Teodora’nın çeyizi

Güncelleme Tarihi:

Teodora’nın çeyizi
Oluşturulma Tarihi: Kasım 14, 2009 16:05

İstanbul’da çocukluğumda hep 'Türkiye’de erkekler, Yunanistan’da ise kızlar başlık parası verir' diye duyardım.

Haberin Devamı

Yorgo KIRBAKİ

Atina’ya göçtüğümde Yunanlıların bu âdetinin tarihe karıştığını, drahoma almak için geç kaldığımı üzüntüyle tespit ettim.
Geçenlerde, İstanbullu Rumların gazetelerinden “Eptalofos”u (Yeditepe) okurken drahomanın sadece Yunanistan’da değil aynı zamanda bir zamanlar İstanbul’daki zengin Rum aileleri arasında da âdet olduğunu öğrendim. Üstelik kızın damada götürdüğü mal, mülk ve para bazen kağıt kaleme bile dökülüyormuş.
Fayton fabrikası sahibi Neoklis Noios’un sevdiği ve dünya evine gireceği Teodora’nın babası ile 7 Haziran 1916’da Tatavla’da (bugünkü Kurtuluş) kilise papazının ve şahitlerin önünde imzaladıkları çeyiz sözleşmesi, kız tarafının düğünden altı gün önce damada beş yüz altın sayacağı maddesiyle başlıyor. Ardında da bir evle iki dükkânın da damada verileceği belirtiliyor.  Kızın babası zengin, damat daha zengin. Eh olabilir. Asıl beni hayrete düşüren sözleşmenin sonrası. İki şapka, yirmidört adet çorap, dört uyku yastığı, üç kuştüyü yastık, iki şilte, altı masa örtüsü, on iki sutyen, iki tayyör, beş tencere, iki tepsi, bir tava.

Haberin Devamı

Bilmem kaç elbise, bilmem kaç çarşaf, bilmem kaç peçete yazılı sözleşmede. İki beyaz kombinezon, on iki gecelik, altı çift ayakkabı, iki çift eldiven, on iki havlu, iki şemsiye, iki battaniye. Hizmetçinin önlüğü bile düşünülmüş. Onu da kız tarafı verecek.
Ha, yatak odası da kız tarafının. İki yatak, bir gardırop, iki komodin, bir ayna...

Damat her ihtimale karşı “Sözleşme özeldir ancak gerektiğinde resmi makamlar nezdinde de geçerlidir” maddesini de ekletmiş.
“Ya ben ne şansız adamım. Hadi Yunanistan’a drahoma tarihe karıştıktan sonra geldim. Hiç değilse 100 yıl önce İstanbul’da doğamaz mıydım? Bedavaya gittim” diye düşünecektim ki “Eptalofos” gazetesindeki yazının devamı imdadıma yetişti.
“Neoklis ile Teodora evlendiler. Milto adını verdikleri bir çocukları oldu. İstanbul’da otomobiller dolaşmaya başladığında Neoklis’in işi bozuldu, fayton fabrikasını kapattı. Kısa bir süre sonra da üzüntüsünden öldü.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!