Şimdi blog zamanı

Güncelleme Tarihi:

Şimdi blog zamanı
Oluşturulma Tarihi: Ocak 12, 2009 14:36

Son yılların yükselen trendi blog yani kişisel günlükler popülerliğini iyice artırdı.

Haberin Devamı

Çocukluğumuzda pek de sağlam olmayan kilitlerle sakladığımız o gün yaşadıklarımızı ve duygularımızı anlattığımız günlüklerimiz vardı. Bu günlerde sıkıntılarımızı, sevinçlerimizi, aşklarımızı ve nefretlerimizi anlatırdık. Zaman zaman anne babamızın eline de geçen bu günlüklür bizim için utandırıcı bir delil de olabilirdi.

Üniversite yıllarımda ben de günlük tutmuştum. Tabi her gün yazamıyordum ama haftada 3-5 kez bir şeyler yazdığım oluyordu. Bazen o günlükleri alıp okuyorum ve yazdıklarıma gülüyorum. Ama o dönemde içinde bulunduğum ruh halini yansıtmaları anlamında önemli bir delil bu günlükler.

Köprünün altından çok sular aktı ve artık günlükler de dijital ortama taşındı. Artık blog adı verilen sitelerde insanlar günlüklerini paylaşıyor. Bunların büyük bir çoğunluğu kişisel bilgilerden oluşsa da teknoloji, hayat, çocuk bakımı, yemek, din ya da aklınıza gelmeyecek yüzlerce konuda blog bulmak mümkün. Üstelik geliyen Türkçe içerikle kendi dilinizde bloglardan bahsediyorum.

Kişisel olarak çok fazla blog takip ettiğimi söylemem mümkün değil. Birkaç teknoloji yazarının bloğu dışında çok fazla günlük okumam. Ancak ailemize Nisan ayında katılan sevgili kızım Ayşe Nil sayesinde eşim blog uzmanı oldu. Kitaplardan ve doktorumuzdan aldığımız tavsiyelerin eksik ya da yetersiz kaldığı durumlarda bloglar imdadımıza yetişiyor. Tabi burada hemen bir uyarı yapayım: Tıbbi ya da sağlıkla ilgili fikirler için başvurmuyor eşim bloglara. Ağırlıklı olarak çocuk yetiştirme ve pratik fikirlerle ilgili bilgiler alıyor. İnternet güzel bir ortam ancak doğru olmayan bir sürü bilgi de bulunuyor. Diğer içeriklerde olduğu gibi günlükler için de bu uyarıyı yapayım.

Eşim sayesinde ben de birçok pratik bilgi öğrendim. Bunların bir kısmı hayatımızı kolaylaştıracak şeyler. İnsanlar deneyimlerini paylaştıkları için genelde doğru ve tecrübe edilmiş bilgilerden bahsediyorum.

Blogların bir diğer güzel yönü ise insanların yorum yapabiliyor olması. Bu sayede daha detaylı fikir ve düşüncelere ulaşmak da mümkün. Ayrıca yazdığınız yazıya insanların tepkisini de görüyorsunuz.

Blog sahibi olmak ise tek kelime İngilizce bilmeden de yapılabilecek bir şey. Popüler bir site olan Blogger'a (www.blogger.com) girmek ve Türkçe olan arayüzde blog açmak saniyelik iş. Zaten birçok blogger da böyle yapıyor. İşi büyütenlerse isim satın alarak olarak WordPress tabanlı yazılım kurarak devam ediyorlar çalışmalarına. Başlangıç için Blogger'ı kullanmak en mantıklısı. İşler büyürse kendi isminizi satın alıp özel bir alana geçebilirsiniz.

Hayatla ilgili düşüncelerimizi paylaşmak güzel. Bunlar çok özele kaçmadığı sürece sorun da yok. Ancak olayı abartıp özel konuları girmemenizi tavsiye ederim. Sonuçta internette her türlü insan olduğu gibi kötü niyetli kişiler de bulunuyor. Olur olmaz bilgilerinizi internette paylaşırsanız sonucunda hoş olmayan şeyler de olabilir. Bu konuda dikkatli olmanızı tavsiye ediyorum.

Ben de kişisel olarak 2 yıldır blog sahibiyim. Çalışmalarımı da ozgurcetin.com.tr adresinde değerlendiriyorum. Merak edenler benim bloğumu da ziyaret edebilirler.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!