TEPETAKLAK DEĞERLER Siz de kızanlardan mısınız? Aşın

Güncelleme Tarihi:

TEPETAKLAK DEĞERLER Siz de kızanlardan mısınız Aşın
OluÅŸturulma Tarihi: Temmuz 02, 2001 00:00

TEPETAKLAK DEÄžERLER Siz de kızanlardan mısınız? Aşın bunları, aşın! Hem kendinizi, hem eÅŸinizi ve çocuklarınızı yoksul ve maÄŸdur etmekten baÅŸka bir iÅŸe yaramayan, yalnızca kızan ahmaklardan olmak. Hizaya gelin; düşünce biçiminizi, yaÅŸam görüşünüzü deÄŸiÅŸtirin. "Fırsatları gören ve deÄŸerlendiren" uyanık vatandaÅŸlar arasına katılın. Standardınızı yükseltin!…Babanız iÅŸine titizlendi; görevlerini zamanında ve baÅŸarıyla yerine getirdi, çevresindekilere yardımcı olmaya çalıştı da ne elde etti? Bütün yaÅŸamı boyunca dar aile bütçesinden biriktirdiklerinin üzerine emekli ikramiyesini de koyduÄŸu halde ancak banka kredisiyle bir "karadeniz iÅŸi" apartman dairesi alabildi."MAHALLENÄ°N MÄ°LYONERÄ°"Oysa 1950'lerde "her mahallede bir milyoner yaratma" politikasıyla baÅŸlayan, 1960'larda "ithal ikameci sanayileÅŸme" ile coÅŸan, 1980'lerde "ben zengini severim; benim memurum iÅŸini bilir" politikalarıyla azan "fırsatları görme ve deÄŸerlendirme anlayışına" babanız da kayıtsız kalmak yerine hevesle sarılmış ve bir tek daire yerine, üstelik çok daha ucuza bir-iki gecekondu kondurmuÅŸ olsaydı, bugün koskoca apartmanların sahibi olurdunuz. Dairelerinizi ister kiraya verir, ister faizin patladığı dönemlerde satıp repoya, dövizin patladığı zamanlarda dolara, borsanın patladığı zamanlarda hisse senetlerine yatırır, yaÅŸamınızı gül gibi yaÅŸayıp giderdiniz…OLSA NE OLUR?Büyük kentlerin "devasa köyler"e dönüştürmüş olurdunuz.Zaten sınırlı ormanları kondunuza yer açmak için biraz da siz yakmış, kesmiÅŸ olurdunuz.Kentin içme suyunu karşılayan doÄŸal veya yapay tatlısu göllerine kanalizasyonunuzu akıtırdınız. Mutlaka günün birinde oy düşkünü belediye veya büyükÅŸehir belediye baÅŸkanlarından biri o suyu -bedelsiz olarak- sizin evinize de getirirdi ama, zaten sizin çiÅŸiniz olurdu musluÄŸunuzdan akan.Birkaç yıl yolunuz olmazdı, çamura bata çıka iÅŸe, okula gider gelirdiniz. Belki burnunuz iyi koku almıyorsa çöplüğe yakın bir yerlere kurardınız konduyu da ara sıra çöplük patlardı.YA ÖDÃœLÃœ?Ama diÅŸinizi sıkıp bunlara bir süre katlandığınız zaman elinize geçecek ödülleri de bir düşünsenize!ÖrneÄŸin, Ali Talip Özdemir'in Bakırköy Belediye BaÅŸkanlığını kazanmak için yaptığı gibi, adaylar size "gecekondu affı" -rüşvet- sözü verirler, bunu seçim yasaklarından bir gün önce gazetelerde çarÅŸaf çarÅŸaf reklamlarla duyururlardı.