleri Sav, Erdem, Çay, Tanla) arasında en hareketli isim... Baykal, mitinglerde Sevigen'in heyecanlı takdiminden sonra daha iyi konuştuğunu düşünüyor. Sevigen önceki akşam yoğun kulislere rağmen gene de bitkin değildi... Bir grup gazeteci ile Hilton'da sohbet ederken, kendisine Bülent Tanla ile birlikte PM'ye yeniden seçilip seçilemeyecekleri soruldu.

Açık bir güven duygusuyla şöyle dedi:

‘‘Ben 24 saat çalışıyorum, Alçakgönüllüyüm, herkese yardım ederim. Neden seçilmeyeyim? Bak göreceksiniz en çok oyu ben alacağım... Bülent Tanla'ya, bilmem neden kızarlar? Tanla güzel adamdır, çalışkan ve üretkendir.’’

EN RAHAT KURULTAYI ZORLU KURULTAY OLDU

Kurultayda konuştuğumuz delegelerden çoğu, blok liste dayatmasını bu dönemde çok anlamsız buldular. Ancak bunu Baykal'ın yüzüne ifade edemediler. Bunun nedeni de yerel seçimlerde adaylık beklentisi veya genel başkanla ters düşmeme korkusu...

CHP delegesinin genel başkan Baykal ile bir sorunu yok. Baykal, rakipsiz ve en rahat kazanacağı kurultayı blok liste tartışması yüzünden bir anlamda kabusa dönüştürdü.

İşte delege, bu dönemde bu güçteki bir genel başkanın dayatmasını anlamıyor.
Yazarın Tüm Yazıları