Terörle mücadele yasası ve Sezer’in gerekçeleri

CUMHURBAŞKANI Sezer’in gerekçelerini mutlaka okuyun.

Yeni terörle mücadele yasasının basın ile ilgili hükümleri aleyhine açtığı davanın gerekçesinde Sezer, terörle mücadele konusunda çok önemli bir ayrımın altı çiziliyor.

"Ölçülülük ilkesi."

"...Hak ve özgürlükler, ancak demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olarak sınırlandırılabilir. Demokratik hukuk devletinde, güdülen amaç ne olursa olsun, sınırlamalar özgürlüğün kullanılmasını ölçüsüz biçimde ortadan kaldıracak düzeyde olamaz"
deniyor gerekçede.

Cumhurbaşkanı Anayasal kurallar gereği sınırlamaların amacını aşmaması gerektiğini anımsattıktan sonra devam ediyor:

"Eylem ile önlem arasında adil bir dengenin bulunması yine yukarıda yer verilen bu anayasal kuralların gereğidir. Bu adil dengenin bulunmaması, basın ve yayın organları sahip ve yayın sorumlularını tedirgin edip, görev yapamaz duruma getirecektir ki, basın ve haber alma özgürlüğü ile bağdaştırmak olanaksızdır."

* * *

HAZIRLADIĞI
yasayı Meclis’te tartışmaya açarken "sevimsiz" ilan eden başka bir Adalet Bakanı var mıdır acaba?

Adalet Bakanı Cemil Çiçek ve AKP Hükümeti’ne bu yasanın basın özgürlüğünü tehdit ettiği, hukuki sorunları olduğu defalarca hem bizim meslek örgütlerimiz hem de hukukçular tarafından söylenmesine rağmen, eleştirileri dikkate alıp değişikliğe gitmediler.

Baş yazarımız Oktay Ekşi’nin dün belirttiği gibi hükümet, "ben yaptım oldu" mantığı içinde hareket etti.

Ne yazık ki Meclis’te özgürlükleri kararlı bir biçimde savunan muhalefet yok.

CHP de insan hakları ve temel özgürlükler konusunda kendisine düşen "sol muhalefet" ağırlığını koymaktan çoktan vazgeçti.

* * *

CUMHURBAŞKANI Sezer
, Anayasa Mahkemesi’ne gönderdiği gerekçede Anayasa’nın 29’uncu maddesine de işaret ediyor.

Orada, "Haber, düşünce ve kanaatlerinin özgürce yayınlanmasını engelleyici ya da zorlaştırıcı siyasal, ekonomik, mali ve teknik koşullar konulamayacağı"nın söylendiğini hatırlatıyor.

Oysa yeni terörle mücadele yasası bu şekliyle yürürlüğe girerse terörle ilgili haber de yapamayacağız, iddiaları araştıramayacak yazamayacağız. Düşündüğümüzü açıklayamayacağız. Öyle olursa patronlarımıza kadar yayın kuruluşlarımızın sorumluları cezalandırılacak. Hatta yayın organlarımız 15 gün kapatılabilecek.

Tam bir "kol kırılır yen içinde kalır" karanlığı. Bu karanlıkta ne terörle, ne de onu besleyen koşullarla mücadele etmek mümkün.

O zaman haber, düşünce ve kanaatlerin özgürce yayınlanması engellenmemeli, zorlaştırılmamalı, bunun önüne siyasal, ekonomik, mali ve teknik koşullar konulmamalı. Anayasamızda belirtildiği gibi.

* * *

AKP
Hükümeti eleştirilmeyi sevmediği için, düşünce, ifade ve basın özgürlükleri konusunda hassas değil.

Cumhurbaşkanı’nın söz konusu hükümlerle ilgili iptal gerekçeleri bu hassasiyetin yaygınlaştırılması açısından önemli. Özgürlükleri feda etmeye hazır olanlara, terörizme karşı mücadelenin demokratik hukuk düzeni içinde de başarıya ulaşacağı mesajını veriyor.
Yazarın Tüm Yazıları