Tarkan’da Shakira havası

‘Cumartesi gecesi İnönü’de Tarkan konserindeydim’ deyince, çoğunluğun sorduğu soru şu: ‘Gerçekten 30 bin kişi var mıydı?’

Yanıt veriyorum: ‘Evet vardı.’

İki yan tribün tıka basa doluydu, bir kale arkası seyrek de olsa doluydu(diğerine zaten sahne kurulmuştu) saha içinin de yarısından biraz fazlası, yine tıka basa doluydu. Bir hesap yaptım: İnönü’de Tarkan konserine yaklaşık 30 bin kişi gelmişti.

Avea Genel Müdürü Cahit Paksoy da konser bittiğinde kulağıma ‘Sayaçlardan tam 36 bin 317 kişi geçmiş’ diye fısıldadı. Ben de üç aşağı beş yukarı aynı hesabı yapmıştım.

İnönü Stadyumu’na akanlar köprü trafiğini tıkadığı için konser yarım saat geç başladı. Kırmızı perde açılır açılmaz Tarkan yeni albümünden İngilizce bir şarkıyla konuya bodoslamadan girdi.

Yaklaşık birbuçuk saat konser boyunca da yeni albümden üç şarkı söyledi. Hepsi İngilizce. Ve hepsi ağır arap ezgileriyle dolu..

Belli ki Tarkan İngilizce albümde tribünlere oynamış.. ’Acaba Shakira’nın tahtına oynayabilir miyim’ diye düşünmüş..

Tahmin yapmak zor. Sadece İngilizcesi’nin biraz kulağı tırmaladığını söyleyebilirim. Umarım doğru tanıtımla Tarkan bu albümden istediğini alır, yerel starlığına son verir..

İnönü Stadyumu’nun deniz yönündeki kalenin arkasına Tarkan için iki katlı çok güzel bir sahne kurulmuştu. Üst katta da orkestra konuşlanmıştı. Tarkan konser boyunca alt kat-üst kat asansörle dolaşıp durdu.

Sahnenin içinde dev bir ekran, dışında da dört ayrı ekran konser boyunca Tarkan’ın şarkıları için yapılan ‘video art’ çalışmalarını yansıttı.. Bu çalışmaların her biri birbirinden güzeldi ve konsere çok bir atmosfer kazandırdı.

Tarkan’a konser boyunca bir akrobasi grubu eşlik etti. Bu grup zaman zaman akrobatik hareketler yaptı. Örneğin bir ara sahnenin iki yanından halatlar indi. Dansçılar bir şarkı boyunca halatlarda artistik hareketler yaptılar.

KENDİ ÜZERİME ALINDIM

Bir ara sahnede danteller içinde bir kadın belirdi ve kıvırmaya başladı. Çok iyi göremedim ama ya Sibel Barış ya da Tanyeli olduğunu sanıyorum. Dansöz kıvırmaya başladığında anladım ki ara olmuş, Tarkan dinleniyor..

Dansöz bitti, konserin ikinci bölümü başladı. Tarkan yine birbirinden kıvrak şarkılarıyla hayranlarını coşturdu. Tarkan’ın kadın hayranlarının kendinden geçtiği bölüm Tarkan’ın su efektleriyle çekilmiş video görüntülerinin yayınlandığı bölümdü.

Bu görüntülere hiçbir kadının dayanabileceğini sanmıyorum. Nasıl çekici, nasıl tahrik edici görüntüler, anlatamam.

Tarkan bu görüntüleri mutlaka albümüyle birlikte vermeli. Ya da televizyon kanallarında sürekli yayınlanmasını sağlamalı.. Bu görüntüler televizyonda yayınlanırsa, var ya Tarkan başka bir ilah olur! Hatta sadece kadınlar arasında değil erkekler arasında da!

Konser bittiğinde ısrarla ‘Tekrar, tekrar’ diye tepinenler karşısında, Tarkan sahne kenarındaki bir ekrandan kafasını uzatıp ‘Geleyim mi, çok mu istiyorsunuz’ esprisi yaptı. Sonra da çıkıp, son şarkısını söyledi. Konser boyunca bıkıp usanmadan dans eden Tarkancılar, son şarkıda da kendilerinden geçip kıvırmaya devam ettiler.

Konser bitti..

Aklıma konserin başında Tarkan’ın söyledikleri takıldı. Tarkan daha başta bir iki şarkı söyledikten sonra stadyumdaki kalabalığa dönüp ‘Hoş geldiniz! Kıskananlar, taş atanlar çatlasın.. Ben size layık olmak için çalışıyorum’ dedi. O sırada kafamın hafiften yarıldığını hissettim.

İlahi Tarkan! Benim eleştirim iş yapma biçimine değil, az ürün vererek hayranlarını üzmene.. Sen böyle güzel konserler yaptın, aldığından çok vermeye başladın da ben bir şey mi dedim? Avea konseri müthişti..

Az ürün verip hayranlarına haksızlık yapman doğru değil. Bundan sonra daha da sert eleştireceğim haberin olsun! Taş değil, kaya atacağım.. Hele bir az üret, o zaman görüşürüz..

Yeşillenmesin, zehirlemesin, alan bir daha almasın..(3)

23 Haziran’da ve 30 Haziran’da bu köşede ‘Yeşillenmesin, zehirlemesin, alan bir daha almasın’ başlıklı iki yazı yazıp, her şey dahil otellerin yiyecek içecek işini ucuza çıkartmak için her türlü hileye başvurduklarını yazmıştım.

Neredeyse üç ay sonra, Sadi Özdemir’e yaptığı röportajda Rixos Otelleri’nin sahibi Fettah Tamince ‘Her şey dahil oteller sahte içki yapıyor’ diyerek yazılarımı onayladı.. Kültür ve Turizm Bakanı gevrek gevrek gülüp, ortalarda fıkralar anlatacağı yerde, duruma bir çözüm getirse diyorum.. Apnenin tıbbı tedavisi var ama ayakta uyumanın yok!

Malatya Fener’e satıldı

Geçen hafta Malatyaspor’un Yeşilköy’de Polat Otel’de 40’ıncı yılını kutladığı geceye katıldım. Gecenin ortalarında futbolcuların imzaladığı bir forma, açık artırmaya çıkarıldı. Formayı 45 milyara Fenerbahçe’nin başkanlığına oynayan Saadettin Saran aldı!

Malatyalılar Gecesi’nde Malatya formasının, Fenerli bir başkan adayına satılmasını biraz yadırgadım.

Malatya lig sonuncusu.. Ligde iyi sıralarda olunca herkes kutlama yapar.. Önemli olan Malatyaspor’un sempatik başkanı Hikmet Tanrıverdi gibi lig sonuncusu iken sahneye çıkabilmek ve ‘Biz bu renklere gönül verdik, ister birinci, ister sonuncu fark etmez. Bir gün Anadolu’dan şampiyon çıkacaksa o biz olacağız’ diyebilmek..

Bravo Başkan..
Yazarın Tüm Yazıları