Biyo-hackerlar: Vücuduna çip taktıran, göğsündeki pusulayla yön bulan insanlar

Güncelleme Tarihi:

Biyo-hackerlar: Vücuduna çip taktıran, göğsündeki pusulayla yön bulan insanlar
Oluşturulma Tarihi: Aralık 07, 2018 07:53

Dünyada hem bedenlerinin hem de beyinlerinin daha iyi çalıştığını öne sürerek, vücutlarına çip, mıknatıs özelliği olan metal parça ve implant gibi çeşitli donanımlar taktıran insanlar var. Bu nispeten yeni akıma "biyo-hacking", bunu yapan kişilere de "biyo-hacker" adı veriliyor.

Haberin Devamı

BBC'de yayınlanan Victoria Derbyshire programı, vücutlarına çeşitli donanımlar takan, çok sert rejimler uygulayan ve DNA'larını değiştirmeye çalışan biyo-hackerlarla ilgili bir haber dosyası yayımladı.

38 yaşındaki Liviu Babitz de BBC'ye öyküsünü anlatan biyo-hackerlardan biri.

Babitz, şu anda beş tane olarak kabul edilen duyulara yenilerini eklemek istiyor. Bunların başında da insanların da kuşlarla aynı navigasyon özelliklerine sahip olmasını sağlamak geliyor.

Elinizi Babitz'in göğsüne koyarsanız, yüzü her defasında kuzeye döndüğünde elinizin altında bir titreşim hissediyorsunuz.

Bunun nedeni Babitz'in göğsüne taktırdığı ve "Kuzey Duyusu" adını verdiği elektronik bir parça. Bu parçanın içinde pusula çipi ve Bluetooth bağlantı özelliği yer alıyor. Piercing gibi, iki titanyum çubukla birlikte deriye tutuşturulmuş.

Haberin Devamı

Bu parçanın tasarımı, Babitz'in CEO'su olduğu Cyborgnest adlı bir şirkete ait. Babitz, bu cihazın tamamen insan vücudunun içine takılabilen bir navigasyon sisteminin geliştirilmesinin ilk adımı olduğunu söylüyor.

Amacını "ekran nesli" olarak tanımladığı alışkanlığı tarihe karıştırmak olarak tanımlıyor:

"Sokakta elinizdeki telefona bakarak yürüyorsunuz. Bir yere gitmek istiyorsunuz ama oraya ulaşana kadar tüm yol boyunca elinizdeki ekrana baktığınız için etrafınızda olan biteni fark etmiyorsunuz bile.

"Telefona ihtiyacınız olmadığını, dünyayı bir kuş gibi dolaşabileceğinizi hayal edin. Her zaman tam olarak nerede olduğunuzu biliyor olacaksınız. Görme engelliler yönlerini rahatça bulabiliyor."

'Biyolojik açıdan akışkan'

Babitz'in geliştirdiği cihaz ilk bakışta oldukça sıra dışı dursa da ABD'nin Utah eyaletinde yaşayan 40 yaşındaki marangoz Rich Lee'nin icadının yanında oldukça masum kalıyor.

Lee, vücudunda aşırı düzeyde değişiklikler yapan bir biyo-hacker.

Parmaklarında derisinin altında mıknatıslar ve iki adet Yakın Alan İletişimi (NFC) çipi bulunuyor. Bunların tanımlanmış web siteleriyle bağlantı kurmak veya araba kapısı açmak gibi bir dizi işlevi var.

Alnında biyolojik sıcaklık ölçen bir çip var. Genellikle ev hayvanlarında kullanılan bu çiple vücut sıcaklığını sürekli olarak takip ediyor.

Haberin Devamı

Ayrıca kulaklarının içinde de kulaklık implantları bulunuyor.

Lee ayrıca, "Crispr" adı verilen ve en tehlikeli ve en tartışmalı biyo-hacking yöntemleri arasında yer alan bir uygulamayı da deniyor. Bu yöntem, normalde bilim insanları tarafından gen yapısı değiştirilmek için kullanılıyor.

