Televizyonların ilk yarı raporu

SÜPER Lig tatile girdi. Adettendir, şimdi gazeteler, televizyonlar ilk yarı değerlendirmeleri yapacak. Futbolcuları, teknik adamları masaya yatıracak ve deyim yerindeyse ‘ara karne’ verecek...

Ben de 17 haftadır Pazar gecelerini 02.00’ye kadar ekran karşısında, o kanal senin, bu kanal benim gezerek geçirmiş bir futbolsever olarak spor programlarına bir ilk yarı değerlendirmesi yapayım dedim. Tabii ki bunlar son derece subjektif değerlendirmeler. Sürçülisan edersek, şimdiden affola...

MARATON: Bir klasik. Ne yazık ki sadece Digitürk aboneleri seyredebiliyor bu sezon. Mantığın sesi konumundaki Şansal Büyüka ve futbolcuların bile maç sonunda tartışmalı pozisyonlarla ilgili konuşma yaparken, ‘Hoca akşam değerlendirir’ diyerek tek adres belledikleri Erman Toroğlu, açık kanal olmamasına rağmen ilk yarının lideriydi yine. Maraton’da Oğuz Tongsir, Ömer Güvenç gibi ustaların da emekleri büyük. Musa Çözen, Ercan Taner... Ohooooo, saymaya başladık mı bitmiyor.

TELEGOL: Maç özeti yayınlayamasa da, en etkili spor programı. Zaten bu büyük handikapı sıkı bir habercilikle kapatıyor. Sezonun ilk yarısında ‘Kına Gecesi’ ve ‘Büyücü Ayten’in Şükrü Saracoğlu Macerası’ gibi kült hadiselere imza attılar. Sinan Engin’in gidişi büyük kayıp bence. Yerine ‘oyuna giren’ İhsan Kalkavan’ın forma şansını iyi değerlendirmesi gerekiyor. Bu arada öğrendiğim kadarıyla gerek görüldüğünde programa katılmayı sürdürecek olan ancak kadroda sürekli yer almayacak Abdürrahim Albayrak ve Ömer Çavuşoğlu da gayet iyiler. Ziya Şengül’le Gökmen Özdenak’ın uyumları da çok iyi. Gökmen, Ziya Şengül’ü bazen kızdırıyor ama o kadarı olacak...

ÜÇÜNCÜ DEVRE: İlker Yasin, Engin Verel, Ahmet Çakar ve Osman Tamburacı... Geç saatte yayınlanması handikap. Ama o saatte televizyon başında olanlardansanız, arada muhakkak takılıyorsunuz. Ahmet Çakar, bu programda daha önceki yıllara göre daha uzlaşmacı ve daha mantıklı bir performans gösteriyor. Sırf bunun için bile seyredilebilir.

SANTRA: Kadınlar futboldan anlamaz yargısına karşı Sanem Altan’ı öneriyoruz. Yiğiter Uluğ’la birlikte habercilik tarafı da olan, futbolu biraz farklı yönleriyle de tartışan süper bir program yapıyorlar. Dekora itirazım var yalnız. Büyük ve boş bir odanın dört köşesinde durup konuşuyorlarmış gibi bir hava oluyor. Biraz yakınlaşmaları veya dekoru biraz değiştirmeleri şart. Dost tavsiyesi...

STADYUM: Faik Çetiner’i biraz Del Bosque’ye benzetiyorum. Yavaş yavaş sistemi oturtacak belli ki; çünkü ilk haftalara göre bayağı iyileşti program. Bülent Yavuz’un samimiyetiyle ilgili problemi olanlar (Bu kategoriye dahilim) zor ikna olabiliyor. Türkiye’nin her yerinden seyredilebiliyor olması ve golleri hemen yayınlamaları en büyük avantajları.

FUTBOL PAZARI: Can Bartu, Atilla Gökçe ve Star’dan transfer edilen Onay... Makul, medeni ve haftanın özetini net bir şekilde görmenizi sağlayabilecek yorumlar. Üstüne üstlük maç görüntülerini de veriyorlar. NTV’de bence 90 dakika kadar önemli bir program.

FUTBOL AKTİF: Bağırıp çağırmadan sakin sakin yorum dinlemek için ideal. Sükunet prim yapmıyor gibi bir takıntıları yok bazılarının şükürler olsun... Ferdi Leflef, Deniz Gökçe... Gayet enteresan yorumlar da çıkıyor.

SPORTMEN: TV8’deki Sportmen, benim favori programım. Bazı haftalar yeterince ilgi gösteremediğimde sıkılıyorum. Hani gazetede bir yazı görür ve ‘Sonra okurum’ deyip geçersiniz, sonra aradan iki gün geçince filan aklınıza gelir ve tuhaf bir sıkıntı duyarsınız ya. Öyle bir sıkıntı işte. Anlatabildim mi acaba derdimi şimdi ben? Neyse, çok iyi program, Şükrü Birand ve arkadaşlarını seviyoruz ailecek.

Golcü Toroğlu

EKRANLARIN ilk yarı 11’inde kaleye kesin Şansal Büyüka’yı koyarım. Erman Hoca’nın terse düşüren şutlarını çıkarmak için sürekli tetikte.

Defansın göbeğinde adeta bir Song-Tomas uyumuyla çalışan Atilla Gökçe ve Can Bartu olur. Şimdi çıkıp kimse ‘Sinyor’u defansta mı oynatıyorsun?’ demesin. Lafın gelişi arkadaşlar, forma dağıtıp sahaya sürecek halim yok. Haddimi bilirim. Gökmen Özdenak’ı defansın bir köşesine, Ziya Şengül’ü diğer köşesine koyarım. Birbirlerinden uzak çok iyi çalışıyorlar. Yakınlaşırlarsa arıza çıkabilir!

Orta sahaya oyun disiplininden kopmayan kişiliğinden dolayı Faik Çetiner’i, çalışkanlıklarından dolayı Oğuz Tongsir ve Ömer Güvenç’i, oyunu domine edebilecek kişi olarak Rıdvan Dilmen’i, bilge tavırlarından dolayı da Deniz Gökçe ve Yiğiter Uluğ’u koyarım.

Gol noktalarında, topa her şart altında mesafe tanımaksınız çakabilen tek santrfor Erman Toroğlu var. Bu takım yenilmez ona göre... Takıma giremeyenler üzülmesin, onları da seviyoruz...
Yazarın Tüm Yazıları