Terör nezaket kaldırır mı?

Güncelleme Tarihi:

Terör nezaket kaldırır mı
Oluşturulma Tarihi: Aralık 30, 2001 00:00

Her büyük olayın meydana geldiği yerde eğer Doğan Haber Ajansı muhabiri Faruk Zabcı bizzat hazır bulunmazsa gözüne uyku girmiyor olmalı...Şimdi de Afganistan'dan yazıyor ve orada El-Kaide üyesi teröristlerin ABD askerleri tarafından bir yerden diğerine götürüldükleri sırada çektiği fotoğrafı gönderiyor...Verdiği bilgi şöyle:‘‘8 esir kamyona bindirildikten sonra sıra, çuvalların başlarına geçirilmesine geldi. Bizim orada olmamızdan dolayı, komandoların komutanı çuvallara karşı çıktı. Konvoy Kandahar'a yola çıkarken, Halkla İlişkiler Subayı Yüzbaşı Rob Riggle, 10'uncu Dağ Komandolarının esirleri teslim alıp Kandahar'a götürdüklerini açıklayarak, ‘Esirler ABD'ye tehdit oluşturmuşlardır. İstihbarata sahiptirler ve sorgulanmaları gerekir' dedi.’’Komandoların komutanı karşı çıkmış ama belli ki sonuç değişmemiş. Nitekim başlarına çuval geçirilmiş El Kaide üyelerinin değil yüzleri, burunlarının ucu bile görünmüyor. Belli ki bir tek nefes deliği bırakmışlar.Bu fotoğrafı zihninizde böylece tutun ve sonra hafızanızdaki makarayı 1999 senesinin Şubat ayına doğru geri çevirin:PKK’nın başı Abdullah Öcalan, Kenya'nın başkentinde yakalanarak bir uçakla Türkiye'ye getirilirken gözleri bağlandı diye kıyamet koparan nezaket meraklılarını anımsayacaksınız. Şimdi bu kardeşlerimizi bekleyelim bakalım, 35 bin kişinin ölümüne yol açan Öcalan için gösterdikleri duyarlığı 11 Eylül faciasında yaklaşık 4 bin kişinin birkaç dakika içinde öldürülmelerinden sorumlu El-Kaide'nin üyelerine de gösterecekler mi?Biz peşin söyleyelim:Boşuna vakit kaybetmeyelim... Türkiye'de meydana gelen en küçük bir insan hakları ihlali (keşke hiç olmayabilse), bunların gözünde derhal vahim bir cürüm haline dönüşür. Sadece bizim düdükler öyle yapsa boşverip geçersiniz. Ama hemen Avrupa'daki hempaları (kötü işi birlikte yapanlar) da devreye girerler. Ve bir, ‘‘Türkiye'de insan hakları ihlalleri’’ teranesidir tutturur giderler.Ama şimdi boşuna onları da beklemeyelim. Çünkü hiçbiri konuyu, örneğin Avrupa Parlamentosu'na gibi bir plaforma getirip ‘‘Amerikalıların El-Kaide mensuplarına yaptığı muamele insan haklarına aykırıdır’’ diyemez.Hem kuzum, Baader-Meinhoff çetesi üyelerinden Ulrike Meinhoff'u 9 Mayıs 1976 günü, Andreas Baader, Gudrun Ensslin ve Jan-Carl Raspe'i de 18 Ekim 1977 sabahı hapishanedeki hücrelerinde, üstelik aynı dakikalarda intihar (!) ettiren Alman Devleti'ne ne dediler ki, şimdi bu konuda sesleri çıksın...Not: Cumhuriyet Gazetesi yazarlarından birine, hakkımda yazdığı yazı nedeniyle yanıt niteliğinde bir mektup gönderdim. Mektubumu, tanınmayacak şekilde parçalara ayırıp seviyesiz bir demagojinin aracı haline getirdi. Böyle birine tekrar yanıt vermem söz konusu değil. Ama yazılanları merak edenlere duyuruyorum... Lütfen (212) 677 04 56 No'lu faksıma mesaj çekerek faks numaralarını, posta veya e-mail adreslerini versinler, hakkımda yazılanı da, yanıtımı da kendilerine memnuniyetle ileteyim. O.E.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!