Üç kuruÅŸu denkleÅŸtirdikçe, belediye imar müdürlerini, zabıtalarını gerektiÄŸi gibi "görüp", sizin olmayan arsalar üzerine diktiÄŸiniz kondulara "kaçak katlar" çıkardınız.DiÄŸer kondularla aranızdaki eciÅŸ bücüş, daracık yollar günün birinde, bir seçimden az önce bedavaya asfaltlanır; kazara kalmış boÅŸ alanlara çocuk parkları, okullar yapılırdı.Yine kamunun ya da tapu sahibi birilerinin arsası üzerine, su basmanını sizin çıktığınız cami Diyanet'in katkılarıyla tamamlanırdı.Bir gazetecinin bir zamanlar "güzel" bulduÄŸu bazı sarışın baÅŸbakanlar, Çankaya'da oturan bazı ÅŸiÅŸman adamlar ayağınıza kadar gelirdi; size "Tapu Tahsis Belgeleri", hatta "Tapular" bile verirlerdi.Sosyal demokrat ya da dindar bazı belediye baÅŸkanları "semtinize" otobüs seferleri koyar, kapınıza bedava süt ÅŸiÅŸeleri dizerdi.Elektrik faturanızı, enerji nakil hatlarına "çengel atmayı" öğrenerek, kızgın-dürüst-pısırık yurttaÅŸlarınıza ödetirdiniz. Öyle ya, TEK gibi kuruluÅŸlar "kayıp enerji"nin bedelini ya edepli-dürüst abonelere "maliyetini bölüştürerek" fatura eder, ya da bu tutarları "yalnızca vergi verenlerin ödemeleriyle toplanan kamu maliyesi kaynaklarından" karşılar… Zaten, sizin kondunuza kadar döşenen su borularının, asfaltlanan yolların, yapılan parkların, okul ve benzeri hizmet yapılarının bedellerini de yine aynı yöntemle, o saftirik kızgın-dürüst ahmaklar ödemiyor mu! Bir de bunu ödeseler ne çıkar!…YENÄ° FORSATBu furyalardan zamanında yararlanamadınız mı? Dert etmeyin, fırsatlar tükenmez: 2001 yazında "yurttaÅŸsever ve adil" hükümetimiz, henüz "kondularının" tapusunu alamamış olan uyanık vatandaÅŸlarımıza kondularının arsalarını hiç deÄŸilse "taksitle" satın alma olanağını sunar!…Hukukçular istedikleri kadar bağırsın, "Bu yöntem, cezalandıramadığınız hırsızdan çaldığı malın bedelini almaya çalışmak demektir!" diye…Kent planlamacıları, mimarlar, jeologlar istedikleri kadar bağırsın, "Bu yöntem, kentlerimizin imar planı sıkıntılarını iyice artıracaktır. Kalitesiz, çirkin, saÄŸlıksız yapılara; düzensiz, çarpık çurpuk kentleÅŸmeye resmiyet kazandıracaktır. Büyük kentlerin sorunlarını içinden iyice çıkılmaz kılacaktır!" diye…Sanki…Sanki siz kendi keyfinizden geldiniz buralara!Sanki birileri köyünüzü, kasabanızı terke zorlamadı!Sanki köyünüzde, kasabanızda "gelecek umudu" bırakmışlardı içinizde!Sanki "Urfa'da Okusford vardı da gitmediniz"!Sanki orada da zaten "devlet memuru köylü" deÄŸildiniz!Sanki Ä°stanbul'a her yıl sizden baÅŸka beÅŸyüzbin kiÅŸi gelmiyor!Sanki siz gelmeden önce bu kentler hep eli yüzü düzgün birer "irem bahçesi"ydi! Sanki kent merkezindeki "karadeniz tarzı" apartmanlar imar planlarına ve deprem yönetmeliklerine çok uygunmuÅŸ gibi!Sanki arsasının ve binasının bedelini son kuruÅŸuna kadar ödemiÅŸ olanların evlerinin de birçoÄŸu ÅŸiddetli bir depremde yıkılmayacakmış gibi!Laf iÅŸte!Zaten bu mıymıntılar, bu pısırıklar, bu dürüstlük taslayıp yalnızca kızan köpüren beceriksizler hep böyledir!…Ahmet ÃœNVER - 02 Temmuz 2001, Pazartesi Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!