Teke Tek

Fatih ALTAYLI

Puma'lar nasıl alındı?

Neredeyse Başbakan'ın yaşamına mal olacak kadar ‘‘dandik’’ Puma helikopterlerin Türk ordusuna ve Türk polisine nasıl alındığını sorunca yanıt, Güneydoğu'da uzun yıllar görev yapmış, çok sevdiğim, gerçek bir kahramandan geldi.

PKK'nın gemi azıya aldığı yıllarda bölgeye yaptığımız ziyaretlerden tanıyorduk bu yüksek rütbeli subayı.

Yazınca aradı ve Puma'ların hikâyesini anlattı.

Yıl 1987... OHAL Valis Hayri Kozakçıoğlu, Bölge Asayiş Komutanı sonradan teröristlerce öldürülen Hulusi Sayın.

Puma'lar ilk kez bu dönemde Güneydoğu'ya getirilir. Fransızlar bunları satmak istemektedir ve deneme için yollanmıştır helikopterler. O güne kadar UH 1'ler hizmettedir.

UH 1'ler yetersiz kaldığı için de, yeni bir tip helikopter arayışı vardır.

Gelen Puma'lar deneme amaçlı olduğu için de içindeki uçuş personeli Fransız'dır. Ve bu helikopterler sıcak çatışma bölgelerine yollanamamaktadır.

Ancak askerlerin gönlünde Sikorsky'ler vardır. Görünüş itibariyle Puma'ları kimsenin gözü tutmaz.

Ancak Vali Kozakçıoğlu jandarma için bu helikopterleri almak gerektiğini söyler.

İsmail Selen Paşa ise (o da sonradan teröristlerce öldürüldü), Sikorsky alınması konusunda ısrarlıdır.

Vali bastırınca askerler de ‘‘Hele bir inceleyelim’’ derler. Ve Puma'lar kalır.

Tam o günlerde Çukurca'daki Andaç Karakolu kalabalık bir PKK'lı grubu tarafından kuşatılır. Karadan karakola ulaşmak ve yardım göndermek imkânsızdır. Ve karakolda hem mühimmat, hem de gıda sıkıntısı vardır.

Helikopterle yardım gönderilmesi gündeme gelir.

Böylelikle hem Puma'lar, hem de Sikorsky'ler denenecektir.

Bir Puma ve bir Sikorsky'ye 3'er buçuk ton un yüklenir.

Sikorsky kalkar ve gider. Puma kalkmaya çalışır. Zorla havalanır. Havada biraz tepindikten sonra motorlardan biri yanar ve düşercesine inmek zorunda kalır.

Askerler Puma'nın ne mal olduğunu anlamışlardır. Bunun üzerine OHAL yasasının verdiği yetkiyi kullanan Kozakçıoğlu, askerlerin istediği Sikorsky'leri, hem de piyasa fiyatının 3 milyon dolar altına alır.

Beni arayan üst rütbeli komutan şöyle dedi:

‘‘Fakat sonradan ne oldu bilmiyorum. Bu Puma'lar da bir şekilde alındı. Biz onların beş para etmediğini o günden beri biliriz!’’

Eylem öyle olmaz!

Televizyon programına gitmek üzere dün öğle saatlarinde yoldaydım.

TEM'i Okmeydanı'na bağlayan yolda inanılmaz bir tıkanıklık.

Adım adım ilerliyoruz. İlerde yol açık görünüyor ama, tıkanık noktayı bir türlü aşamıyoruz.

Sonra tıkanıklığın nedenini gördüm.

5-6 kamyonet yolu bloke etmişler, saatte 5 kilometre hızla ilerliyorlar. Binlerce otomobil de onların arkasında bekleşiyor.

Ne olduğunu anlamadım. Ama çok sinirlendim.

Bu arada arkamda hastaneye yetişmeye çalışan bir otomobil bas bas bağırıyor.

Neyse, sonunda bir yol bulup kamyonetlerin önüne geçtim. Ve durdum. Başladım bağırıp çağırmaya.

Önce üzerime yürüyen kamyonet şöforleri sonra anlattılar. Eylem yapıyorlarmış.

İstanbul'da kamyonetlere getirilen şehir içine girme kısıtlamasına karşı eylem.

Öğrenince sinirim geçti.

Bu kez de başka şeye sinirlendim.

İstanbul'da binlerce kamyonet var. Eylem yapan 5-6.

Nerede diğerleri?

Üstelik de niye o yol. Polis bile yoktu yolda. Ben ve olayı görüntüleyen bir iki kamera olmasa ruhlar duymayacak.

Eylem öyle olmaz.

Yarın binlerce kamyonet toplanın. Gidin valiliğin karşına, kapatın kontakları.

Anladınız mı?

Ölmedik daha

Güzel bir faks var önümde. Yani anlatılanlar güzel.

Bir grup vatandaş, Adıyaman'da bir köy ilkokulu için yardım toplarlar. Kitap, defter, kalem... Her türlü okul gereci.

Toplamı 100 kilo civarında.

Ve bunları alır, Adıyaman'a sefer yapan Gülaras otobüs firmasına götürürler, kargo olarak teslim ederler. Kolilerdeki malzemenin önemli olduğunu anlatıp, dikkatli olunmasını rica ederler.

Daha sonra da taşıma ücreti ödemek isterler.

Otobüs firmasının yetkilisi ‘‘Allah sizden razı olsun. Siz böyle bir şey yaparken, sizden para mı isteyeceğiz. Bu da bizim katkımız olsun’’ der.

Okurum bu güzelliği benimle paylaşmak istemiş.

Ben sizinle...

NE ZAMAN ADAM OLURUZ

Mütevazılıkla popülizm karıştırılmadığı zaman...