Tayyip Bey'in ‘‘demir ağlar’’ takıntısı

CUMHURİYET coşkusunu gönüllerde dillendiren, güftesi ve bestesiyle muhteşem bir marşımız var. Onuncu Yıl Marşı.

Söz Behçet Kemal Çağlar ve Faruk Nafiz Çamlıbel, beste Cemal Reşit Rey.

‘‘Çıktık açık alınla on yılda her savaştan/ On yılda onbeş milyon genç yarattık her yaştan/ Başta bütün dünyanın saydığı Başkumandan/ Demir ağlarla ördük anayurdu dört baştan.

Türk'üz, Cumhuriyet'in göğsümüz tunç siperi/ Türk'e durmak yaraşmaz, Türk önde, Türk ileri.’’

Marşımız Cumhuriyet'in 10. yıldönümü için hazırlanmıştı. Ancak bugün bile dilimizde, belleğimizde, yüreğimizde. Onu coşkuyla söylüyoruz. Bazıları ise tiksiniyor!

***

Şimdi bir başbakan var! Recep Tayyip Erdoğan. Diline bu marşı dolamış, fırsat bulunca dokunduruyor, küçümsüyor, belki de kendince alay ediyor!

Hedefi doğrudan olmasa bile, dolaylı olarak Atatürk dönemi.

2 Kasım 2002 tarihli Hürriyet'te bir haber var. Beyefendi tam 3 Kasım seçimleri öncesinde Bursa mitinginde nutuk atmış:

‘‘Onuncu Yıl Marşı okumakla Türkiye raylarla donanmıyor. Bu işler lafla olmuyor. Marşı oku, demir ağlarla ör. Neyi ördün yahu, neyi?’’

Beyefendi kafasına demir ağları, dolayısıyla içimizde yaşayan Cumhuriyet coşkusunu takmış. Ancak geçmişi bilmiyor, gerçeklerden haberi yok.

O ‘‘demir ağlar’’ sadece demiryolları değil. O yılların koşullarında sıfırdan başlatılan sanayileşmeyi, kurulan ilk fabrikaları ve bu arada yurdun dört bir yanına götürülmeye çalışılan demiryollarını da kapsıyor.

Alay edecek, küçümsenecek bir yanı var mı?

O devirde ülkede karayolu yok! Ulaşım keçi yollarından kağnılarla, at ve eşek sırtında yapılıyor. Bir yere tren gitmesi, şeker fabrikası, basma fabrikası kurulması önemli olay. Oraya uygarlık gidiyor.

Ama ülkenin geçmişini, yakın tarihini bileceksin ki, bu konuları değerlendirmen mümkün olsun!

***

Beyefendi önceki gün harem selamlık uygulamasıyla düzenlenen Konya mitinginde ahaliye yine aynı doğrultuda sesleniyor:

‘‘Demir ağlarla ördük dediler. Ne ördünüz laftan başka? Ama bak, biz örüyoruz. Öreceğiz inşallah. Daha da devam edeceğiz.’’

Dikkat ediniz, sözleri hep Cumhuriyet coşkusuna, Atatürk dönemine yönelik!

Alay etme, küçümseme, aşağılama girişimini falan da bırakalım bir yana! Varsayalım ki Bay Başbakan ‘‘demir ağlar’’ sözüyle demiryollarından söz etmektedir. O halde sözlerinden yola çıkıp kendisine soralım:

İktidarınız döneminde bir kilometre demiryolu yaptınız mı? Ya da yapmak için herhangi bir girişimde bulundunuz mu?

Hayır!

‘‘Ama bak, biz örüyoruz. Öreceğiz inşallah!’’

Bunlar boş laf mı, dolu laf mı, Allah rızası için söyleyin! Neyi ördünüz, neyi nasıl öreceksiniz?

Örmekten de geçtik, tam tersi geçerli. Kendileri tarafından birkaç ay önce hazırlanan bütçedeki büyük açığı IMF'nin istemi doğrultusunda kapatabilmek için yatırım harcamalarından yüzde 13 oranında kısıntı yapan kendileri değil mi?

O küçümsemeye, alay etmeye kalkıştığı demir ağlar, demiryolları, fabrikalar ve öteki tesisler, Cumhuriyet'in ilk 10 yılı içerisinde kazma kürekle, alın teriyle, ama coşkuyla, yurt sevgisiyle, onurla, yabancıların kucağına asla oturmadan yapılmıştı.

***

Doğu'ya giden hat açılacak, ilk tren geçecek. Bayındırlık Bakanı Ali Çetinkaya'nın bir uygulaması var. Fakir milletin cebinden eksik iş yapılmasın, malzemeden çalınmış olmasın diye trenin ilk geçişinde köprünün altına müteahhit ve mühendisleri koyuyor. Köprü çökerse onlar ölecek. Sıkıysa çalsınlar, eksik malzeme kullanmış olsunlar!

Bu işleri yapan ve yaptıranlar, demiryolunu adım adım, gıdım gıdım ülkemizin pek çok yerine ulaştırmayı başaranlar, bizi bu günlere kanları ve canları pahasına getirenler, aradan yıllar geçip de ülkeyi yöneten siyasetçi takımı tarafından alay konusu yapılacaklarını herhalde düşünmemişlerdi.

Onların hepsinden Recep Tayyip Erdoğan adına özür diliyorum. Nurlar içinde yatsınlar, mezarlarında rahat uyusunlar.

Bilsinler ki bu ülkede bizler de varız. Aslanlar gibi, dimdik ayaktayız.
Yazarın Tüm Yazıları