Televizyonlar haksız yere eleştiriliyor

ŞIRNAK’ta şehit edilen 13 askerin ardından kamuoyunda bazı televizyon kuruluşlarına yönelik bir tepki oluştu.

Eleştiriler, 13 şehit haberinin duyulmasının ardından televizyonların neden normal yayın akışını sürdürdükleri üzerinde yoğunlaşıyor.

Bu haksız bir eleştiri! Eğer, 13 şehit haberinin duyulmasının ardından bir ulusal matem ilanı söz konusu olsaydı, elbette televizyonlar da buna uyarlar, yayınlarını ona göre yeniden düzenlerlerdi.

Matem ilan etmek herkesin kendi keyfine göre yapabileceği bir iş değil. Bilebildiğim kadarıyla buna hükümet yetkili ve o da buna gerek görmedi.

Hükümetin de matem ilan etmemiş olmasını normal buluyorum, çünkü böyle yapacak olsak Türkiye, sürüp giden terör nedeniyle bir matemler ülkesi haline gelebilir.

Unutmamamız gerekiyor ki terörün bir amacı da insanları normal yaşamlarını sürdüremez hale getirmek.

Öte yandan bir de CHP’nin tutumu var. Toplumdaki bu öfkeden yararlanmaya yönelik bir muhalefet stratejisi bu.

CHP Sözcüsü, televizyonlar üzerinden hükümeti eleştiriyor ve "TMSF’nin kontrolündeki televizyon o gece dansöz oynattı" diyor.

Bu eleştirinin doğru bilgiye dayanmadığı dün ATV tarafından açıklandı.

Öte yandan şu da var: TMSF kontrolündeki yayın organlarının, hükümet direktifiyle hareket etmelerine en başta karşı çıkması gereken kurum CHP olmalıydı.

Bu nedenle yayına müdahale edilmemesini eleştirenlerin, yarın hükümetin yayınlara müdahalesini nasıl eleştirebileceğini merak ediyorum.

13 gencecik askerin şehit düşmesi hepimizi derinden yaraladı. Bu acının toplumda yarattığı travmayı muhalefet için kullanmak doğru bir yöntem değil.

Hükümet, iş bilmezliği ve kararsızlığı nedeniyle terör karşısında acze düşmüş bulunuyor.

Bunu eleştirmek başka bir şey, toplumun acılarını kullanmaya çalışmak başka bir şey.

DTP’nin çıkışını desteklemeliyiz

BAZEN büyük acılar toplumların tarihinde bir bilinç açılması sonucunu da yaratabiliyor.

Körfez Depremi’nde bir örneğini yaşamıştık bunun.

Şırnak’ta 12 askerin şehit edilmesinin ardından DTP Grup Başkanvekili Selahattin Demirtaş’ın açıklamasını da böyle bir bilinç açılmasının ilk adımı olarak değerlendiriyorum.

İlk kez bir DTP açıklamasında şehit edilen askerlerden "evladımız" ve "şehit" diye söz ediliyor.

"Hiçbir siyasal amaç bir tek damla kandan daha değerli olamaz" deniliyor.

DTP üzerindeki PKK gölgesini daha önce çok eleştirmiş birisi olarak söylemeliyim ki bu tavır, gelecek için ümit verici.

Belli oluyor ki DTP’ye biraz zaman tanımak, o kesimde de aklın sesinin daha çok duyulmasını sağlayacak.

Bu acının dinmesini gerçekten istiyorsak, DTP’nin bu çıkışını desteklemeliyiz.

Dileyelim ki bu büyük acı, herkesin aklını başına toplamasına vesile olsun.

Şimşek Kraliçe ile vedalaşmalı

DEVLET Bakanı Mehmet Şimşek, daha önce çifte vatandaşlık hakkından yararlanarak İngiliz vatandaşlığına geçmiş olmasını "İşlerim nedeniyle çok seyahat ediyordum, vize almak sorun oluyordu, onun için İngiliz vatandaşlığına geçtim" diye açıklıyor.

Açıklamasından anlaşıldığına göre, Şimşek’in hukuki durumunda bir pürüz de yok.

Normal bir süreç işlemiş, gerekli izinler alınmış ve Şimşek İngiliz vatandaşı olarak "Kraliçe’ye bağlılık yemini" etmiş.

Ancak Mehmet Şimşek şu anda Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin bir bakanı!

Hukuki durumunda bir problem olmasa dahi etik olan tutum, İngiliz vatandaşlığından ayrılması olmalı.

Çünkü öyle bir gelişme ortaya çıkabilir ki Şimşek, ettiği yemin ile görevi arasında sıkışıp kalabilir.

Yeminini çiğneyen bir bakan da makbul sayılmaz. Hatta böyle olabileceğini hiç aklıma getirmemekle birlikte yeminini çiğnemezse daha da kötü!

Bu nedenle en doğru tutum, Şimşek’in İngiliz vatandaşlığından ayrılma başvurusu yapması ve İngiliz pasaportunu iade etmesidir.

Nasıl olsa artık elindeki kırmızı pasaport sayesinde vize sorunu da hiç olmayacak.
Yazarın Tüm Yazıları