Teke Tek

Fatih ALTAYLI
Haberin Devamı

Ford fabrikasının arazisi

Koç Grubu'na bağlı Ford Otosan tamamen ihracata yönelik van tipi araçları üreteceği bir fabrika kuruyor.

Bu fabrika ile ilgili tartışmalar var.

Çünkü Ford Otosan, bu fabrika için Seka'nın İzmit'teki korusunu, daha doğrusu ağaçlık arazisini aldı.

Bununla ilgili tepkiler zaman zaman gazetelere yansıdı.

Geçenlerde Koç Ailesi'nden Sevgi Gönül'le karşılaştım. Ve hemen bu konuyu sordum:

‘‘Ford fabrikası için neden ağaçlık bir araziyi tercih ettiniz?’’ Çünkü aynı araziye Kocaeli Üniversitesi de talipti.

Sevgi Hanım, arazinin aslında bataklık olduğunu, fabrika yapmaya zemin olarak uygun olmadığını, ama tamamen ihracata yönelik bir fabrika kuracakları için limana ihtiyaçları olduğunu ve deniz kenarı olduğu için orayı tercih ettiklerini söyledi.

Ve, ‘‘Araziyi aldık. Eleştiriler var. Şunu söyleyeyim ki, bu fabrika en yüksek teknolojiyle yapılacak. Gölcük fabrikamız tamamen çevre dostu olacak. Gerek yakın çevresine, gerekse deniz kirliliğine en ufak bir menfi etki yapmayacak...’’ dedi.

Ayrıca arazi alınırken, Kocaeli Üniversitesi, Milli Eğitim Bakanlığı ve Gölcük Belediyesi ile de anlaşmalar yapılmış.

Buna göre Koç Grubu, bu arazi karşılığında fabrika içinde bir Meslek Yüksek Okulu inşa edecek ve bu yüksek okul Kocaeli Üniversitesi'nin bir bölümü olacak.

Kocaeli Üniversitesi Arslanbey Kampusu içinde bir toplantı salonu ve sosyal tesis Koç Grubu tarafından inşa edilecek. İhsaniye Meslek Yüksekokulu'nun eksik inşaatı tamamlanacak ve eğitime hazır hale getirilip açılması Koç Grubu tarafından sağlanacak... Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi inşaatının bir bölümü Koç Grubu tarafından yapılacak.

Gölcük Anadolu Lisesi inşa edilecek ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın emrine tahsis edilecek.

Deniz kenarında park ve dinlenme tesisleri ile kapalı spor salonu yapılacak.

Bütün bu işler fabrikanın yapım süresi içinde bitirilecek ve fabrikayla birlikte açılışa hazır olacak.

Bu anlaşma bana hiç fena gelmedi.

Yangın söndürme uçağında şaibe

ORMAN Bakanı Ersin Taranoğlu'nun ‘‘Yangın söndürme uçağı için mayıs ayında ihale açtık katılan olmadı’’ sözlerine yalanlama Hürriyet yazarı Yalçın Bayer'den geldi.

Şişli Belediyesi'ndeki rezalet başta olmak üzere pek çok olayı gün ışığına çıkaran araştırmacı gazeteci Yalçın Bayer, Bakan'ın sözünü ettiği ihalenin iptal edildiğini, Bakan'ın söylediği gibi katılım olmamasının mevzu bahis olmadığını anlattı.

Yalçın Bayer ihale öncesi, ihalenin bağlandığı yolunda duyumlar alıp, bunu köşesine yansıtmıştı. Bayer'in konunun üzerine ısrarla gitmesi sonucu bizzat Bakan Taranoğlu'nun emriyle ihale iptal edilmiş. Ve dolayısıyla da iptal edilen ihaleye katılmak söz konusu olmamış.

Bakan'ın kamuoyu baskısı üzerine yangın söndürme uçağı kiralanacağını açıklaması Bayer'i yeniden harekete geçirdi.

Ve geçmişte, yakın takibe alarak fesat karıştırıldığını yazdığı ihaleyi, şimdi yine takibe aldı.

Bir üçkâğıt planlayan varsa, dikkatine...

Fizikom'da hasta hakkı

SAĞLIK Bakanlığı, hasta hakları yasası üzerinde çalışıyormuş.

Sayın Bakan'ın dikkatine bir hasta hakkı hikâyesi...

Çocuk felci nedeniyle yaşamını protez yürüme gereçleriyle sürdüren, hali vakti yerinde bir okurum, kiloları yürümesini zorlaştırınca tedavi için 29 haziran günü Fizikom Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi'ne gider..

Merkezin sahibi ve yöneticisi Doç. Dr. Meral Kozakçıoğlu, okurumu muayene eder ve kendisine lenf drenajı yapacağını, bu nedenle her seansta göbekten beş altı iğne yapacağını söyler.

Okurum yüksek tansiyon hastası olduğunu, bu nedenle kendisine uygulanacak tedavinin içeriğiyle ilgili olarak doktoruna bilgi vermesi gerektiğini söyleyerek, Doç. Kozakçıoğlu'ndan yapılacak iğnelerin içeriğiyle ilgili bilgi ister.

Bu istek Doç. Kozakçıoğlu'nu kızdırır, ‘‘Etraf casus dolu. Kendi bulduğum sistemlerin başkasının eline geçmesine izin vermem’’ der.

Okurum ısrar edince de odayı terk eder. Bunun üzerine hasta okurum da muayenehaneden çıkmak ister ama ne mümkün.

Eşini ve kendisini bir odaya kilitlerler. Çünkü benim okur, muayene ücretini ödemek taraflısı değildir. Ne bir tetkik yapılmış, ne de yüksek tansiyonu olduğunu söylediği halde tansiyonu ölçülmüştür.

Odaya kilitlenir ve parayı ödemezse salınmayacağı söylenir.

Sonunda pes eden okurum parayı öder ve iki güvenlik görevlisi eşliğinde otoparka kadar götürülüp yollanır.

Türkiye'de hasta hakkı budur işte.

Hem de bir doçentin anlayışıyla.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Hukukun olmadığı yerde haktan söz etmenin anlamsız olduğunu gördüğümüz zaman.













Yazarın Tüm Yazıları