Teke Tek

Fatih ALTAYLI
Haberin Devamı

Davaya baş koyan üç adam...

Bizim memlekette sistem olmadığı için her şey insanlara bağlıdır.

Meclis'in son bir yıllık icraatına baktığımız zaman da bunu görüyoruz.

Bugünkü Meclis, iki yılı aşkın bir süreyi boşa geçirmiş olmasına rağmen, son bir yılda inanılmaz ataklar yaptı.

Ve bu ataklara baktığımız zaman yine işe kelle koltuk girmiş kişileri görüyoruz, sistemleri değil. Bu Meclis'in ilk büyük işi Milli Eğitim Reformu oldu.

Seçkin Türesay'la bunu konuşurken şöyle demişti:

‘‘1964 yılında gazeteciliğe başladığımda Milli Eğitim Şûrası vardı ve 8 yıllık eğitimi tartışıyorlardı.’’

34 yıl sonra Hikmet Uluğbay diye bir Milli Eğitim Bakanı çıktı, tam anlamıyla kellesini koydu ve 8 yıllık eğitime geçildi.

Ben bildim bileli meyve sebze hallerini düzene koymaktan bahsedilirdi. Ama üreticin oyunu kaybetmeyelim, nakliyeciyi gücendirmeyelim, satıcıyı kızdırmayalım diye yıllarca kimse Hal Yasası'nı çıkarmaya yanaşmadı.

Yalım Erez diye bir Sanayi ve Ticaret Bakanı çıktı, milletvekilleriyle tek tek kulis yaparak yasayı çıkarttı. Hatta bu arada bir de saat kazandı.

Son olarak da Vergi Reformu yapıldı.

Maliye Bakanı Zekeriya Temizel'e aylar önce sormuştum, ‘‘Niye siyasete girdiniz?’’ diye.

‘‘Yıllarca bürokrat olarak vergi sistemindeki yanlışlar konusunda uyarılarda bulundum. Kimse dinlemedi. Siyasete girmemin tek nedeni, vergi reformunu Meclis'ten geçirmek, Türkiye'yi çağdaş bir vergi sistemine kavuşturmaktır’’ yanıtını vermişti.

O da bu yasayı çıkartabilmek için insanüstü bir gayretle çalıştı ve sonunda vergi reformu da yapıldı.

Üstelik kıyamet de kopmadı.

Üç insan, üç önemli işi başardılar.

Meclis'teki 550 kişinin hepsi böyle yapsa, bir yasama döneminde Türkiye'nin sorunları biter.

Vergisini veren yine keriz

DEVLET dediğin, vatandaşını enayi yerine koymaz.

Ama bizim devlet koyar.

Yeni Vergi Yasası, emlak vergisi oranlarını binde 4'ten binde 1'e düşürdü.

Dürüst vatandaş yine zararda.

Yani evinin vergisini daha önce, gerçek değeri üzerinden yatıranların kaybı binde üç.

Gerçek değerinden düşük yatırdıysanız, yani devleti keriz yerine koyduysanız sorun yok.

Ama gerçek değerden gösterdiyseniz zarardasınız.

Binde üçünüz gitti gider.

Geri ödeme, gelecek yılın vergisinden mahsup etme gibi bir şey de söz konusu değil.

Ne garip değil mi?

Kurallara uyan, uzatma beklemeyen, devletine yalan söylemeyip gerçek beyanda bulunan zararda.

Gerisi kârda...

Umarım Maliye Bakanı bu yanlışa bir dur der.

Turizme belediye darbesi

BU yılı kötü geçiren turizmcilere İstanbul Büyükşehir Belediyesi de acımıyor.

Ve otellere su faturalarında ciddi bir kazık atıyor.

İSKİ, otellerden kullanmadıkları suyun parasını da tahsil ediyor.

Otellerden hiçbir nedeni olmaksızın ‘‘ek metreküp’’ adı altında ekstradan para alıyor.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi bunu yaparken, Turizm Bakanlığı'nın düzenlediği turizm değerlendirme toplantısında alınan kararlardan birinde, ‘‘Otellerin işletme giderlerinin azaltılması amacıyla, elektrik, su ve atıksu fiyatları yüzde 50 indirimli uygulanmalı’’ deniliyor.

Otelciler ise ‘‘Geçtik yüzde 50 indirimden, kullanmadığımız suyun parasını almasınlar yeter’’ noktasına gelmişler...

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Yapanla yapmayanı bir tutmadığımız zaman.













Yazarın Tüm Yazıları