Teke Tek

Fatih ALTAYLI

Yalnız Doğu mu geri kalan?

Hürriyet'in manşetinde dün yer alan haberi üzüntüyle okudum...

Sağlık personelini Doğu'ya gitmeye ikna edebilmek için dehşetli maaşlar verilecekmiş...

Üzüntümün sebebi karar değil...

Oturup Güneydoğu sorunuyla ilgili ahkâm kesmeye bayılan bizlerin, iş bölgeye gidip, hizmet etmeye gelince nasıl da ikiyüzlüleştiğimizin itirafıydı beni üzen...

Uygulamada da bir hata vardı elbet... Yine işe tersinden başlıyorduk...

Bölgede yapılacak bir ekonomik atılım, bölge halkının ekonomik düzeyinde meydana gelebilecek bir iyileşme, yalnız sağlık değil, pek çok alanda yetişmiş kişilerin bölgeye gitmesini zaten sağlayacaktı.

Karar taşıma suyla değirmen döndürmeye çalışmanın yeni bir yönteminden başka bir şey değildi...

Üstelik de durum tersine bir ayırımcılığı göstermiyor muydu?

Doğu ve Güneydoğu'ya ‘‘Rüşvet’’ sayılabilecek önlemlerle yetişmiş personel göndermek iyiydi de, ya Türkiye'nin diğer geri kalmış bölgeleri...

Onların başı kel miydi?

Yoksa terör olmayan bir bölgede yaşamak mıydı günahları?

Yozgat'ın, Çorum'un, Orta Anadolu'nun en az Doğu kadar geri bırakılmış yerlerinde yaşayan vatandaşların günahı neydi?

O kadar çok soru vardı ki soracak!

Ve o kadar azdı ki, bu soruları yanatlayacak insan sayısı...

Federasyonu mahkemeye verin...

Türk futbolunun en üst yargı organı Tahkim Kurulu yaklaşık 10 gün önce maç naklen yayınları ile ilgili kararını açıkladı.

Fenerbahçe hiç bir zaman havuz sistemine dahil olmadığı için ve havuzdan hiçbir şekilde para almadığı için maçlarını dilediği kanaldan yayanlatabilir...

Beşiktaş ise sezon başında havuzdan para almış olduğu için, sözleşme süresi bitinceye kadar maçlarını Cine 5 dışında bir kanaldan yayınlatamaz...

Doğru veya yanlış... Haklı veya haksız... Ortada hukuki bir karar var...

Ancak her ne hikmetse, ali kıran baş kesen pozisyonundaki Futbol Federasyonu bu kararın gereğini uygulamamakta ısrarlı...

Şu anda Fenerbahçe maçlarının yayın hakkını elinde bulunduran ATV'ye gerekli izni vermiyor...

Hukuki bir karar, idare eliyle geciktiriliyor...

Böyle olunca da milyonlarca Fenerbahçe taraftarı maçlarını televizyondan izleyemiyor...

Diğer taraftan da, bu maçların yayın hakkı için Fenerbahçe'ye milyonlarca dolar ödeyen BİMAŞ, her maçta yüzbinlerce dolar zarara uğruyor...

Her maç naklen yayınının yaklaşık 300 bin dolarlık reklam getirdiği hesaplanırsa bu işten uğranılan kaybın büyüklüğü de ortaya çıkıyor...

Bu işten kaybeden yalnızca BİMAŞ da olmuyor elbette.

Bu reklamlardan yüzde 5 alan RTÜK ve bir başka yüzde 5'in gittiği 8 yıllık kesintisiz eğitim fonu da her maçta 30 bin dolar kayba uğruyorlar...

Federasyon son derece keyfi bir uygulama içinde hak gaspediyor...

Benim anlamadığım, BİMAŞ neden uğradığı zarar ziyanın tazmini için Futbol Federasyonu'nu mahkemeye vermiyor?

Bu kafadaki bir Federasyonla anlaşmak için bekliyorsa, daha çok bekler!

NE ZAMAN ADAM OLURUZ

Gazetecilik sınıf atlama arzularına alet edilmediği zaman...