Bilim insanları bu uygulamanın tehlikeleri ve sınırları üzerinde çalışmalarını sürdürürken, Lee ise bunu evde denemeye devam ediyor ve bir yandan da bir şeylerin yolunda gitmemesi halinde ölebileceği gerçeğini de kabul ediyor:

"Genetik mühendisliği konusunda tüm bu bilgi birikimine sahibiz. Aynı bir dövme yaptırır gibi, genlerimizi değiştirebilme veya genetiğimizin değiştirilmesine izin verilmesi düşüncesini destekliyorum.

Haberin Devamı

"İnsanların doğuştan gelen özelliklerini değiştirebildikleri, biyolojik açıdan akışkan bir toplumda yaşamak istiyorum."

Evde biyo-hacking tekniklerini uygulamak zaman zaman kötü sonuçlar da doğurabiliyor.

Görüşmemiz sırasında Lee, pantolonunun paçalarını yukarı sıyırıyor ve bacağındaki derin yara izlerini gösteriyor. Bunlar, Lee'nin kaval kemiğinin üzerine tekmelik yerleştirme girişiminden kalma. Ancak bacakları aşırı derecede şişince ağrı kesici almadan, kerpeten kullanarak bu aparatları çıkarmak zorunda kalmış.

'Sağlık için kestirme yollar'

Gelecekle ilgili çalışmalar ve etkinlikler düzenleyen Virtual Futures oluşumunun Direktörü Luke Robert Mason, biyo-hacking konusuna büyük bir ilgi bulunduğunu ancak "geniş kitlelere yayılacak biçimlerde insan vücudunu değiştirmenin çok uzağında" olunduğunu söylüyor:

Haberin Devamı

"Tüm bu gördüklerimiz, bir grup cesur öncünün attığı ilk adımlar. Bugünkü gerçeklik, kamuoyuna anlatıldığından çok daha deneysel (acı verici).

"İnsanların kendileri üzerinde yaptığı deneylerden çok fazla ders alınabilir. Hatta, giyilebilir ve sağlık teknolojilerinde ilerleme kaydedilmesinde biyo-hackerların katkısı olduğunu söyleyenlerin sayısı giderek artıyor."

Deneysel olmakla birlikte daha az radikal yöntemler deneyen biyo-hackerlar da var.

Berlin'de yaşayan Amerikalı bir etkinlik organizatörü, 33 yaşındaki Corina Ingram-Noehr, fiziksel formunu olabilecek en üst düzeyde tutabilmek için teknoloji, rejim ve 20'den fazla vitamin içeren günlük bir kür uyguluyor.

Haberin Devamı

Ingram-Noehr'ın dolabı bir eczaneninkine benziyor. Ayrıca, yaptığı egzersizleri daha verimli kılmak için her saniyede 30 ile 50 kere titreşim veren bir Power Plate kullanıyor. Ve titreşim sırasında cildinde kolajen birikimi sağlamak adına kızılötesi ışınlardan faydalanıyor.

Dahası dondurucu soğuklarda Berlin sokaklarında şortla geziyor. Bunun dondurularak yapılan bir tedavi biçimi olan kriyoterapinin ucuz bir biyo-hack versiyonu olduğunu söylüyor ve bu halinin yolda karşılaştığı polisler tarafından oldukça komik bulunduğunu da kabul ediyor.

Ingram-Noehr'ın biyo-hackingle tanışması konuşmakta sıkıntı yaşamasına neden olan bir beyin sarsıntısı geçirdikten sonra olmuş.

O dönem patronu, orta zincir trigliseritler (MCT) yağını denemesini tavsiye etmiş ve bu tavsiyeyi tuttuktan sonra kendisini gözle görülür derecede iyi hissetmeye başlamış:

"Bir anda tüm baraj kapakları açılmış gibi hissettim ve kendime 'eğer bu ufacık şey bile bu kadar fark yaratıyorsa, başka neler yapabilirim' diye sordum.

"Biyo-hacking benim için kendi biyolojik yapımın kontrolünü yeniden ele almam anlamına geliyor. Olmak istediğiniz yere kestirmeden gitmek, sağlığınız için kestirme yollara başvurmak gibi. En azından ben öyle düşünüyorum."

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!