Teke tek

Fatih ALTAYLI
Haberin Devamı

Üç ayda 4.5 milyar dolar

Son haftalarda gazete manşetlerine baktığım zaman, kendi kendime ‘‘Yeni hükümetle ilgili acaba fazla mı iyimseriz?’’ diye düşündüğüm oluyor...

İzlenen politikalara çok mu erken prim verdik diye kaygılanıyorum bazen...

Ancak anladığım kadarıyla bu primi veren, kaygıları azalan yalnızca biz değiliz.

Geçen gün bankacı bir dostumla karşılaştığımda, bu kaygımı ilettim.

Ve ekonomi politikaları hakkında fikrini almak istedim.

Yanıtı şöyle oldu:

‘‘Ne benim, ne de senin fikrin şu an için önemli. Biz yılların verdiği tecrübeyle fazlaca karamsar düşünüp, kafamızda fazlaca soru işareti biriktiyoruz. Kendi ülkemiz olduğu için olumlu veya olumsuz duygusal yaklaşıyoruz. Ben olaya başka bir ölçekle bakmak gerektiğini düşünüyorum...’’

Ve devam etti:

‘‘Refahyol döneminde, Türkiye'den inanılmaz bir yabancı sermaye kaçışı oldu. Bunun miktarı 2.5 milyar dolardan aşağı değildi. Bu da borsayı ve para piyasalarını olumsuz etkiledi. Şimdiki durum ise tam tersi... Bak, temmuz ayı başından bu yana bizim gözlemlediğimiz kadarıyla kaçan para geri geldiği gibi, onun üzerine de çıkıldı.

Temmuz başından bu yana Türkiye'ye giren para 4.5 milyar doları aştı. Bu iyimserliktir. Daha doğrusu bu iyiye işarettir. Bu güveni gösterir...’’

Anlaşılan o ki, yalnız biz değil, pek çok kişi Türkiye'ye güvenmek istiyor.

Ve Türkiye'nin attığı en küçük adımlar bile olumlu yankılar uyandırıyor...

Herhalde bütün dünya, Refahyol dönemini Bektaşi şarabına benzetiyor...

‘‘Ondan kötüsü nasıl olsa olmaz’’ diyerek güven tazeliyor...

Fazla kibar bir ilan

ÇOK kibar adam şu Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Hasan Subaşı... Fazla kibar...

Antalya'daki cam piramidin açılmasından sonra yerel gazetelere ilan vermiş...

İlanında DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'e ve RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan'a da teşekkür etmeyi ihmal etmemiş...

Oysa bu isimler ilanda fuzuli işgalden başka bir şey değiller.

O cam piramidin yapılmasını köstekleyen, beş para vermeyerek Antalya halkını ve belediye başkanını ele güne muhtaç eden, dilendiren bu ikisi ve başında olduğu hükümet değil miydi?

Yazık olmuş Sevgili Hasan Subaşı...

O ilana bu iki ismi koymak, o ilandaki diğer isimlere hakaret olmuş...

Yeni bir dönem mi başlıyor?

MERAKLA beklediğim bir şey var.

Mehmet Barlas'ın bir gazetede iş bulup bulamayacağı...

Bulursa mesele yok...

Bulamazsa, umut var demektir.

Türk basınının geleceğinden umut var.

Mehmet Barlas, yıllarca Türk basınında yanar dönerliğin, iktidar yalakalığının sembolü oldu. İş takipçisi gazeteci denilince akla hep onun adı geldi...

Ve bu adam, hiç işsiz kalmadı Türk basınında.

Bir gün önce sövdüğü yerde, ertesi gün işe başladı.

Hep el üstünde tutuldu. Hep yazar olarak hak etmediği paralar kazandı.

Pek çok onurlu gazeteci boş gezerken, o makbul adam oldu.

Şimdi işsiz kalması ilginç...

Anlaşılan Babıali'de yeni bir dönem başlıyor... Hatta başladı.

Yalaklığın, iş takipçiliğinin para etmediği bir dönem...

Bundan sonrası daha da güzel olacak herhalde...

Bundan böyle gazetecilik para edecek.

Halka yakın, halkın sesi olmanın daha geçer akçe olduğu bir dönem başlayacak inşallah.

Refahyol'un inanamayacağınız bir biçimde üstüne gittiği basın patronları, iktidarın kelle isteklerine kulaklarını tıkayan basın patronları, artık yalnızca gerçek gazeteciler istiyorlar anlaşılan...

Hadi hayırlısı...

NE ZAMAN ADAM OLURUZ

Hak edenle hak etmeyeni aynı kefeye koymadığımız zaman...

Yazarın Tüm Yazıları