Tatlıses'le sabah çorbası

İbrahim Tatlıses’in Bodrum’daki izleyici kitlesi İstanbul’dakinden çok farklı.

Vatanına tatile gelen Avrupa’daki Türkler, özellikle de Almancılar çoğunluktaydı önceki gece Club 63’te.

Seyircinin yüzde 80’i ’turistti’.

Gurbetçilerin Türkiye’deki Türkler’den çok farklı karakteristik özellikleri var. Gece 01.00’de sahneye çıkmasına rağmen kadınlar matinesi tadında izliyorlar Tatlıses’i.

Gurbetçi genç kadınlar kötü bir moda takip ediyor, ya abartılı şık durmayan dekolteleri var ya da üzerlerine yakışmayan kıyafetleri...

Japon turistler gibi hepsinin de ellerinde fotoğraf makinesi...

Geçen gece sahnedeki İbo kadar onları da izledim...

KEYİFSİZ BAŞLADI

İbrahim Tatlıses dışında salı gecesi Bodrum’da 500 kişiyi toplayacak kaç sanatçı çıkar acaba?

Ağzına kadar doluydu Club 63.

Tatlıses buna rağmen keyifsizdi...

Bir yakınını kaybetmiş, Ergil abiye üzülmüş, aynı gün peş peşe gelen ölüm haberleriyle tadı kaçmıştı.

İlk yarıyı böyle tamamladı.

İkinci yarıda ise bambaşka bir Tatlıses sahneye çıktı.

Meğer arada, "Bu insanlar eğlenmeye geldi, onlara haksızlık yapma" demiş kuliste kendi kendine.

Peş peşe popüler şarkılarını okumaya başlayınca yıkıldı ortalık.

Kendi kendimize iddiaya girdik, "Daha önce okumadığı öyle bir şarkı isteyelim ki, söyleyip söylememekte tereddüt etsin" dedik. Masadan oy birliğiyle "Lale devri çocukları" çıktı.

"Lale Devri mi" dedi, "Biliyor muyuz arkadaşlar" demesine kalmadan da şarkıya başladı.

Meğer Lale Devri’ni de en iyi Tatlıses söylermiş.

BU MU DİDEM?

İbo ara verip de kulise geçince sahneye oryantal Didem çıktı.

Herkesin anlata anlata bitiremediği Didem bu mu dedim?

Sıradan bir dansçı.

Sahne ışığı yok, figürler ortalama bir dansözdeki kadar.

...diye düşünüyordum ki, ikinci dansına geçti.

Ne kadar yanılmışım!

İnanılmaz bir dansçı bu kız.

Bugüne kadar İbo Show’da göstermediği hünerlerini tek tek sergilemeye başladı.

Vücudunda gram yağ olmamasına rağmen her tarafı aynı anda ayrı ayrı oynuyor.

Ağzımız açık izledik.

Hiç abartmıyorum, bugüne kadar izlediğim en iyi dansöz bu.

Daha Didem sahnedeyken içeriye İbo’ya haber gönderdim, "Bu kızla ilk röportajı ben yapmak istiyorum" diye.

Malum başından beri Didem’i herkesten köşe bucak saklıyor Tatlıses.

Daha ağzından çıkmış tek bir kelime okumadık kızın.

İkinci yarıda yanıtı sahneden verdi Tatlıses; "Didem’in kim olduğunu Cengiz kardeşimden öğreneceksiniz" diye.

500 kişinin önünde röportaj sözü aldığım için bu kadar rahat yazıyorum

SABAH 5’TE ÇORBA

Konser sonrası Tatlıses’le kuliste oradan buradan laflamaya başladık. Club 63’te sahneye Gülşen de çıkıyordu.

Reha Muhtar’la ilişkisinden sonra Gülşen’i kadrodan çıkarmış Tatlıses.

Malum Tatlıses’le Muhtar yıllardır bitmeyen bir tartışmanın içinde...

"Bu ilişki Gülşen’in işlerini olumsuz etkiledi" diyerek açıkladı gerekçesini.

Bu arada çorba faslına geçtik ki, daha önce Tatlıses’le masaya oturmamış biri olarak, İbo’nun yemekle kurduğu o çok konuşulan ilişkisine gözlerimle tanık oldum.

Benim çorbama limonu sıkıyor, rokaları elleriyle hazırlıyor.

Bir de kebap yesek ne olacaktı acaba...

Sabah 8’de özel uçağına atlayıp Konya’ya cenazeye gidecekti, oradan konsere Mersin’e, gece de İstanbul’a...

Kafayı da senfoni orkestrasıyla vereceği konsere takmış. 14’ünde İstanbul’da ikinci kez senfoni orkestrasıyla sahneye çıkacak.

"Bu kez çok daha iyi olacak" dedi.

Air Race

Dün kaleme aldığım "Havadaki cambaz" yazım üzerine Red Bull Türkiye Genel Müdürü Aykut Ferah aradı ve şunları söyledi:

"Dünyada Red Bull Air Race yarışları hep şehrin içinde yapılır. Halen dünyada yapılan 7 yarıştan ikisi karada, 5’i denizin üzerinde ama hepsi şehrin içindedir. İzinler de Cüneyd Zapsu sayesinde alınmamıştır. En büyük desteği Genelkurmay’dan gördük.

Sayın Özdemir’in Kanada’da ovada izlediği muhtemelen başka bir gösteriydi. Çünkü bugüne kadar Red Bull Air Race Kanada’da hiç yapılmadı."

Yarışları önümüzdeki sene yine İstanbul’da şehrin üzerinde yapmayı planlıyorlarmış.
Yazarın Tüm Yazıları